Yine kadınlar, yine emekçiler öldü!

TTB Merkez Konseyi ve TTB İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kolu, Manisa'nın Gölmarmara ilçesinde 15 mevsimlik işçinin katledildiği olayla ilgili basın açıklaması yaptı. 

 

 

06.07.2015

BASIN AÇIKLAMASI

YİNE KADINLAR, YİNE EMEKÇİLER ÖLDÜ!

Bir Temmuz sıcağında yine canımız yandı.

Daha dün günlerden pazardı ve belki de birçoğumuz yine “Pazar pazarlarından” domates-biber, meyve-sebze dolu çantalarımızla döndük evlerimize.

Sonra medya sayfalarında kuru bir haber, beklenen bir haber rahatlığıyla yer aldı.

“Manisa'da katliam gibi kaza: 15 tarım işçisi öldü.”

Biliyoruz ki katliam gibi değil kelimenin tek anlamıyla katliam, kaza değil aslında cinayet.

Oysa ne kadar soğuk, donuk cümlelerle girmişti haberler sayfasına, ne kadar kolay yazılmıştı bir haber olarak.

“Manisa'nın Gölmarmara İlçesi'nde kasasında tarım işçisi taşıyan kamyonet, süt tankeri ile çarpıştı. Kazada kamyonette bulunan 13'ü kadın işçi 15 kişi öldü, 2 kişi yaralandı. Ölen kadın işçilerden birinin de hamile olduğu söyleniyor.”

Sonra haber devam etti.

“Gölmarmara Belediye Başkanı AKP'li Kamil Öz, kaza ile büyük acı yaşadıklarını, ağıtların yakıldığını söyledi. Öz, ölen işçilerin Salihli İlçesi'ne bağlı eski köylerden Çökelek Mahallesi'nden yaprak toplamak için sahurda yola çıktıklarını, günde 40-50 lira yevmiye ile çalıştıklarını belirtti. Başkan Kamil Öz, kazada ölenlerin yakınlarının olay yerine geldiğini ve onları teselli etmek için büyük çaba harcadıklarını, herkesin acı içerisinde, çığlık ve bağırışlar içerisinde sağa- sola koştuğunu, olay yerine Manisa ve diğer ilçelerin itfaiye ekipleri ile kaymakamların da geldiğini dile getirdi. Öz, bu tür işçi taşımacılığının artık yapılmaması gerektiğini de vurguladı. İlçeleri birbirine bağlayan karayolunun da çok dar olmasından yakınan Öz, "Bu yolun biran önce genişletilmesi gerekiyor. Yolun yapımı yılan hikâyesine döndü. Bugüne kadar bu yolda onlarca insan öldü" dedi. Kendisinin 16 aylık başkanlığı döneminde, 20 kişinin bu yolda kazada öldüğünü söyledi. “

“Duble yollar yaptık” laflarını bir kenara bırakırsak biliyoruz ki emekçileri sadece trafik kazaları öldürmedi.

2015 Türkiye’sinde hala kamyonetlerin arkasına dizi dizi oturtulan, tarlalara bahçelere istiflenerek sahur vakti taşınan, akşama kadar ağır koşullarda çalıştırılıp sonra iftar vakti çadırlarına bırakılan, sonra sahurda tekrar kamyonlara doldurulup tarlalara götürülen adına da “tarım işçiliği gerçeği” denilen düzen onları öldürdü.

Yeni değil ki bu acılarımız daha geçen yıl Isparta Yalvaçta yine kamyonetler ve minibüsler içinde kaybetmiştik onları. Yapmayın demiştik, biraz elinizi vicdanınıza koyun ve tedbirler alın demiştik Ankara’da kocaman kocaman koltuklarda oturan siyasetçilere, bakanlara, bürokratlara.

Ortada dram var bu yüzyılda bu ülkeye yakışıyor mu bu cinayetler demiştik.

Hatta yapılabilecekleri sıralamıştık:

  1. Mevsimlik tarım işçilerinin temel haklardan yararlanmalarını sağlayacak yasal düzenlemeler bir an evvel yapılmalıdır.
  2. Güvencesiz, kayıt dışı çalışmaya son verilmeli, herkese güvenceli iş olanakları sağlanmalıdır.
  3. Çocukların mevsimlik tarım işçisi olarak çalıştırılmasının önüne geçilmelidir.
  4. Kadın mevsimlik tarım işçilerinin üzerlerindeki bakım yükünü kaldıracak çözümler üretilmeli, sağlık sorunlarının çözümü için özel politikalar uygulanmalı, kadın işçilerle erkek işçiler arasındaki ücret adaletsizliği giderilmelidir.
  5. Tarım işçilerinin tehlikeye açık araçlarla fazla sayıda taşınmasının önüne geçilmeli, araçların trafik denetimi sağlanmalıdır.
  6. Dayı başı tabir edilen 25 kişilik minibüslerde 80 kişiye kadar taşıyıp kişi başı 20 TL alan, çalışana sadece 35 TL günlük vererek ayda 45 bin TL’ye kadar aşırı kar elde eden aracılar, taşeronlar ortadan kaldırılmalıdır.

Ne yazık ki söylediklerimiz ne Bakanlık Bürokratlarına ne de şimdilerde iktidarlarını kurma telaşındaki siyasilere ulaşmadı.

Şimdi yine kadınlarımız istiflendikleri kamyonet kasalarında ölmeye devam ediyor, şimdi yine “koltuk derdi” devam ediyor, şimdi yine kim bilir onların topladığı ancak tüketemediği sebzeleri biz pazarlardan çantamıza doldurup evlerimize dönüyoruz.

Bizim içimiz yanıyor, koltukların fıtratı “mevsimsel tarım işçileri gerçeği” oluyor.

Lanet olsun sizin bu gerçeğinize.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi

TTB İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kolu