Dr. Güle Çınar kamuoyuna açık olmayan, kamuoyuna hitap etmeyen bir hizmet içi eğitim toplantısında, görevinin gereğini yaparken, kendisinin haberi olmadan kaydedilen konuşması nedeniyle çalıştığı kurumca kamuoyuna yönelik özür dilemek durumunda bırakılmıştır.
Oysa meslektaşımızın kullandığı ifadeler hakaret içermediği gibi, bütünüyle temelsiz değildir. Bugün itibariyle, Umre’den dönen yaklaşık 21,000 kişinin tamamına test yapılmadığı ve tamamının karantinaya alınmadığı, bu kişilerin Türkiye'nin çeşitli kentlerine dağıldığı bilinmektedir.
Hal böyle iken bir hekimin kurum içi lokal bir toplantıda kullandığı sözcükler nedeniyle özür dilemek zorunda bırakılması utanç verici bir eylemdir. Ayrıca, kurumsal olarak bir çalışana bu şekilde baskı uygulanması kişilik haklarına ve çalışan haklarına saldırı niteliğindedir.
Türk Tabipleri Birliği Dr. Güle Çınar'a karşı alınan tutumu şiddetle kınamakta ve kurum yöneticilerinden hekimin onurunu ve mesleğimizi kamuoyu önünde rencide ettikleri için özür dilemelerini talep etmektedir.
Biz hekimler herşeye ve herkese rağmen, daima bilimsel bilginin kılavuzluğunda ve toplum yararını önceleyerek hastalıkla savaşmaya devam edeceğiz.
Ancak bilinmelidir ki, başka ülkelerde sağlık çalışanları alkışlanırken ve desteklenirken, Dr. Güle Çınar gibi salgına karşı özveri ile çalışan hekimlere karşı takınılan bu tür tutumlar hekim kitlesinin ve sağlık çalışanlarının motivasyonunu bozmakta, yalnız bırakılmış duygusunu pekiştirmekte, salgına karşı topyekün mücadele direncini olumsuz etkileme tehlikesi taşımaktadır.
Türk Tabipleri Birliği olarak bütün yöneticilerin içinden geçmekte olduğumuz zorlu süreçte sağlık çalışanlarını her açıdan koruyup kollamasını salgınla mücadelenin olmazsa olmazı gördüğümüzün altını bir kez daha çiziyoruz.
Türk Tabipleri Birliği
Merkez Konseyi