Hekimliği Yargılayanları Tarih Yargılayacaktır

Aralarında 2 genç meslektaşımızın da bulunduğu 255 kişinin yargılandığı Gezi Davası 6 Mayıs 2014 tarihinde Çağlayan Adliyesi İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başladı. 

Bilindiği gibi Gezi olayları sırasında polis şiddetinden kaçarak Dolmabahçe Bezmi Alem Valide Sultan Camisi'ne sığınan yaralılara yardım eden 2 meslektaşımız "suç isleyen kişilere imkan sağlayarak 'suçluları kayırdıkları' ve ilgili dini inanışı benimseyen toplum kesimini tahkir maksadıyla 'camiyi kirlettikleri' iddialarıyla suçlanmaktaydı.

Gerçekte cezalandırılmak istenenin hekimlik değerleri olduğuna dikkat çeken TTB ve İstanbul Tabip Odası yöneticileri 7 Mayıs 2014 Çarşamba günü sabah saatlerinden itibaren duruşmaya katılarak meslektaşlarına destek verdiler.

Ayrıca ayni gün 12.30'da İstanbul Tabip Odası, Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve Adli Tip Uzmanları Derneği tarafından Çağlayan Adliyesi önünde gerçekleştirilen bir basın açıklamasıyla açılan dava ve hekimler üzerindeki baskılar protesto edildi.

İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Samet Mengüç basın açıklaması öncesinde yaptığı konuşmada; "Bugün burada insanlık onuru, insanlık değerleri, hekimliğin ruhu ve hekimlik yargılanıyor. Bizler yasalar ne derse desin hekimlik değerlerine sahip çıkmayı sürdüreceğiz. Yargılanan 255 kişi arasında olan 2 genç meslektaşımız basta olmak üzere hekimlik mesleğinin gereğini yapmaktan çekinmeyen, geri durmayan tüm meslektaşlarıma teşekkür ederim" dedi.

Ardından söz alan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan'sa yaptığı konuşmada; "2 hekim arkadaşımız nezdinde bugün burada yargılanan; Türkiye'nin onuru, Türkiye'nin insan haklarına saygısıdır. Burada yargılanan hükümettir, devlettir. Hekimlerimizin yaptıklarıyla ilgili olarak en ufak bir endişemiz yok; doğruyu yapmışlardır, bundan sonra da hekimliğin gereği neyse onu yapmaya devam edeceklerdir. Maalesef Gezi olayları sürecinde hekimlik yapmanın suç sayıldığı, hekimlik yapanların korkutulduğu, sindirilmeye çalışıldığı bir dönem yaşadık. Bu süreç içinde birçok meslektaşımız hastalara baktığı, yaralılara yardım ettiği için suçlandı, soruşturmalara uğradı. Hükümet bununla da yetinmeyip alelacele yasalar da çıkarttı ve bu tür durumlarda verilen sağlık hizmetlerine karşı hekimlere 1 ila 3 yıl hapis ve 2 milyon liraya kadar para cezası öngören bir yasa maddesi, bir utanç maddesi maalesef ki yasalaştı. Verilen cezalar kara para aklayanlara verilen cezayla, uyuşturucu kaçakçılarına verilen cezayla eşdeğerdedir. Acil durumdaki hastalara bakmanın, yaralılara yârdim etmenin cezası maalesef bu yüzkizartıcı suçlarla ayni kefeye konmaktadır. Ancak unutmayalım ki bu yasa ayni şekilde depremler sırasında da koşup yaralılara yardım eden hekimle için de geçerlidir. Bu ülkede depremler yaşayacağız. Daha önce olduğu gibi hekimler yine yardıma koşacaklar, yasalara rağmen yardıma koşacaklar. Hekimleri bağlayan hususlar yasalar değil, evrensel  tip kuralları, evrensel etik kurallarıdır. Bu nedenle bu yargılamalar hekimleri yolundan çeviremez, kimseyi korkutamaz" dedi.

Yapılan konuşmaların ardından ortak basın metnini Odamız Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hakkan Hekimoğlu okudu.

Başın açıklamasında; "Bugün burada sadece iki hekim değil, kadim bir mesleki yemin olan Hipokrat Andı, günümüzde ve gelecekte hekimlik yapma biçimi, ulusal ve uluslararası hukuk ve sözleşmeler, evrensel etik kurallar ve vicdan yargılanmaktadır (yargılanmıştır). Sonuç ne olursa olsun, böyle bir yargılamaya cüret edilmiş olması dahi, tarihe kara bir leke olarak geçmiştir. Bir hekimin, hangi koşullar altında olursa olsun bir yaralıya karşılıksız bakması, hekimlik mesleğinin gereği olduğu kadar, insanlık onurunun da bir gereğidir. İnsan olduğunun bilincinde olan herkesin, bu etik ve mesleki yükümlülüğü yerine getiren hekimlere teşekkür etmesi gerekir. Meslek etiğine, insanlık onur ve değerlerine uygun davranışları nedeniyle baskıya, yaptırıma uğrayan bütün hekimlerin, tip öğrencilerinin ve sağlıkçıların yanındayız. Biz de oradaydık, orada olabilirdik, orada olacağız, bu nedenle bizi de yargılayın ve bilin ki, her zaman düşünceleri, politik tutumları, cinsiyet ve cinsel yönelimleri, sosyal durumları ne olursa olsun, ayrımsız olarak tüm insanlara, sağlık hizmeti sunmaya devam edeceğiz. Ve diyoruz ki; Hekimlik yargılanamaz. Hekimliği yargılayanları tarih yargılayacaktır" denildi.

Basin metni için tıklayınız.