Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) “Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün” başlıklı 14 Mart Tıp Haftası programı kapsamında, sağlık emek-meslek örgütleri ile birlikte kararını aldığı G(ö)REV eylemi kapsamında ülkenin dört bir yanındaki on binlerce hekim ve sağlık emekçisi 14 Mart 2025 günü iş bıraktı.
G(ö)REV eylemi kapsamında kent meydanları ile il sağlık müdürlüklerinin, hastanelerin ve aile sağlığı merkezlerinin önlerinde basın açıklamaları düzenlendi. Birçok ilde kent meydanlarında çelenkler bırakıldı, görevleri başında yaşamını yitiren hekimler ve sağlık emekçileri için saygı duruşlarında bulunuldu. Sağlık emek-meslek örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin, siyasi partilerin ve milletvekillerinin de katıldığı basın açıklamalarına hasta ve hasta yakınları da alkışlarla destek verdi.
TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Alpay Azap, Merkez Konseyi II. Başkanı Dr. Pınar Saip, Merkez Konseyi Genel Sekreteri Dr. Önder Okay, Merkez Konseyi üyeleri Dr. Ali Karakoç, Dr. Ali Osman Karababa, Dr. Güzide Elitez, Dr. Murat Erkan ve Dr. Nilüfer Ustael, Ankara’da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde düzenlenen basın açıklamasına katıldı. TTB Merkez Konseyi üyeleri Dr. Ali Kanatlı, Dr. Ayşegül Ateş Tarla, Dr. Mehmet Şerif Demir de bulundukları illerde düzenlenen açıklamalara katıldılar.
Ankara’daki basın açıklamasında ortak açıklamayı Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mine Coşkun okudu. Daha sonra sağlık emek-meslek örgütleri adına kısa konuşmalar yapıldı. TTB adına da Dr. Alpay Azap söz aldı. “Bizi bu eylemleri yapmaya iten, basın açıklamasında da bahsedilen bu karamsar tablo çok kolay değişebilir. Bu ülkede insan onuruna yakışan, bebeklerin ölmediği, insanlarımızın hastalanmadığı, sağlık emekçilerinin güvenli ve güvenceli koşullarda mutlulukla çalışabildikleri bir sağlık sisteminin kurulabileceğini biliyoruz. Bunun nasıl kurulması gerektiğine dair de çok basit, sade önerilerimiz var” diyen Azap, TTB’nin başka bir sağlık sistemi için dokuz başlıkta geliştirdiği önerileri önümüzdeki aylarda kamuoyu ile paylaşacağını belirtti. Azap, “Bu ülkenin kaynakları güçlü, birikimi yeterli. Bu ülkenin hekimleri ve sağlık emekçileri yüz yıldır büyük bir özveriyle çalışıyor. Dolayısıyla biz kendimize, sağlık emekçilerine ve halkımıza güveniyoruz. Başka bir sağlık sistemi mümkün ve bunu hep birlikte başaracağız” ifadelerini kullandı.
Basın açıklamalarında ise ilk olarak tüm hekimlerin ve sağlık emekçilerinin Tıp Bayramı kutlandı. 14 Mart’ın tarihsel öneminden ve mücadele geleneğinden söz edilen açıklamada 2025 yılının 14 Mart Tıp Haftası’nda ise “Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün” sözünün öne çıktığı kaydedildi. Açıklamada, “‘Herkese sağlık ve güvenli gelecek’ yaklaşımını esas alan; herkese eşit, parasız, toplumsal yararı önceleyen sağlık hizmetini savunan; ‘Örgütlü emek - sağlıklı toplum’ perspektifini yıllardır sürdüren biz hekimler 14 Mart 2025 günü, ‘Hekimliğin 2025 Tıp Bayramı Bildirgesi’nde demokrasinin, adaletin, laikliğin ve barışın egemen olduğu bir ülke ve iyi hekimlik değerleri ile mesleğimizi yaşayabileceğimiz, ‘Başka Bir Sağlık Ortamının Mümkün’ olduğunu ilan ediyoruz. Yıllara dayanan birikimimiz, özgüvenimiz ve iyi hekimlik değerlerinden aldığımız güçle, akıl ve bilimsel yöntemlerden şaşmadan, halkın sağlığı, hekimlerin ve tüm sağlık emekçilerinin hakları için 2025 yılında da mücadele kararlılığımızı sürdürüyoruz” denildi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
Başka Bir Sağlık Sistemi ve Hekimlik Ortamı Mümkün!
