Değerli meslektaşlarımız,

Hatırlayacağınız üzere; Sağlık Bakanlığı 12 Mart 2021 tarihinde bir yazı yayımlamış, mesleğini serbest olarak yürüten hekimlerin hastalarına ait kişisel ve sağlık bilgilerini Muayene Bilgi Yönetim Sistemi’ne girmelerini istemiştir.

Bu yazının iptali istemiyle birliğimiz ile Türkiye Psikiyatri Derneği bir dava açmış, davayı gören Danıştay 10. Dairesi oybirliği ile işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir. Gerekçesinde;

  • Sağlık verilerinin ne kadarının, hangi süreyle, kimler tarafından işleneceğinin hukuken belirli olmadığı,
  • İleri sürülen amacın gerçekleştirilmesi için gerekli olan alanla sınırlı kalıp kalmadığının, ölçülü olup olmadığının anlaşılamadığı,
  • Bu yönüyle belirli, açık ve anlaşılır olmayan düzenlemede hukuka uyarlık bulunmadığı
  • Yazıya dayanak olarak gösterilen Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin 27/8 maddesinin de Danıştay tarafından iptal edildiği belirtilmiştir.

 

Bakanlık söz konusu karara itiraz etmiş olup geçtiğimiz günlerde tarafımıza tebliğ edilen yazıyla, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (İDDK) bakanlığın itirazını oyçokluğu ile kabul etmiştir. İDDK’nin kararında; yalnızca bakanlığın merkezi bir sistem kurmaya yetkili olup olmadığı yönünden bir değerlendirme yapıldığı, hastaların özel hayatın gizliliğine müdahale eden, hekimleri de sır saklama yükümlülüklerini ihlal etmeye zorlayan bir işlemin temel hak ve özgürlükler, ölçülülük, yasallık, demokratik bir toplumda gereklilik gibi temel hukuki ölçütler üzerinden ele alınmadığı anlaşılmaktadır. Üstelik İDDK’nin yetki değerlendirmesini, daha önce bir başka dosyada kendisinin Anayasa’ya aykırı bulduğu bir hükme dayandırdığı görülmektedir.

İDDK’nin yürütmenin durdurulması kararını kaldırması, davanın sonuçlandığı anlamına gelmemektedir. Birliğimiz, davanın bundan sonraki süreçlerinde de bir iptal kararı verilebilmesi için gerekli girişimleri sürdürecek, işlemin hukuka aykırılık nedenlerini yargı makamlarına hem sözlü hem yazılı olarak aktaracaktır.

Bununla birlikte İDDK itiraz kabul kararının ardından bakanlığın meslektaşlarımıza yeniden yazılar göndererek hasta bilgilerinin MBYS’ye girilmesini talep etmesi, yerine getirmeyenler hakkında 3359 sayılı kanunun ek 11. maddesini hatırlatması olasıdır. 3359 sayılı kanunun ek 11. maddesinde; bakanlıkça belirlenen kayıtları uygun şekilde tutmayan veya bildirim zorunluluğunu yerine getirmeyen sağlık kurum ve kuruluşlarının;

  • Önce iki defa uyarılacağı,
  • İki uyarının ardından istemi yerine getirmeyenlere bir önceki aya ait brüt hizmet gelirinin yüzde biri kadar idari para cezası verileceği,
  • İdari para cezasına konu fiilin bir yıl içerisindeki yeniden tekrarında idari para cezasının bir kat artırılarak uygulanacağı, son tekrarında sağlık kuruluşunun faaliyetinin on güne kadar durdurulacağı belirtilmektedir.

 

Söz konusu yaptırım hükmü; 2014 yılında sağlık hizmeti sunucularının başkaca bildirim yükümlülükleri yönünden getirilmiştir. Ancak hastaların özel nitelikte sağlık bilgilerini rızaları olmaksızın paylaşımını yasaklayan Kişisel Verileri Koruma Kanunu 2016 yılında yürürlüğe girmiş, bu yasağa aykırılık halinde Türk Ceza Kanunu’nun 134-138 maddelerinde hapis cezası öngörülmüştür. Bu haliyle, 3359 sayılı kanunun ek 11. maddesinin, hasta verilerinin rızaları olmaksızın bakanlığa bildirilmemesini kapsamadığı, bu maddeye dayanılarak uygulanacak yaptırımların hukuka aykırı olacağı düşüncesindeyiz.

Bununla birlikte, hastalarının bilgilerini MBYS’ye girmediği gerekçesiyle hakkında 3359 sayılı kanunun ek 11. maddesine dayanılarak işlem yapılan meslektaşlarımızın;

  • Kendilerine tebliğ edilen yazıyı almalarından itibaren 60 gün içerisinde bulundukları ildeki idare mahkemelerinde dava açabileceğini,
  • İdari para cezası yaptırımı uygulanması halinde ise tebliğden itibaren 15 gün içerisinde bulundukları ildeki sulh ceza mahkemesine itiraz edebileceklerini bilginize sunarız.

 

6023 sayılı kanun ile meslek etiği kurallarını, hekimlerin haklarını ve halk sağlığını korumak görevini üstlenen birliğimiz, bakanlığın temel hakları hukuka aykırı olarak sınırlama sonucu doğuran, meslektaşlarımızı yaptırım tehdidiyle mesleki yükümlülüklere aykırı davranmaya zorlayan işlemlerin iptali, hukuka uygun işlemlerin tesisi için girişimlerini sürdürmeye devam edecektir.

Konuya ilişkin yazılı bir tebligat alan, daha fazla bilgi almak isteyen, soru ve çekinceleri olan meslektaşlarımızın birliğimiz ile iletişime geçebileceklerini bilginize sunar, yaşam ve sağlık hakkını koruma üzerine kurulu mesleğimizi ancak meslek etiği kurallarını benimsediğimiz ölçüde gereğince yerine getirebileceğimizi meslektaşlarımızla bir kez daha paylaşırız.

Saygılarımızla…

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi