Dr. Füsun Sayek VII. Eğitim Hastaneleri Kurultayı Sonuç Bildirgesi

Ankara'da 12 Aralık 2014 tarihinde gerçekleştirilen Dr. Füsun Sayek VII. Eğitim Hastaneleri Kurultayı'nın sonuç bildirgesi açıklandı. 

İlgili haber için...

Dr. Füsun Sayek VII. Eğitim Hastaneleri Kurultayı Sonuç Bildirgesi

12 Aralık 2014 -Ankara

Ankara Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği - Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu tarafından 12 Aralık 2014 tarihinde Ankara Üniversitesi, İbn-i Sina Hastanesi, Hasan Ali Yücel Salonu’nda düzenlenen Dr. Füsun Sayek VII. Eğitim Hastaneleri Kurultayı’na  eğitim - araştırma hastanesi, tıp fakültesi ve uzmanlık derneği temsilcilerinden oluşan 60 meslektaşımız katılmıştır.

Sonuç Bildirgesi kurultay katılımcıları ile birlikte oturumların sonunda hazırlandı.

Eğitim - Araştırma Hastanelerinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri;

1. Eğitim - Araştırma Hastanesi (EAH)’nin temel işlevi hizmet hastanesi gibi çalışıp birer işletme gibi faaliyet göstermek değildir.

*EAH’nin temel işlevi adından da anlaşılacağı gibi öncelikle eğitim ve araştırma yapmak, arkasından uzmanlık eğitimi için gereken 3. basamak sağlık hizmeti sunmaktır.

2. Son yıllarda sağlıkta dönüşüm programı nedeniyle sağlık hizmeti sunumunda performansa dayalı ödeme sistemi kabul edilemez bir noktaya gelmiş, eğitim ve araştırmaya ayrılan süre azalmış, hizmet ön plana çıkmış, çalışma koşulları giderek ağırlaşmış ve çalışma barışı bozulmuştur.

* Eğitim hastanelerindeki olumsuz çalışma koşulları düzeltilmeli, aşırı çalışma saatleri ve kesintisiz 36 saatlik nöbetler ve nöbet sayıları gelişmiş ülkelerde olduğu gibi sınırlanmalı ve eğitime yeterli zaman ayrılmalıdır.

3. Eğitim görevlileri ve idari sorumluların liyakatsiz atanmaları, kadro çeşitliliği (klinik şef, şef yardımcısı, doçent, profesör, baş asistan, uzman vb.) ve bunların görev ve yetkilerinin tanımlanmamış olması eğitimde ve çalısma ortamında kaosa neden olmaktadır. Eğitim görevlilerinin (klinik şef, şef yardımcısı, doçent, profesör, baş asistan, uzman vb.) özlük haklarına yansımayan ödemeler, artan iş yükü ve görevlendirmeler üniversitede aynı işi yapan meslektaşlarına göre farklılık göstermesi hak kayıplarına neden olmaktadır.

* Eğitim sorumlularının atanmasında  eğitim ve liyakata önem verilmeli, atamalarda ve akademik yükseltmelerde;  gereksinime göre atama yapılmalı, hakkaniyete ve liyakata uyulmalıdır. Ayrıca  eğitim görevlilerinin (klinik şef, şef yardımcısı, doçent,  profesör, baş asistan, uzman vb.) özlük hakları üniversitedeki aynı işi yapan meslektaşları ile aynı düzeye getirilmeli, emekliliğe yansıyacak düzenlemeler yapılmalıdır.

4. Devlet hastaneleri eğitici kadrolar, yeterli alt yapı ve teknik yeterliliği sağlanmadan bir günde eğitim araştırma hastanelerine dönüştürülmektedir.

* Uzmanlık eğitimi için gerekli alt yapı ve nitelikli eğitim kadrosu oluşturulmadan yeni eğitim hastaneleri açılmamalı, var olanlar denetlenmeli ve uygun eğitim şartlarına sahip olmayanların eğitim yetkisi askıya alınmalıdır.

5. Ülkemizde tıpta uzmanlık eğitiminin en önemli sorunlardan biri, uzmanlık için açılan kadroların ülke gereksinimine göre değil, hastane ihtiyacına göre belirlenmesidir.

* Öncelikle açılan uzmanlık dalları ve kadroları ülkenin gereksinimine göre belirlenmelidir.

6. Ülkemizde uzmanlık eğitimindeki bir sorun da uzmanlık eğitimi veren kurumlar arasında eğitim altyapısı, insan gücü ve eğitim süreçleri açısından bir standardizasyonun olmamasıdır. Asli görevleri uzmanlık eğitimi almak olan asistanların artan iş yükü, angarya ve nöbetler nedeniyle eğitim hakları engellenmektedir.

* Bu nedenle eğitim veren kurumlarda uzmanlık eğitiminin asgari standartlarının saptanması gereklidir. TUKMOS’ta Çekirdek Eğitim Programlarının takipcisi olunup bunların alanlarda uygulanması sağlanmalıdır. Kuramsal eğitimler mesai saatleri içinde ve her gün yapılmalı, öğlen ve mesai saatleri dışında yapılan 'korsan' eğitim havasından kurtulunmalıdır. Uygulamaya dönük eğitim için de asistanların mutlaka uzmanlarla birlikte çalışması sağlanmalıdır. Ayrıca asistanların performanstan bağımsız özlük hakları iyileştirilmelidir.

7. Son yıllarda afiliasyon adı altında yapılan ortak kulanım anlaşmaları ile kurumsal kimliği ve yapılan hizmet ve eğitim araştırma etkinlikleri ile kendini kanıtlamış EAH çalışamaz hale gelmiş, aynı işi yapanların farklı ünvan ve kadro altında istihdam edilmeleri, çalışma barışını bozmuş ve bir kaosa neden olmuştur.

* Afiliasyon şu an uygulanan hali ile eğitim ve çalışma ortamı açısından sorunlara yol açmaktadır. Bu haliyle uygulamanın gerekliliği ve nasıl uygulanması gerektiği tartışılmalıdır.

Ülkemiz tıpta uzmanlık eğitim kurumları; eğitim hastaneleri, tıp fakülteleri bütününde var olan olumsuz eğitim koşullarının, altyapı olanaklarının analiz edilip düzeltilmesi için başta Yükseköğrenim Kurumu, Sağlık Bakanlığı ile birlikte, sorunu bütünlüklü görerek çözüm üretmenin gerekliliğini bir kez daha vurguluyoruz.