29 Haziran 2025 günü Seferihisar ve Menderes ilçelerinde başlayan yangınlara daha sonra Aliağa, Foça, Bornova, Çiğli, Çeşme ve en son olarak da Ödemiş ve Buca’daki yangınlar eklenince İzmir’in ciğerleri hep birlikte alevlere teslim oldu. Yangın odaklarının artması kuşkusuz ekiplerin aynı anda çok sayıda alana müdahalesini gerektirdiğinden yangınların kısa sürede kontrol altına alınmasını olanaksızlaştırdı. Sürece bir de aşırı sıcak hava, nem düşüklüğü ve hızlı rüzgarlar da eklenince olayın içinden çıkılması daha zor hale geldi ve süreç uzadı.

Lancet dergisi tarafından yayınlanan Geri Sayım Raporu’nda göre 2001–2004 yılları arasındaki dönem ile 2016-2019 dönemi karşılaştırıldığında, 2016–2019 döneminde 196 ülkenin 114’ünde (%58) orman yangını riskinde, 128 ülkede ise nüfusun orman yangınlarına maruz kalma oranında artış meydana gelmiştir.

Türkiye Ormancılar Derneği’nin verilerine göre ülkemizde çıkan orman yangınlarının %47,4’ünün çıkış nedeni bilinmezken; %29,5’i ihmal, %13 doğal, %5,6’sı kaza, %4,5’i ise kasıt nedenli olarak çıkmaktadır. Bu veriler aslında yangınların önemli bir bölümünün gerekli önlemler alındığında önlenebilir nitelikte olduğunu göstermektedir.

Konunun uzmanları orman yangınlarının ormanların tarım alanına dönüştürülmesi; madencilik, sanayi tesisi yapımı veya iskan amaçlı tahsisler nedeniyle parçalanması nedeniyle de çıkabileceğini belirtmektedir.

Bütün bunlara ek olarak da enerji alanındaki özelleştirmelerin de orman yangınlarına yol açtığı belirtilmektedir. Özelleştirme sonucu sistemin devredildiği şirketlerin gerekli bakım ve yenileme çalışmalarını zamanında yapmadığı da uzmanlar tarafından yangın nedeni olarak gösterilmektedir. İzmir’de ortaya çıkan yangınlara yönelik, İzmir Valisi yaptığı basın açıklamasında yangınların ormanlardaki elektrik iletim hatlarından kaynaklandığını belirtmiştir.

Orman yangınları büyüklükleri ile orantılı olarak değişen boyutlarda ekolojik yıkımlara neden olmaktadır. Biyolojik çeşitlilik kaybı, orman hayvanlarının ve ormanlık bölgelerde yaşayan insanların da  ölümüne neden olabilmektedir. Elbette ölümlere kimi zaman yangına müdahale eden ekip üyelerinden bazılarının yaşamını yitirmesini de katmak gerekir.

Ekolojik yıkımlar sonucunda sel, heyelan, toprak kayması, çığ gibi afetlerin ortaya çıkması riski artmaktadır.

Ayrıca ormanları ekolojik işlevleri yangınlar nedeniyle kaybolacağından yüzeysel ve yeraltı su kaynaklarının oluşumu ve kirlenmesi ile ilgili sorunlar yaşanacaktır.

Ormanlar yağmur ve iklim düzenleyici işlevlerini yerine getiremeyeceğinden bu başlıklarda sorunlar gözlenebilecektir. Unutulmamalıdır ki bilim insanları günümüzün en önemli çevre sorunlarının başında gelen iklim krizinin önlenmesinde karbon yutak alanları olarak orman varlıklarının korunmasına ve artırılması gerekliliğine sürekli dikkat çekmektedirler.

Orman yangınları sonucunda oluşan duman yapısında bulunan karbon monoksit, karbon dioksit, azot oksitler, uçucu organik bileşikler ve partikül madde (PM2.5) gibi canlıların sağlığı açısından çok zararlı bileşenlerin atmosfere, soluduğumuz havaya karışması sonuçta böyle dönemlerde toplumun kirli hava soluması söz konusudur.

İzmir’de yangın odaklarının çokluğu, yanan alanların genişliği, hava hareketleri kentin zaten kötü olan hava kalitesinin daha da bozulmasına neden olmuştur.

Bilindiği gibi Dünya Sağlık Örgütü, 2013 yılında kirli havayı grup 1 kanser nedenleri arasına dahil etmiştir.

Dumandan etkilenme sonucunda gözlerde yanma ve burun akıntısı, öksürük, hırıltılı solunum, balgam çıkarma gibi bulgular gözlenir. Ayrıca süreğen (kronik) kalp-dolaşım sistemi (kalp yetmezliği, iskemik kalp hastalığı, hipertansiyon gibi) ve solunum sistemi sorunları (kronik bronşit, astım, kronik tıkayıcı akciğer hastalığı) olanlarda  sağlık sorunlarının artması, kalp krizi ve solunum yetmezliği nedeniyle sağlık kurumlarına acil başvurularda artış gözlenir. Bunların yanında karbonmonoksit zehirlenmeleri ve kalp krizine bağlı ani ölümler de görülebilir. Kuşkusuz bu sorunlar yangınlara müdahale eden ekiplerdeki görevliler açısından daha büyük risk oluşturmaktadır.

Yukarıda sayılan sağlık sorunları yanında aşırı sıcaktan etkilenme (sıcak çarpması), yanıklar, ruh sağlığı sorunlarından (özellikle müdahale ekibi ve varlıklarını yitirenlerde) da bahsetmek gerekir.

Yangın sürecinde, sahadaki müdahale ekiplerinin göz damlası, gözyaşı solüsyonu, yanık kremi, harici güç ünitesi gibi gereksinimleri karşılanmış, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından gıda sorunu çözülmüştür.

Yangın alanlarında şu ana kadar ikisi orman görevlisi, diğeri yaşlı bir vatandaş olmak üzere üç kişi yaşamını yitirmiştir.

Hayvancılık yapılan alanlarda belediye çalışanlarının ve vatandaşların çabalarıyla çok sayıda evcil hayvan yangın alanlarından kurtarılarak güvenli alanlara taşınmıştır.

Gelinen son noktada Ödemiş çevresindeki yangın dışında kalan alanlarda yangın kontrol altına alınmış durumda. Bu aşamadan sonra eskilerin yeniden alevlenmesinin ve yeni yangıların çıkmaması için gerekli tüm önlemlerin yetkili kurumlar tarafından alınması gereklidir.

Kişiye yönelik önlemler:

  1. Yetkili kurumların uyarılarına nasıl erişebileceğinizi öğrenin, kurumların uyarılarına (hava kirliliği nedeniyle evde kalma, evi boşaltma vb.) uyun.
  2. Olası evden ayrılma riskine yönelik önemli belgelerinizi, para cüzdanınızı, varsa evcil hayvanlarınızı hazırlayın.
  3. Evden ayrılma zorunluluğu halinde hangi yoldan nereye gideceğinizi planlayın, bu konuda ilgili kurumların bildirimlerini dikkate alın.
  4. İlaç kullanıyorsanız evde birkaç günlük ilacınızı hazır edin ve evden ayrılma halinde ilaçlarınızı almayı unutmayın.
  5. Evinizde yangın dumanından etkilenmeyecek bir oda oluşturun (olası ise penceresiz veya en az pencereli oda)
  6. Zorunlu hallerde kullanılabilecek N95 veya FFP2 maskesi bulundurun.

 

Teknik önlemler:

  1. Kırsal kesimden kentlere göçün önlenmesine yönelik politika değişikliği yapılması
  2. Kent planlarının orman yangınlarına neden olmayacak şekilde biçimlendirilmesi
  3. Orman alanlarının her ne şekilde olursa olsun amaç dışı kullanımına izin verilmemesi (iskana açılmamalı, turistik tesis yapılmamalı, tarım alanı yapılmamalı; hobi bahçesi, sanayi tesisi, trafo vb. tesisler kurulmamalı)
  4. Elektrik iletim hatlarının orman alanlarından geçirilmemesi
  5. Elektrik iletim hatlarında gerekli bakımların düzenli olarak yapılması
  6. tratejik bir alan olan enerji sektöründe özelleştirmeden kamucu politikalara geri dönülmesi
  7. Anız yakılmasının önüne geçecek ağır ceza uygulamaları ve düzenli denetimin sağlanması
  8. Orman yangınlarının çok erken dönemde saptanabilmesi için günümüzün gelişmiş elektronik ve dijital teknolojilerinden yararlanılması 
  9. İklim krizinin giderek yoğunlaştığı günümüz koşullarında orman yangınlarının daha da artabileceği göz önünde bulundurularak gerekli bilimsel önlemlerin alınması

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi

 

Dr. Umur Gürsoy tarafından hazırlanan ve TTB tarafından yayımlanan “Orman Yangınlarından Korunma Rehberi ve Yangına Dayanıklı Bitkiler Atlası” kitabına erişmek için tıklayınız.