Hekimlik Mesleğinin Onurunu Korumaya Devam Edeceğiz!

İnsanlık Yararına Sağlık Hizmeti Suç Olabilir mi?

Gezi Parkında ve her yerde hekime ihtiyaç duyanların yardımına koşacağız!

Hekimlik mesleğinin onurunu korumaya devam edeceğiz!


AKP hükümetinin TBMM’ye sunduğu ve halen görüşmeleri devam eden “Sağlık Torba Yasasında” hekimleri, sağlık çalışanlarını ve halkın sağlık hakkını olumsuz etkileyecek onlarca madde bulunuyor. Ancak bunların içinde biri var ki, sağlık hizmetinin tanımını, hekimliğin evrensel içeriğini ve varlık sebebini ortadan kaldıracak nitelikte. “Olağanüstü durumlarda mesleğini icraya yetkili kişilerce acil sağlık hizmeti ulaşana kadar verilecek olan sağlık hizmeti hariç, ruhsatsız olarak sağlık hizmeti sunan veya yetkisiz kişilerce sağlık hizmeti verdirenler, bir yıldan uç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” Diyen bu yasa maddesi ülke sağlık ve hukuk tarihine kara bir leke olarak girmek üzeredir. Hekimin ya da hemşirenin “rahatsızlanan komşusuna sunacağı sağlık hizmetinin, ateşini, tansiyonunu ölçmesinin, yarasına pansuman yapmasının” bile hapis cezası ile sonlanabileceği bir kabus ülkesi haline geliyoruz.

Uzun zamandır herşeyi “para, performans, bilanço” olarak gören anlayışa sahip sağlık yöneticilerimiz var. Bu nedenle hekimlerin ve sağlık çalışanlarının gerektiğinde karşılıksız ve ticaretini yapmadan, ihtiyacı olanlara sağlık hizmetim sunabileceğini unutmuş olabilirler. Ama biz buradan hatırlatıyoruz. Bu ülke toprakları yardımlaşma ve dayanışma kültürünün doğduğu topraklardır. Aynı kültürün sağlık alanında da kendini var etmesinden daha doğal bir şey olamaz. Kimin ne zaman ve hangi koşullarda sağlık hizmetine gereksinim duyacağı önceden kestirilemez. Bu yasayı çıkaranlara ve savunanlara bir gün onların da bu tür sağlık hizmetine ihtiyaç duyabileceğini hatırlatmak isteriz. Yok bu kötü niyetli girişimin motivasyonunu her şeyi ticari görmekten almıyor, her şeyi ve her sorunu polisiye tedbirler ve hapis cezaları ile çözebileceğinize inanıyorsanız, kurmaya çalıştığınız rejimin tek bir adı kalıyor: Polis Devleti

“Yaralanan ve şifa bekleyen insanlara tıbbi yardım ve hekimlik yapılmasını hapisle cezalandırmak” nasıl bir korkunun yansımasıdır. Demokratik hiçbir ülkede görülmeyecek ölçüde polis şiddetine maruz kalan gazeteciler, sanatçılar, demokratik muhalefet kurumları, sivil toplum örgütleri, sendikalar ve odalar keyfi gözaltı ve davalarla önemli ölçüde baskı altına alınmış durumda. Bu baskıyı şimdi de “yaralıyı tedavi eden hekime hapis cezası” haline dönüştürmek, değil demokratik olma iddiasını, diktatörlükle yönetilen ülke olma iddiasını bile ortadan kaldıracak.

Hekim olmayan kişilerin hekim gibi sağlık hizmeti vermesi mevcut yasalarımızda zaten suçtur, cezası kanunla düzenlenmiştir. Onun için bu “torbayla” getirilmek istenen ceza, hiçbir özel hastane patronuna, uluslararası sermaye zincirine, baskıcı hastane yöneticilerine bağlı olmadan, mesleğini özgürce, yalnızca insanın yararını merkeze alarak, gezi eylemlerinde olduğu gibi halkın yararına icra etmek isteyen, hastasının mahrem bilgilerini saklayan hekimleredir.

Böylesi bir ceza, hekimliğin evrensel ilkelerine de aykırıdır ve bu nedenledir ki uluslararası hekim ve insan hakları örgütlerinin ilgisini ve tepkisini çekmektedir. Dünya Tabipler Birliği ve İnsan Hakları için Hekimler örgütü başta olmak üzere, onlarca uluslararası tıp kurumu bu konudaki kaygılarını ve tepkilerini ülkemiz yöneticilerine iletmiş durumda.

Buradan ülkemizi yönetenlere, yasaları çıkaranlara ve tüm halkımıza seslenmek istiyoruz. Yanında bulunan ve sağlık gereksinimi olan yurttaşa gerekli hizmeti sunmayacak, sunamayacak hekimlerden bu ülkeye de halkına da bir yarar gelmez. İhtiyaç varsa, yaralı varsa orada bulunan hekim görevini, gerekli tedaviyi yapmak zorundadır. Bunu ortadan kaldırabilecek bir yasa insanlık tarihi boyunca hiçbir, kavim, imparatorluk ya da rejimde yürürlüğe girmedi, giremedi.

Hekimleri korkutmaya çalışmanın, insanlarda hak arama bilincini baskılamaya kalkmanın bu ülkeye iyilik değil, en büyük kötülük olduğunu bir kez daha hatırlatırız. Sağlık Bakanlığına ve kamuoyuna sesleniyoruz; ülkenin en ücra köşelerinde mecburi hizmet yapan, 24 saatlik nöbetlerde,  acillerde, ameliyathanelerde, 112 ambulanslarında, aşısından, ameliyatına, doğumundan, ölümüne kadar her zaman halkın yanında bulunan HEKİMLER OLARAK,  Gezi Parkında ya da ülkenin herhangi bir yerinde, bizlere ihtiyaç olan her zaman ve her yerde 
VARDIK…VARIZ…VAR OLACAĞIZ!  

Türk Tabipleri Birliği                    İstanbul Tabip Odası
Merkez Konsey                            Yönetim Kurulu