TTB'den Prof. Rennan Pekünlü'ye destek

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yaptığı dönemde, üniversitedeki gerici uygulamalara karşı çıkması sebebiyle iki yıl bir ay hapis cezası verilen Prof. Rennan Pekünlü için 18 Kasım 2014 tarihinde destek eylemi gerçekleştirildi.

Çankaya Belediyesi önünde toplanan milletvekilleri ve 26 örgütün temsilcileri, basın açıklaması için Güvenpark’a yürüdüler.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Bayazıt İlhan, TTB Genel Sekreteri Dr. Özden Şener, ATO Başkanı Dr. Çetin Atasoy, ATO Genel Sekreteri Dr. Ebru Basa, ATO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Asuman Doğan ve birçok hekim de eyleme katılarak Rennan Hoca’ya desteklerini ilettiler.

İlk olarak söz alan Dr. Erhan Nalçacı “Gericilik; yağmanın, emek sömürüsünün üstünü örtüyor ancak bizim aydınlanma mücadelemiz örgütlü olarak devam edecektir” dedi.

CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner de “Bu durum laik eğitimden uzaklaştığımızın göstergesidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınan bu davada Rennan Hoca’nın yanındayız” diye konuştu.

Eğitim-Sen Ankara 5 No'lu Şube Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Aylar tarafından okunan basın açıklamasında Rennan Pekünlü’nün tüm öğretim üyelerini yıldırmak ve gözlerini korkutmak üzere seçilmiş sembol bir isim olduğunun altı çizildi.  İntikam nesnesi olarak seçilmesinin en önemli kanıtının ceza süresinin ertelenmesine izin vermeyecek şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak iki yıl bir ay olarak kesildiğini belirten Ebru Aylar “Bizler, aşağıda imzası bulunan kitle örgütlerinin temsilcileri ve üyeleri olarak Rennan Hoca özgürlüğüne kavuşana ve ülkemiz aydınlığa erişene kadar mücadele edeceğimize söz veriyoruz” diyerek sözlerini bitirdi.

Basın açıklamasının ardından söz alan CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan da Meclis’e evrensel hukuka uygun bir yasa değişikliği teklifi verdiklerini ifade etti.

 

“Rennan Hoca’ya Özgürlük!” sloganları ve alkışlar eşliğinde eylem sona erdi.

 

Ortak Basın Açıklaması

18 Ekim 2014

Gericiliğe Teslim Olmayacağız!

Türkiye’nin yetiştirdiği değerli bilim insanlarından astrofizikçi Prof. Dr. Rennan Pekünlü hukukla alakası olmayan siyasi bir davadan dolayı 20 Kasım’dan itibaren hapis yatmaya başlayacak.

Rennan Pekünlü hapis cezasına çarptırıldığı davanın tıpkı Ergenekon, Balyoz, KCK ve Oda TV davalarında olduğu gibi siyasi, dolayısıyla hukuken son derece keyfi olduğunu biliyoruz.

Prof. Rennan Pekünlü 2011 yılında yasa gereği kullanımı yasak olmasına, henüz serbest bırakılmamasına rağmen YÖK tarafından fiili olarak yaratılan üniversitelerde türban serbestliğine karşı tutanak tutarak direndiği için cezalandırılmıştır. Kamuda türbanın serbest bırakılmasına ilişkin yasal düzenlemeler, geçmişte Anayasa Mahkemesi’nin önüne üç kez getirilmiş ve hepsinde iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi içtihatları değişmediği için bugün geçerliliğini sürdürmektedir. Rennan Pekünlü, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını uygulamaya çalıştığı için cezalandırılmaktadır. Şikayetçi öğrencilerin eğitim haklarından hiçbir mağduriyeti olmadığı saptanmıştır. Rennan Pekünlü tüm öğretim üyelerini yıldırmak ve gözlerini korkutmak üzere seçilmiş sembol bir isimdir. O dönemde tutanak tutan öğretim üyelerinden benzer bir sürece tabii olan bilinmemektedir.

Rennan Pekünlü benzer süreçlerde olduğu gibi, yandaş öğrenci, yandaş idare, yandaş basın ve yandaş yargı tarafından linç edilmiş ve bir intikam nesnesi olarak seçilmiştir. Bunun en önemli kanıtı ceza süresinin ertelenmesine izin vermeyecek şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak iki yıldan uzun, yani iki yıl bir ay olarak kesilmesidir.

Sürecin siyasi bir dava olduğunun bir diğer kanıtı ise Türkiye’nin 2011’den bu yana gericilikte aldığı yolda aranmalıdır. Üniversitelerde türban serbestliği söz konusuyken, türbanın kamuya, ortaöğrenime ve yargıya girmeyeceği garantisi iktidar tarafından veriliyordu. Önce kamuda, sonra orta ve ilköğretimde, şimdi ise yargıda serbestlik tanındı. Gericiliğin bir durağı olmadığını fark ediyoruz. Özel okullara giremeyen lise çağındaki çocukların imam hatiplere yazdırılması, yaşamın her noktasına dini gerekçelerle müdahale edilmesi, kadınların geçen yüzyılda elde ettikleri sınırlı kazanımların bile çok görülmesi bu gericilik dalgasının yansımaları olarak alınmalıdır.

Gericilik aslında çirkin ve insana düşman bir politikayı örtmek için kullanılıyor. Ülkenin emperyalizme bağımlı hale getirilmesinin, emeğin köleleştirilmesinin, talan ekonomisinin halkımıza kabul ettirilmesinin bir aracı olarak devreye giriyor.

Rennan Pekünlü özgür kalmalıdır. Bunun yolunu tarif etmek zorunda değiliz. Bu yolu siyasi davları bir tuzak olarak hazırlayan AKP iktidarı düşünmelidir.

Bizler, aşağıda imzası bulunan kitle örgütlerinin temsilcileri ve üyeleri olarak Rennan Hoca özgürlüğüne kavuşana ve ülkemiz aydınlığa erişene kadar mücadele edeceğimize söz veriyoruz.

 

Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği

Ankara Tabip Odası

Antalya Tabip Odası

Başka Hacettepe Yok İnisiyatifi

Bursa Barosu

Çukurova Öğretim Elemanları Derneği

Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği

Ege Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği

Eğit-Der

Eğitim-İş

Eğitim-Sen Ankara 5 nolu Şube

Hukukta Sol Tavır

İnönü Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği

İzmir Tabip Odası

Mülkiyeliler Birliği

ODTÜ Mezunları Derneği

Onurumuzu Savunuyoruz Hareketi

Tüm Öğretim Elemanları Derneği

Türk Tabipleri Birliği

Türk Mühendis Ve Mimar Odaları Birliği

Üniversite Konseyleri Derneği

Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği

Van Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği

Yargıçlar Ve Savcılar Birliği

Yargıçlar Sendikası

Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği