Dr. Ersin Arslan’ın öldürülmesinin ardından bugüne kadar yapılan ve yetersiz kaldığı defalarca ortaya çıkan yasa değişiklikleri Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) itirazlarına rağmen 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nda yapıldı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda görüşülerek yasalaşan son düzenlemede, sağlık çalışanlarına yönelik yaralama suçunun tutuklama nedeni varsayılan eylemler arasında sayılacağına dair hüküm, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun konuyu düzenleyen 100. maddesine eklendi. Uygulamada yaralama suçlarının faillerinin çoğunlukla serbest bırakıldığı gözlendiğinden, 2014 yılında Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda yapılan bu düzenlemenin yargı mercileri tarafından bilinmediği kaygısıyla TTB 18 Ocak 2022 tarihinde ilgili düzenlemelerin ceza mevzuatı içinde yapılması talebini yineleyip mevcut düzenleme yönünde yargı mensuplarının bilgilendirilmesi için Hakimler Savcılar Kurulu ile Adalet Bakanlığı’na yazarak, hakim ve savcıların düzenlemeden haberdar edilmesi gerektiğini belirtmişti. TBMM’de kabul edilen kanunun gerekçesinde düzenlemenin “görünür kılınması” amaç olarak yazılmış, dolayısıyla başından beri paylaştığımız görüş doğrulanmıştır.

Teklif ile getirilen diğer düzenlemede, söz konusu şiddet sağlık hizmeti uygulaması sırasında ise failin kamu hizmetlerini engellemesi nedeniyle suçuna verilen cezanın ağırlaştırılacak olmasıdır. Yine kadına yönelik suçlardaki artırım hükümleri nedeniyle kadın sağlık çalışanlarına yönelik saldırılarda da iki düzenleme üzerinden cezanın ağırlaştırılması mümkün olacaktır.

TTB, yasa teklifinin komisyon görüşmelerine de katılarak görüşlerini paylaşmıştır. Uygulamadaki belirsizliğin giderilebilmesi için Türk Ceza Kanunu’ndaki (TCK) “kamu görevlisi” tanımının özel sağlık kuruluşlarında çalışan sağlık çalışanlarını da kapsayacak şekilde bu suçlar nedeniyle kamu görevlisi sayılacağına dair hüküm eklenmesi görüşü dikkate alınmamıştır. TCK’nin işyeri dokunulmazlığının ihlalini düzenlediği 116. maddesine sağlık kuruluşlarının eklenmesine dair değişiklik teklifi de kabul edilmemiştir.

TBMM’de kabul edilen teklifle aynı zamanda Mesleki Sorumluluk Kurulu kurulması, sağlık hizmetinden kaynaklı zarar iddialarında kurulun izni ile yargılama yapılabilmesi, kamu görevlisi olanlar yönünden tazminatın rücu edilip edilmeyeceğine karar verilmesine dair de düzenleme yapılmıştır. Mesleki Sorumluluk Kurulu’nun bileşiminde meslek örgütlerine yer verilmemesi başta olmak üzere kurulun yetkisi, düzenlemenin içeriğindeki belirsizliklerin uzun vadede tüm taraflar için yargı mercilerinde sorun yaratabileceği, düzenlemenin zorunlu mesleki sorumluluk sigortası mevzuatı dâhil tüm ilgili hükümlerle ilişkilendirilmesi gerektiğine dair görüşler dikkate alınmaksızın yasalaşmıştır. 

Sorunlara bütüncül ve ilgili tarafların katılımıyla çözüm üretmeyi tercih etmeyen yönetim anlayışı nedeniyle yeni düzenlemelerin de çözüm olmadığını üzülerek görüyoruz.

Türk Tabipleri Birliği Hukuk Bürosu

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi

 

TTB’nin HSK ve Adalet Bakanlığı'na yazdığı yazı için tıklayın.

TTB’nin TBMM Komisyonuna sunduğu görüş metni için tıklayın.