Ölüme karşı yaşamı, savaşa karşı barışı savunmaya devam ediyoruz

Her koşulda insan yaşamı ve onurunu savunmaya devam edeceklerini yineleyen hekimler, Türk Tabipleri Birliği'nin çağrısı üzerine İstanbul'dan yola çıkarak Ankara'ya geldiler. Ankara'dan katılan hekimlerle birlikte Adana, Gaziantep üzerinden Suruç'a yola çıkan grup, Sağlık Bakanlığı önünde bir basın açıklaması yaptı. 

11.10.2014

BASIN AÇIKLAMASI

Sevgili meslektaşlarımız, değerli basın emekçileri;

Ölüme karşı yaşamı, savaşa karşı barışı savunmaya devam edeceğiz.

Biz hekimler ister ülkemizde isterse sınırlarımızda yaşansın; insanın yaşam ve sağlık hakkını savunacağız. Çatışmalar ve/veya gözaltına alındığı için sağlık hizmetine gereksinim duyan her yurttaşımıza bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da ayrımsız hizmet vermeye devam edeceğiz. Kamu otoritesi de yurttaşların sağlık ve yaşam anayasal hakkını korumakla yükümlüdür.

Türk Tabipleri Birliği bölgedeki tabip odaları ve gönüllü hekimler aracılığıyla tanıklık ettiği sağlık sorunlarının tespiti ve çözüm önerilerinin geliştirilmesi doğrultusunda çalışmalar yapmış; Sağlık Bakanlığına iletmiş ve dün itibarıyla basınla ve kamuoyuyla da paylaşmıştır.

Bölgede ve sınırda etkin bir sağlık hizmeti verilebilmesi için kamu otoritesini Türk Tabipleri Birliği, yerel yönetimler ve sendikalarla işbirliğine davet ediyoruz. TTB heyetinin Sağlık Bakanını ziyareti sırasında, bu işbirliği önerisinde somut bir adım atılmış ve bölgede gönüllü olarak hizmet vermek isteyen hekimlerin listesi Bakanlıkça görevlendirilmeleri talebiyle Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğüne iletilmiştir. Bölgede sayılan örgütlerin temsilcilerinin yer aldığı bir kriz masası -acilen-oluşturulmalıdır.

Suruç Devlet Hastanesi kapasitesinin çok üzerinde bir yükle çalışmakta ve kimi hastalar zorunlu olarak çevre illere sevk edilmektedir. Suruç'tan çevre illere yapılan sevkler sırasında tıbbi müdahalede yaşanan kaçınılmaz gecikmeler tıbbi müdahalenin de gecikmesine ve sonuçta kimi komplikasyonlar ve ölümler yaşanabilmektedir. Bu nedenle Suruç'ta Sağlık Bakanlığı’nı bir sahra hastanesi kurmaya davet ediyoruz.

Hastaların sınırdan itibaren güvenli ve hızlı bir şekilde hastaneye ulaşımını sağlamak üzere sınırda 5 adet hekimli ambulansa ihtiyaç vardır. Bölgede tedavi edilemeyeceği tespit edilen hastaların hızlı sevki için bir helikopter ambulansın ilçede, bir uçak ambulansın Şanlıurfa'da bulundurulması da uygun olacaktır. Özellikli vakalar için büyük illerde değerlendirilebilir. Sınırın diğer tarafında varlığı bilinen sağlık ekiplerine sağlık malzemesi ve ilaç ulaştırılabilmelidir.

Suruç'taki sağlık emekçileri büyük bir özveriyle çalışmaktadır. Bu olağanüstü koşullar nedeniyle; hekim ve sağlık çalışanı desteğine ihtiyaç vardır. Kobané'den gelen hekimlerin Suruç'ta çalışabilmeleri sağlanmalıdır.

Suruç ve Şanlıurfa'daki özel sağlık kuruluşları acil hizmet havuzu içinde değerlendirilmelidir.

Ayrıca kan ve kan ürünleri başta olmak üzere teknik ihtiyaçların hızla temin edilmesi yaşam kurtarıcı olacaktır.

Şanlıurfa başta olmak üzere yakın çevre illerdeki devlet ve eğitim ve araştırma hastanelerinin yataklarının acil hastalar için muhafaza edilmesi uygun olacaktır. TTB ve Tabip Odaları bu konuda destek vermeye hazırdır.

Sınır güvenliği yaşam hakkına müdahalenin gerekçesi olamaz; sınırda bekletilen ve tıbbi müdahalenin gecikmesi nedeniyle 10'u aşkın yaralı yaşamını kaybedilmiştir.

Son 72 saat içinde şehirlerde süre giden toplumsal olaylar sırasında yaralanan yurttaşlarımızın sağlık hizmetine erişiminde sıkıntılar yaşandığı, adli muayene ve raporlama işlemlerinde ise İstanbul Protokolünün uygulanmadığı anlaşılmaktadır.

Yola çıkmadan bu öneri ve talepleri bir kez de burada; Sağlık Bakanlığının hemen önünde dile getirmek isteriz.

Türk Tabipleri Birliği'nin daveti ile her koşulda insan yaşamını ve onurunu savunmaya devam edeceğini bildirmek ve barışın sesi olmak üzere İstanbul’dan yola çıkan hekimler Ankara’ya geldi. Ankara’da katılacak hekimlerle yolumuz Adana, Gaziantep’ten geçerek Suruç’a uzanacaktır.

Kobane’de yaşanan insanlık dramının daha fazla büyümemesi, vicdanlardaki yaraların daha fazla derinleşmemesi için acilen “yaşam koridoru” açılmalıdır.

Bizler barışın gönüllü hekimleri olarak sağlık ve yaşam hakkının ancak barış halinde olacağını biliyor ve bildiriyoruz.

Tüm yurttaşlarımızı, tüm yetkilileri, tüm görevlileri insanlığın ortak özlemi olan barışın diline davet ediyoruz.

Saygılarımızla

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