Kamuoyuna Zorunlu Bir Açıklama

Ali İsmail Korkmaz’ın tanı ve tedavi sürecinde görev yapan iki hekim ile ilgili mesleki soruşturma sonucu “Doktorları da akladılar” manşeti ile geçtiğimiz günlerde haber yapılmıştır. Bu haberleştirme biçimiyle toplum nezdinde, Türk Tabipleri Birliği mesleki soruşturmayı taraflı yürütmek, meslektaşlarını korumakla suçlanmıştır.

Ali İsmail Korkmaz’a yönelik saldırganların soruşturulması, yargılanması sürecinde yaşanan hukuksuzlar toplum vicdanını kanatmaya devam ediyor. Henüz soruşturma süreci bitmemiş olmakla birlikte; Türk Tabipleri Birliği’nin varacağı her sonucun böylesi duyarlı bir ortamda değerlendirileceğini biliyorduk/biliyoruz.

Tabip odalarımız bölgelerinde görev yapan hekimlerin kusurlu olduğu iddia edilen her türlü eylemlerini re’sen veya şikayet üzerine değerlendirir, meslektaşlarımızın uygulamalarındaki mesleki ve etik kusurları incelerler. Hekime kusur atfedilen böylesi tartışmalı durumları incelemek odalarımızın asli görevleri arasındadır. Tabip odalarımız her olgunun soruşturma sürecini bu farkındalık ve sorumlulukla yürütür, soruşturma sonucunun toplum  vicdanındaki adaletsizlik yükünü artırmaması için özel bir özen gösterirler. Türk Tabipleri Birliği, tıbbi sürece ilişkin  bütün bilgi ve belgelerin eksiksiz toplanmasını, çok iyi  irdelenmesini, varılan sonuca ilişkin bilimsel ve vicdani kanının gerekçesinin açık bir biçimde ortaya konulmasını toplumsal bir ödev olarak görür. Soruşturmacılar,  toplumsal beklenti yükünü başka bir adaletsizliğe dönüştürmeyecek, vicdanlarını bilgi ve adaletle bütünleştirebilecek bir mesleki geçmişe sahip, tarafsız hekimler arasından seçilir. Tabip odalarının bağımsız onur kurulları da soruşturma raporunu irdeleyip karar verirler. Verilen karara itiraz halinde TTB Disiplin Yönetmeliği hükümlerine göre dosya TTB Yüksek Onur Kurulu’nca da değerlendirilir, irdelenir ve son karar verilir. Bu nihai karar yargı denetimine de açıktır. Tüm bu süreçler alanında yetkin, bağımsız hekimlerden oluşan kurulların ilkeli çalışmalarıyla yürütülür.

Türk Tabipleri Birliği’nin yürüttüğü soruşturmalarda meslektaşlarını “korumak”, iktidar sahipleri ile “çatışmamak”  gibi yükümlülükleri bulunmaz. TTB yürüttüğü soruşturmalarda kendini bir tek insanlık ve hekimlik değerlerini korumakla bağlı ve yükümlü hissetmektedir.

“İnsan hafızası nisyan ile malul” olmamalıdır!

12 Eylül karanlığında ölüm cezasına karşı çıkmak, hayata adanmış mesleğin ilkeleri ile çatışan hekimlere soruşturma açıp ceza vermek,

Siyasi ya da adli nedenlerle tutuklu ve hükümlü olanlar dahil  herkesin insan onuruna uygun sağlık hizmeti alması için ısrar etmek,

İşkence izlerini tespit eden alternatif raporlar vermek , baskılara direnemeyip işkence izlerini gizleyen hekimlere soruşturma açmak, ceza vermek,

Kötü cezaevi koşullarında açlık grevi yapan insanlar ölmesin diye hekimlik ve insanlığın gerektirdiği tutumları almak,İnsan onuruna saygı göstermeden hekimlik yapılamaz, zorla müdahale edilemez demek,

Gezi Parkı eylemleri sürecinde barışçıl göstericilere ve diğer insanlara karşı kullanılan yaygın polis şiddetinden kaynaklanan sağlık sorunlarına ilk yardımda bulunan hekimleri desteklemek, hekimlerin ayrımsız sağlık sorunlarını çözmeye koşmalarını büyük bir coşkuyla sahiplenmek,

Siyasi düşüncesi veya tutumu hükümet tarafından benimsenmeyen insanları tedavi eden hekimlerin ve hastaların bilgilerini, hekimlik etik değerlerini hatırlatarak Bakanlığa vermemek, hasta hekim arasındaki güven ilişkisini  korumak için titizlenmek…

Bütün bunlar Türk Tabipleri Birliği’nin mesleki, deontolojik tutum tarihinden örneklerdir. Belirtilen tutumları nedeniyle Bakanlıklar ve Cumhuriyet Savcıları tarafından Türk Tabipleri Birliği Yöneticisi, Onur Kurulu üyesi hekimler hakkında davalar açılmış, yargılamalar yapılmıştır. Hekimliğin toplum yararına uygulanması konusundaki her ısrar Türk Tabipleri Birliği yöneticilerini  hükümetin hedefi haline getirebilmiştir.

Ne yazık ki; mesleki bağımsızlık yalnızca iktidar sahiplerine karşı değil bazen medyanın toplumun haklı vicdanını yanlış yönlendirmeye çalışan, linç kültüründen beslenen tutumuna karşı durmayı da gerektirmektedir.

Haksız taraflılık suçlamalarını reddediyoruz.

Evrensel insanlık değerleri ve hekimlik değerleri ile çatışan tutum ve davranışları dün ve bugün reddettiğimiz gibi yarın da reddedeceğimizi halkımızın bilgisine bir kez daha sunarız.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ

ESKİŞEHİR TABİP ODASI YÖNETİM KURULU