Dokuz Eylül Üniversitesi sağlık çalışanlarından şiddet protestosu

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde görev yapan sağlık çalışanları, 29 Ekim 2014 akşamı acil serviste bir grup hasta yakınının asistan ve intern hekimlere yönelik linç girişiminin ardından, 4 Kasım 2014 günü bir basın açıklaması gerçekleştirdiler.

 Basın açıklamasının ardından, 2012 yılında Gaziantep'te bir hasta yakını tarafından öldürülen Dr. Ersin Arslan'ın temsili mezarına kadar sessiz yürüyüş gerçekleştirildi. Sağlık çalışanları, basın açıklamasının ardından acil serviste yeşil alan hastalarına sağlık hizmeti sunmama eylemi gerçekleştirdiler. Basın açıklamasına TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Fatih Sürenkök de katıldı. 

 

04.11.2014

BASIN AÇIKLAMASI

            Öncelikle burada bizim yanımızda olduğunuz için çok teşekkür ederiz. Bugün burada toplanma amacımız her gün şiddeti giderek artan sağlık personeline yaşatılan acımasızlığın bir örneğinin daha yaşanmış olmasıdır. Belki birçok örneğini yaşamış ve duymuş olsak da başımızdan geçen bu olayı öncelikle anlatmak istiyoruz:

            29 Ekim 2014 tarihinde acil servis resusitasyon yani kritik bakım alanında yatmakta olan son dönem akciğer kanseri ve kalp yetmezliği tanıları olan bir hastanın kalbinin durması sonrasında hastaya müdahale eden doktor ve sağlık personeli ekibi; hastayı hayata döndürmek için insanüstü çabayla uğraş verirken; hasta yakınları elini kolunu sallaya sallaya içeri girerek doktor ve müdahale ekibine saldırdı, darp ederek linç girişiminde bulundu, silahla öldürmekle tehdit etti…

            Bu olayın akabinde Rektörümüz, Dekanımız, Başhekimimiz ve yardımcıları ve hastane müdürümüz bize geçmiş olsun ziyaretinde bulundular. Yönetim olarak, başta nitelik ve nicelik olarak yetersiz kalan güvenlik personeli problemini çözmek üzere, üzerlerine düşen tüm görevleri ve alınacak önlemleri en kısa sürede gerçekleştireceklerinin sözünü verdiler. Ancak bu önlemler şiddet teşebbüsünü engellemeye yönelik önlemlerdir. Güvenlik tedbirlerinin eksikliğinin çok daha ötesinde sebepler olduğu açıkça ortadadır.  Asıl önemli olan sağlık çalışanlarına şiddet fikrinin ve eğiliminin ortadan kaldırılması gerektiğidir.

            Bize yapılan şiddetin bitmeyen kronolojisini sayfalarca yazabiliriz burada. Ersin Arslan, Melike Erdem, Göksel Kalaycı, Ali Menekşe ve daha birçoğu…   Gece gündüz demeden büyük bir özveriyle çalışıp sadece mesleğini icra etmeye çalışan bu insanlar ahlaksızca öldürüldüler, darp edildiler, tehdit edildiler. Ve halen hemen hemen her gün birçok hastanede bu ve benzeri olaylar devam etmektedir. Endişemiz, ciddi önlemler alınmadığı sürece sağlık çalışanlarına olan şiddetin artarak süreceğidir. Şimdiye kadar bu konuyla ilgili yapılan ve medyaya da yansıyan basın açıklaması, grev gibi eylemlerin etkileri geçici olmaktadır. Ayrıca bu gibi haberler arttıkça şiddetin, halkımız tarafından doğal karşılanmaya başlanması, bizi daha da fazla üzmekte ve yıldırmaktadır.

            Şu unutulmamalıdır ki bugün bizim meslektaşımızın başına gelen olay başka bir gün bir öğretmenin, bir mühendisin ya da bir işverenin başına gelebilir ve bu kişi sizin çocuğunuz, eşiniz, kardeşiniz ya da arkadaşınız da olabilir. Bu nedenle bugün bize yapılan şiddet aslında size yapılmıştır.

            Açıkcası günümüzde beyaz önlüğümüz,  doktor kimliğimiz bir saldırı sembolü haline gelmiştir. Bu konu ile ilgili olarak başta sağlık bakanlığı olmak üzere tüm hastane idarecilerini, sağlık personelinin can güvenliğinin sağlanabilmesi için göreve davet ediyoruz .

            Acil tıp doktorları olarak biz;

·         Madem ki önlükle hedef oluyoruz, o zaman bu önlüklerimizi çıkarıyoruz.

·         Genel farkındalığı arttırabilmek için bugün bir gün süreyle acil serviste sadece hayati tehlikesi olan acil durumdaki hastalara bakacağız. Yeşil alan hastası bakmayacağız.

          Ayrıca belirtmek isteriz ki; şu anda ilk günden beri duyarlılık gösterip yanımızda olduklarını belirten Bursa, İstanbul ve İzmir‘deki meslektaşlarımız olmak üzere ülkemizin birçok yerinde eşzamanlı basın açıklaması yapılmaktadır. Destek veren tüm arkadaşlarımıza teşekkür ederiz.

          Sağlık çalışanı olarak;

·         Şiddet olayları ile gündeme gelmek istemiyoruz

·         Halkımız tarafından sağlık çalışanlarına şiddetin meşru görülmesini istemiyoruz.

·         Can güvenliğimizle ilgili endişe duymadan, sadece görevimizi yapmak istiyoruz.

·         Sizin canınız nasıl bize emanetse, bizim canımız da size emanet. Sizleri sağlık çalışanlarına karşı şiddete sessiz kalmamaya davet ediyoruz

                                                                                                              Teşekkür ederiz…