Sağlık Bakanlığı'na ve Sosyal Güvenlik Kurumu'na Soruyoruz: Bu 'Ayrımcılık' Niye?

altSağlık Bakanlığı’nın 15 Ocak 2013 tarihinden itibaren uygulamaya koyduğu e-reçete sisteminde Türkiye Büyük Millet Meclisi mensuplarının muaf tutulmasına ilişkin bugün Türk Tabipleri Birliği, İstanbul Tabip Odası ve Türkiye Psikiyatri Derneği ortak bir basın açıklaması düzenledi.

Açıklamaya, Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Osman Öztürk, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ali Özyurt ve Türkiye Psikiyatri Derneği İstanbul Şube Başkanı Prof. Dr. Doğan Şahin katıldı.

Açıklamanın açılış konuşması Prof. Dr. Özdemir Aktan tarafından yapıldı. Dr. Aktan, geçmiş tarihte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın özel bir hastanede kayıtlı kan bilgilerinin kamuoyuna sızmasını hatırlatarak, internet ortamına dökülmüş hiçbir bilginin güvenliğinden söz edemeyiz dedi. Dr. Aktan ayrıca e-reçete uygulamasını Sağlık Net 2 uygulaması ile birlikte düşünmek gerektiğinin de altını çizdi.

Açıklama metni Dr. Osman Öztürk tarafından okundu. Milletvekillerinin ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin Genel Sağlık Sigortası Yasası’ndan muaf oldukları gibi şimdi de e-reçete uygulamasından muaf bırakılmasını hangi gerekçeye dayandırdıkları soran Dr. Öztürk, millet için mükemmel uygulamalar olarak tarif edilen bu düzenlemelerden kendilerinin sistem dışında bırakılmasını anlayamadıklarını belirtti. 

“Millet”le “vekil”i arasındaki ayrımcılığın sebebini de soran Dr. Öztürk bu uygulamayla hastaların mahremiyet hakkının ihlal edildiğinin altını çizerek Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sağlık bilgilerinin güvenlik altında olmadığını ifade etti.

Dr. Osman Öztürk ayrıca, böylesi bir uygulamada bırakın genel sağlık bilgilerini çocukluk çağında yapılmış bir zeka testine kadar her şeyin görülebileceğini belirterek işe girerken, sigorta yaptırırken, yada ticari ilişkilerde ciddi sorunlara neden olacağını belirtti.

Dr. Osman Öztürk’ün ardından söz alan Prof. Dr. Doğan Şahin, Sağlık Bakanlığı kendi sitesini koruyamazken, CIA’ in bile sitesine girilip bilgiler toplanabilirken hastaların bilgilerini Bakanlık nasıl koruyacak?” sorusunu sordu. Bu uygulamanın aynı zamanda hekimlik mesleğini icra etmenin önünde ciddi bir engel teşkil ettiğini belirterek kişisel bilgilerinizin kimin eline geçtiğini bilmediğiniz bir ortamda hastanın doktoruyla bilgisini paylaşmasının imkânsız olduğunu ifade etti.

Dr. Doğan Şahin, eğer bu uygulamada ısrar edilirse, Türkiye Psikiyatri Derneği olarak üyelerini itaatsizliğe davet edeceklerini yada sisteme, hastalarına ilişkin yanlış bilgiler girmelerini önereceklerini belirtti.

 

18.01.2013

Basın Açıklaması

“Millet”e e-reçete, “Vekil”e kâğıt reçete

SAĞLIK BAKANLIĞI’NA VE SOSYAL GÜVENLİK KURUMU’NA SORUYORUZ: BU “AYRIMCILIK” NİYE?

“TBMM Milletvekilleri ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler”, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’yla getirilen Genel Sağlık Sigortası’ndan muaf(!) tutulmuşlardı.

Şimdi de yeni bir uygulamayla karşı karşıyayız.

Sosyal Güvenlik Kurumu dün bütün hekimlere bir talimat gönderdi:

“TBMM Milletvekilleri ve bakmakla yükümlü oldukları kişilere e-reçete oluşturulmayacak, eskiden olduğu gibi manuel reçete yazılmaya devam edilecektir. 

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederiz.”

Gerekçe?..

YOK!

Dayanak?..

YOK!

Açıklama?..

YOK!

Sosyal Güvenlik Kurumu’na soruyoruz:

“Millet”e e-reçete uygularken “Vekil”e kâğıt reçete uygulamanızın tıbbi, idari, mali gerekçeleri nedir?

Sağlık Bakanlığı’na soruyoruz:

663 sayılı Sağlık Bakanlığı Ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat Ve Görevleri 
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 47. Maddesindeki;

“1) Bakanlık ve bağlı kuruluşları, mevzuatla kendilerine verilen görevleri, e-devlet uygulamalarına uygun olarak daha etkin ve hızlı biçimde yerine getirebilmek için, bütün kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarından; sağlık hizmeti alanların, aldıkları sağlık hizmetinin gereği olarak ilgili sağlık kurum ve kuruluşuna vermek zorunda oldukları kişisel bilgileri ve bu kimselere verilen hizmete ilişkin bilgileri her türlü vasıtayla toplamaya, işlemeye ve paylaşmaya yetkilidir.

 (2) Bakanlık ve bağlı kuruluşları işlediği kişisel sağlık verilerini ilgili üçüncü kişiler ve kamu kurum ve kuruluşları ile ancak bu kişi ve kurumların bu verilere erişebileceği hususunda kanunen yetkili olması halinde ve görevlerini yapmalarına yetecek derecede paylaşabilir” hükümlerine dayanarak bütün vatandaşlara ait sağlık verilerini topluyorsunuz.

Peki, “TBMM Milletvekilleri ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler”, 663 sayılı KHK kapsamında değiller midir?

Sağlık Bakanlığı’na soruyoruz:

MEDULA ve (uygulaması şimdilik üç ay ertelenen) SağlıkNet2 yoluyla “Millet”in her türlü sağlık bilgisini topluyor, işliyor ve (üçüncü kişi ve kurumlarla) paylaşıyorsunuz da; “TBMM Milletvekilleri ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler”i bu uygulamaya dahil ediyor mu, etmiyor musunuz?

Etmiyorsanız gerekçesi nedir?

Sağlık Bakanlığı’na ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na soruyoruz:

“Millet”le “Vekil”i arasında bu ayrımcılık niye?

Bu sorularımıza kamuoyu önünde açık ve tatmin edici cevap alamazsak bir kez daha anlayacağız ki;

  1. Hastalarımızın mahremiyet hakkı İHLAL EDİLMEKTEDİR!
  2. Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından toplanan sağlık verilerimiz GÜVENLİK ALTINDA DEĞİLDİR!
  3. Hepimizin kişisel sağlık verileri TEHDİT ALTINDADIR!

Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu sağlık ve sosyal güvenlik uygulamalarında “Millet”le “Vekil”i arasında ayrımcılık yapmaktan vazgeçmeli,

“TBMM Milletvekilleri ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler”e uygulanan hukukun aynısını “Millet”e de uygulamalıdır.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ

İSTANBUL TABİP ODASI

TÜRKİYE PSİKİYATRİ DERNEĞİ