Gazze'deki Sağlık Çalışanlarına Destek ve Saldırılara Dikkat Çekme Eylemi

1057/2014
24.07.2014

TABİP ODASI BAŞKANLIĞI’NA

İlgi:23.07.2014 tarih ve 1051/2014 sayılı yazımız.

Gazze’deki saldırılara dikkat çekmek ve sağlık çalışanlarına desteğimizi iletmek amacıyla 25 Temmuz 2014 Cuma günü illerde yapılacak olan basın açıklamalarında kullanabilmeniz amacıyla hazırladığımız ortak basın açıklaması metni ektedir.

Bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Saygılarımızla,

Dr. Bayazıt İlhan
TTB Merkez Konseyi
Başkanı

 

“Çocuklar uyurken susulur ölürken değil…”
Öldürülen çocuklar, kadınlar, insanlar!
Filistin’de ölen insanlıktır!

Günlerdir dünyanın gözü önünde yaşanan insanlık dramı, vahşet tam bir katliama dönüştü. Çocuklar sahilde, kadınlar kucaklarında bebeleri, çocukları ile sığınakta, sokakta, evde, okulda, camide vuruluyor, öldürülüyor. Hastaneler bombalanıyor. Hastalar, yaralılar, sakatlar ve sağlık çalışanları hastanede, ambulansta öldürülüyor. Savaş suçu işleniyor. Egemenler susuyor.

Bir halk evsiz, barksız, işsiz güçsüz, aç açık bırakılıp açlığa, susuzluğa, yokluğa, yoksulluğa terk ediliyor. Yerlerinden yurtlarından edilip göçe zorlanıyor, tepelerine atılan bombalarla, ölüm saçan silahlarla evleri başlarına yıkılıyor, katlediliyor. İnsanlık suçu işleniyor. Egemenler bu durumu meşru müdafaa olarak açıklıyor .

Küçük bedenler sığınaklarda delik deşik ediliyor

Evler, barakalar, barınaklarla beraber umutlar ve hayaller de yıkılıyor.

Bir savaş aygıtına dönüşmüş İsrail devleti, yıllardır ileri karakolu ve jandarması olduğu emperyalist-kapitalist bloktan aldığı güçle ; duvarlarla, tellerle, hendeklerle çevirdiği, doğup büyüdükleri köylerinden, evlerinden yurtlarından söküp attığı, kamplarda, barakalarda çadırlarda yaşamaya mecbur ettiği bir halka yıllardır zulüm ediyor.

İsrail dünyanın gözü önünde bir halkı aşağılıyor, sürüyor, süründürüyor. Yıkıyor, yakıyor. Tutukluyor, öldürüyor. Filistin’de her ölümle birlikte insanlık da ölüyor .

Bakın Gazze’den, Şifa Hastanesi’nden Norveçli Doktor Mads Gilbert nasıl haykırıyor: “Bay Obama, sizin bir kalbiniz var mı? Sizi buraya davet ediyorum, Şifa’da bizimle beraber bir gece, sadece bir gece geçirmeye. İsterseniz tebdili kıyafetle bir temizlikçi olarak. Yüzde yüz eminim ki bu tarihi değiştirecektir. Kalbi ve kudreti olan hiç kimse Filistin halkının katliamına son vermeye karar vermeden Şifa’daki bu geceyi öylesine bırakıp da gidemez.”

İşte İsrail böylesine ağır bir tabloda, yokluklar içinde sağlık hizmeti sunmaya çalışan hastanelere ve sağlıkçılara dahi saldırmaktan çekinmiyor!

Saldırının başladığı 8 Temmuz’dan bu yana 11 sağlık merkezi saldırıların hedefi olurken, El-Wafa, El-Aksa, Balsam Hastaneleri gibi bazı sağlık merkezlerine tekrarlayan saldırılar olmuş, El-Aksa Hastanesi’nin bombalanması sonucu 5 hasta ölürken, aralarında doktorların ve sağlık çalışanlarının da olduğu 70’den fazla insan yaralanmıştır. Bugüne kadar süren saldırılarda 200’ü aşkın çocuk olmak üzere çoğu kadın ve sivillerden oluşan 700’den fazla Filistin vatandaşı ile 28 İsrail askeri ölmüş, 4500’den fazla insan da yaralanmıştır.

Hastaneler, okullar, işyerleri enerji alt yapısı ve jeneratörler, su şebekeleri tahrip edilmiş, yiyecek, içecek, ilaç, tıbbi malzeme bitme noktasına gelmiş, yaralıların sığınacağı, tedavi  edileceği  hastane ve malzeme sıkıntısı nedeniyle  Gazze yaşama şansı yok edilmek üzere olan bir şehir haline gelmiştir.

Durumun aciliyeti karşısında İnsan Hakları İçin Hekimler Örgütü, Sınır Tanımayan Doktorlar ve Kızılhaç Uluslararası Komitesi yaralıların tedavisi için acil bir çağrı yaparak öncelikle hastaneler ve sağlık çalışanlarına yapılan saldırıların durdurulması, çatışmaların ve savaşın son bulması, Filistinlilere insani yardım için, uluslararası kurum ve kuruluşları yardım ve göreve davet ettiler.

Bizler de bir kez daha sağlık çalışanları olarak tüm dünyaya sesleniyoruz: Filistin halkına yapılanlar savaş suçudur, insanlık suçudur. Derhal durdurulmalıdır.

Filistin halkının yıllardır yaşadığı insanlık dramı bir kez daha katliama dönüşürken insanlarla birlikte insanlığın da ölmesine yol açmaktadır. Seyirci kalınmamalıdır.

Bu duruma seyirci kalmak katliama, savaş suçuna ve insanlık suçuna ortak olmak demektir.

Türkiye’nin hekimleri, hemşireleri, teknisyenleri, sağlık işçileri olarak sağlığa giden yolun barış ve demokrasiden geçtiğini biliyor, buna inanıyor ve bu nedenle bu savaşın durdurulmasını talep ediyoruz.

Türk Tabipleri Birliği (TTB)

Türk Dişhekimleri Birliği ( TDB)

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası ( SES)

Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası ( DEV-SAĞLIK İŞ)

Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUD)

Türk Hemşireler Derneği ( THD)

Türk Ebeler Derneği

Türk Psikologlar Derneği

Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği (TMRT DER)

Tüm Radyoloji Teknisyenleri/Teknikerleri Derneği ( TÜMRAD -DER)