Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, Cudi Dağı eteklerindeki kömür ocakları bölgesinde bulunan 3 nolu açık kömür ocağında meydana gelen göçükte 7 işçinin yaşamını kaybetmesiyle ilgili açıklama yaptı. İşçilerin yaşamını yitirmesinden duyulan üzüntünün dile getirildiği açıklamada, kârına kâr katmaya devam eden sermayeye ve sermayeden yana tavrı ile işçi cinayetlerine zemin hazırlayan, kaçak maden ocaklarının işletilmesine göz yuman siyasal iktidara tepki gösterildi. Açıklamada, “Sadece maden ocağını işletenler değil, denetimleri yapmayanlar, işçileri bu çalışma koşullarına mahkûm edenler de yargı önünde hesap vermeli; bu süreçten siyasi olarak sorumlu olanlar istifa etmelidir” denildi.

Açıklamanın tam metni aşağıdadır: 

ARTIK YETER, İŞÇİ CİNAYETLERİ YAŞANSIN İSTEMİYORUZ!

17 Ekim 2019 günü Şırnak - Cizre karayolunun 20. kilometresinde Cudi Dağı eteklerindeki kömür ocakları bölgesinde bulunan 3 nolu açık kömür ocağında meydana gelen göçükte 7 işçimizi işçi cinayeti sonucu kaybetmiş bulunuyoruz. Daha bir hafta önce, Aliağa Tüpraş’ta 4 işçimizi yine bir işçi cinayeti sonrasında kaybetmenin acısını yaşadık. Acımız büyük, yaramız derin. Kârına kâr katmaya devam eden sermayeye ve sermayeden yana tavrı ile işçi cinayetlerine zemin hazırlayan, kaçak maden ocaklarının işletilmesine göz yuman siyasal iktidara öfkeliyiz. Sesimizi, çığlıklarımızı artık duyun istiyoruz!

Göçüğe ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yaptığı açıklamada, “Şırnak’ta meydana gelen kazanın olduğu maden sahası, işletme ve iş güvenliği riski barındırdığı için Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) tarafından 2013 yılında faaliyeti durdurulmuş bir sahadır. Kazanın meydana geldiği saha için MİGEM tarafından verilmiş çalışma ruhsatı söz konusu değildir. Yapılan işlem kaçak işlemdir”  deniliyor. Yetkililere soruyor ve yanıt bekliyoruz:  Göz önünde olan ve kontrollerin en üst düzeyde olduğu bir bölgede ruhsatı iptal edilmiş bir maden işletmesinin kaçak olarak çalışmasına nasıl izin verildi?  

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile işçi kazalarının yok edileceği söylemlerinin içi boş bir aldatmaca olduğunu her gün yaşayarak görüyoruz. Maden kazalarının, işçi cinayetlerinin nedeni, güvencesiz, esnek, kuralsız, taşeron çalışma düzenidir.

Artık işçi cinayetleri nedeni ile yas tutmak istemiyoruz. Sadece maden ocağını işletenler değil, denetimleri yapmayanlar, işçileri bu çalışma koşullarına mahkûm edenler de yargı önünde hesap vermeli; bu süreçten siyasi olarak sorumlu olanlar istifa etmelidir.

İşçi cinayetlerinin önlenmesi, çalışma hayatının kâr amaçlı değil, insan odaklı olarak yeniden düzenlendiği bir işçi sağlığı ve iş güvenliği ortamının sağlanmasıyla mümkündür.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi