CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 7 Nisan 2016 Perşembe günü, beraberindeki heyetle TTB Merkez Konseyi’ni ziyaret etti. Görüşmede, Kılıçdaroğlu’na CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır ile CHP’li hekim milletvekilleri Niyazi Nefi Kara, Nurettin Demir, Çetin Arık ve Ceyhun İrgil eşlik etti. Görüşmeye TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Bayazıt İlhan, TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Özden Şener, TTB Merkez Konseyi üyeleri Doç. Dr. Deniz Erdoğdu, Dr. Filiz Ünal katıldılar. TTB Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen görüşmenin ardından basın toplantısı yapıldı.

Basın toplantısının açılışında konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Bayazıt İlhan, Dünya Sağlık Örgütü’nün kuruluş günü olan ve her yıl değişik bir temayla sağlığın durumunun ele alındığı bu günde TTB’yi ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na hoşgeldiniz diyerek, Türkiye’deki tüm hekimler adına teşekkürlerini, saygı ve sevgilerini iletti.

Türkiye’de sağlığın durumuna ilişkin kısa bir değerlendirme yapan Dr. Bayazıt İlhan, uzun yıllardır uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sağlığın artık daha fazla “tüketilen” bir nesne haline geldiğini anlattı. Sağlık hizmeti alırken vatandaşların cebinden önemli miktarlarda paralar çıktığına vurgu yapan İlhan, GSS primlerinin ve vergilerin ödeniyor olmasının yetmediğini, bunun üzerine sağlık hizmetinin her aşamada katkı-katılım payı ödenmesi gerektiğini kaydetti. İlhan, aile hekimine gidildiğinde bile reçete bedeli adı altında para ödendiğini, artık gençler okulu bitirir bitirmez GSS borçlarının işlemeye başladığını söyledi.

Hekimlerin nitelikli hekimlik yapamadıklarından yakındıklarını, sağlık çalışanlarının gelecek güvencesinden yoksun olduklarını, mevcut sistem nedeniyle sık sık hastalarıyla karşı karşı geldiklerini ve şiddet olaylarıyla karşılaştıklarını kaydeden İlhan, son bir yıl içerisinde iki hekimin, Dr. Kamil Furtun ve Dr. Aynur Dağdemir’in görev başında uğradıkları saldırılarda yaşamlarını kaybettiklerini hatırlattı. İlhan, Sağlık Bakanlığı’nın resmi kayıtlarına göre günde 31 sağlık çalışanının şiddete uğradığını söyledi.

‘Nüfusun üzerinde acil başvurusu var’

Acil servislerin içinden çıkılmaz hale geldiğini, yılda yaklaşık 110 milyon kişinin acil servislere başvurduğunu belirten İlhan, “Nüfusunun üzerinde acil servis başvurusunda bulunan tek ülkeyiz. Bu konuda dünya şampiyonuyuz” diye konuştu. Dr. İlhan, tomografi sayılarının son altı yıl içinde 2,5 kat, MR sayılarının son 8 yıl içinde 3 kat arttığını kaydederek, “Neresinden bakarsak bakalım, akıl dışı bir sağlık sistemi ile karşı karşıyayız” dedi. Sağlık hizmetinin bu kadar “tüketiliyor” olmasının toplumun sağlığının gelişmesini sağlamadığının altını çizen İlhan, “Yurttaşlarımız artık ellerinde torba torba ilaçlar, filmlerle doktor doktor geziyorlar ancak bir türlü hak ettikleri nitelikli sağlık hizmetine erişemiyorlar” diye konuştu. Bu yıl Dünya Sağlık Günü’nün temasının diyabet olduğunu belirten İlhan, Türkiye’nin diyabet ve obezite konusunda da çok kötü bir yerde olduğunu kaydetti.

İlhan, öte yandan ülkede gittikçe tırmanan bir şiddet ortamı olduğunu, her gün ölümlerin yaşandığını,  polislerin, askerlerin, sivil vatandaşların yaşamını yitirdiği, 100 günü aşan sürelerle sokağa çıkma yasakları ilan edildiğini anlattı. İlhan, bu ortamda, insanlar sağlık hizmetlerine erişemediklerini, diyaliz hastaları ellerinde beyaz bayraklarla hastanelere erişmeye çalıştıklarını, kentlerde bombalar patladığını, demokratik kitle örgütleri üzerindeki baskıların gittikçe arttığını kaydetti.