Ülkemizin sağlık yükünü ekip arkadaşlarımızla birlikte taşıyan bütün hekimlerin; kamuda, özelde, ameliyathanelerde, polikliniklerde, ASM’lerde, laboratuvarlarda gece-gündüz demeden, ihtiyacı olan tüm insanlara şifa dağıtan meslektaşlarımızın, hepimizin 14 Mart 2025 Tıp Bayramımız kutlu olsun!
Emeğin ve fedakarlığın değerinin bilinmediği; bencilliğin, çıkarcılığın, paranın kutsandığı; adaletsizliğin ve eşitsizliğin hâkim kılındığı bir dünya ve ülke ortamında ayrım yapmadan ihtiyaç duyana sağlık hizmeti sunmakta olan hekimlerin günü bugün…
14 Mart hekimlerin gündem olduğu, sesinin daha fazla duyulduğu, kamuoyunda mesleğimize saygının ve minnettarlığın yansıtıldığı, aynı zamanda hekimlerin topluma karşı sorumluluğunun ve iyi hekimlik değerlerinin hatırlatıldığı gün…
14 Mart’ın tarihsel kökeni, tıp bayramını mesleğimiz için takvimden seçilmiş gün olmanın ötesine taşır. Çok daha anlamlı kılar.
14 Mart Tıp Bayramı, modern anlamda ilk tıp fakültesinin Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire’nin 14 Mart 1827’de kurulmuş olmasından kökenini alır. Ve 14 Mart 1919’da “Tıbbiyeliler ne yapabilir?” sorusunun da sorulduğu bir buluşmayı işgalcilerin baskısına rağmen gerçekleştirenlerin bu sembolik adımıyla da özdeşleşir.
14 Mart’ın bu tarihselliğinden ve insanların ruhuna ve bedenine temas edebilme ayrıcalığına sahip olan hekimliğin sorgulayıcı, biat etmeyen ve bağımsızlıkçı yönünden güç alarak sorunlarımızı gidermek üzere önerilerimizi, taleplerimizi ve demokratik tepkimizi 2025 yılında da göstermeye devam edeceğiz.
Bu kararlılıkla kamuoyuna ve sağlık otoritesine sesimizi duyuracağımız kutlama, tören, eylem ve etkinliklerle dolu 14 Mart Tıp ve Sağlık Haftası geleneğini sürdürüyoruz.
14 Martlar hekimlik ortamının güncel ihtiyaçlarına göre şekillenir. 2025 yılının 14 Mart Tıp Bayramı ve Sağlık Haftası’nda bizler “Başka Bir Sağlık Sisteminin Mümkün” olduğunu; sağlık emekçilerinin mesleki özerkliğe sahip özneler olarak demokratik katılımcı tarzla örgütlenmelerine dayanan kamusal bir anlayışla; koruyucu sağlığı esas alan, şiddetsiz bir sağlık ortamı için mücadele etmeye; nitelikli tıp ve uzmanlık eğitimini, gün içinde dinlenebilme hakkı ve ortamını, angaryaya dönüşmeyen nöbetleri, vergide adaletin sağlanmasını, güvenceli ve emekliliğe yansıyan temel ücret talebini ısrarla dillendirmeye devam edeceğiz.
“Herkese sağlık ve güvenli gelecek” yaklaşımını esas alan; herkese eşit, parasız, toplumsal yararı önceleyen sağlık hizmetini savunan; “Örgütlü emek - sağlıklı toplum” perspektifini yıllardır sürdüren biz hekimler 14 Mart 2025 günü, “Hekimliğin 2025 Tıp Bayramı Bildirgesi”nde demokrasinin, adaletin, laikliğin ve barışın egemen olduğu bir ülke ve iyi hekimlik değerleri ile mesleğimizi yaşayabileceğimiz, “Başka Bir Sağlık Ortamının” mümkün olduğunu ilan ediyoruz. Yıllara dayanan birikimimiz, özgüvenimiz ve iyi hekimlik değerlerinden aldığımız güçle, akıl ve bilimsel yöntemlerden şaşmadan, halkın sağlığı, hekimlerin ve tüm sağlık emekçilerinin hakları için 2025 yılında da mücadele kararlılığımızı sürdürüyoruz.