‘Hekimlerin, tabip odalarının üzerindeki baskıya son verilsin’

Dr. Bayazıt İlhan sözlerini şöyle tamamladı:

“Sağlığın tanımı fiziksel, ruhsal ve sosyal iyilik halidir. Türkiye’de ne yazık ki ne fiziksel, ne ruhsal ne de sosyal bir iyilik halinden söz etme olanağı kalmamıştır. Böyle bir dönemde bu günü yaşıyoruz. TTB ısrarla doğruyu anlatmaya, ısrarla sağlık alanında yaşanan sorunları dile getirmeye çalışıyor. Bu nedenle de sıklıkla mevcut iktidarın hedefi haline de geliyor. Tabip odalarına, TTB’ye yönelik çok ciddi baskılar var. Tabip odası başkanlarımız görevden alınıyor, haklarında davalar açılıyor, en demokratik haklarını kullandıkları için. Hali hazırda bir Merkez Konseyi üyemiz, Dr. Fatih Sürenkök, İzmir’de sağlığa erişimdeki zorluğu anlattığı için hukuksuz bir biçimde İzmir Valisi’nin emriyle görevden alınmış durumda. Dolayısıyla ne demokrasiden, ne emeğin haklarını bulduğu bir Türkiye’den ne sağlıktan ne de barıştan söz edebiliyoruz. Ama yine de hekimler olarak umutluyuz. İstiyoruz ki hakikaten emeğin değerini bulduğu, Türkiye’nin gerçekten demokratik bir ülke olduğu, bir an önce çatışma ortamından çıktığımız, barışın tesis edilebildiği, akan kanın durduğu bir ülkeye kavuşalım.”

‘En büyük arzumuz huzurlu bir Türkiye’

TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Bayazıt İlhan’ın ardından, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir konuşma yaptı. Kılıçdaroğlu, “En büyük arzumuz huzurlu bir Türkiye. En büyük arzumuz, sokaklarında, caddelerinde, parklarında rahat gezebildiğimiz bir Türkiye. Umarım bunu gerçekleştirebiliriz, el birliğiyle, gönül birliğiyle” diye konuştu

Sağlık alanındaki tablonun olumsuzluğunu ve ne kadar sorunlu olduğunu herkesin bildiğini, tanık olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Beden ve ruh sağlığı konusunda ciddi sorunlarımız var” dedi. Özellikle son 10 yılda Türkiye’de ruh sağlığı açısından ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bugün Türkiye’de yaşayan her 4 kişiden birinin antidepresan kullandığını, kullanılan kutu sayısının 26 milyonu geçtiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, aile kurumunda ciddi sarsılmalar olduğunu, her 5 evlilikten birinin boşanmayla sonuçlandığını söyledi. Kadına yönelik şiddetin yüzde 1400 arttığının iktidar tarafından ifade edildiğini, gençler arasında uyuşturucunun çok yaygınlaştığını anlatan Kılıçdaroğlu, 2007-2015 arasında uyuşturucu kullanımındaki artışın yüzde 678 olduğunu vurguladı. CHP Genel Başkanı, cinsel taciz suçlarındaki artışın yüzde 449, çocukların cinsel istismarındaki artışın ise yüzde 434 olduğunun altını çizerek, “Bütün bu tabloya baktığınızda beden ve ruh sağlığı açısından ciddi sorunları olan bir ülkeyle karşı karşıyayız” diye konuştu.

Dünya sağlık gününde herkese sağlık dilemenin aslında işin en kolayı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Sağlık dilemenin ötesinde herkesin sağlıklı bir yaşam geçirmesini sağlamak hepimizin görevi” diyerek sözlerini tamamladı.

Aile Bakanı’nın Ensar Vakfı ile ilgili açıklamaları

Kılıçdaroğlu daha sonra, gazetecilerin Aile Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun Ensar Vakfı ile ilgili açıklamalarını eleştirdiği konuşmasına ve bu konuşmaya ilişkin olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerine ilişkin sorularını yanıtladı.

Dr. Bayazıt İlhan da, söz konusu konuya ilişkin olarak hekimlerin ve TTB’nin değerlendirmesini aktardı. İlhan’ın sözleri şöyle:

“Kuşkusuz hekim örgütü olarak siyasi tartışmaların, polemiklerin dışındayız, insan yaşamıyla ilgiliyiz, sağlıkla ilgiliyiz. Hastalığa karşı sağlığı, ölüme karşı yaşamı savunuyoruz. Aile Bakanı Sema Hanım bir hekim aynı zamanda. Bu tartışma yaratan açıklamasından sonra TTB’ye de çok sayıda hekimlerden ve yurttaşlardan şikayetler oldu. Türkiye artık çok sayıda çocuğun tecavüze uğradığı, çocuk emeğinin sömürüldüğü, kız çocuklarının çocuk yaşta gelin edildiği, kıyılara çocuk cesetlerinin vurduğu, kadınlara yönelik tacizin, tecavüzün şiddetin yaygınlaştığı bir ülke konumunda. Böylesi bir durumda hekimlere düşen tavır kadınları, çocukları savunmaktır. Dolayısıyla bir hekim olarak Sema Hanım’a da düşen budur. Hekimler ve TTB olarak beklentimiz, Aile Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun insan yaşamının biricikliğini de bilen bir yerden, mağdur edilen çocuklara, kadınlara sahip çıkmasıdır; siyaseten yakın olduğu kurumlara değil.”