COVID-19 pandemisi iki yıllık sürecin ardından en yüksek noktaya ulaşmış durumdadır. Sağlık Bakanlığı’nın gerçeği tam olarak yansıtmayan verilerine göre dahi günlük vaka sayısı yüz binin üzerine çıkmıştır. Sağlık Bakanlığı’nın salgını kendi haline bırakan, tek bir önlem dahi almayarak halk sağlığını göz ardı eden politikaları neticesinde önlenebilir bir hastalık nedeniyle hastalanmakta ve ölmekteyiz.
İki yıldır tükenen sağlık çalışanlarının hiçbir sorunu çözülmemiş; âdeta salgının tüm yükü onların sırtına yüklenmiştir. En riskli alanlarda çalışan sağlık emekçileri artan vaka sayılarından doğrudan etkilenmektedir. Sağlık çalışanlarının enfekte olma oranları artmaktadır. Birçok hastanede klinikler kapanmakta, sağlık hizmetleri aksamaktadır. Giderek büyüyen bu krize karşı Sağlık Bakanı’nın “endişe etmeyin” söylemi halk sağlığını önemsemeyen, bilimdışı ve bir bakanın söyleyemeyeceği sözlerdir.
İktidarın art arda yaptığı açıklamalar ile mevcut tabloya karşı hiçbir önlem alınmadıkları; gerçeğin üstünü örtmek niyetinde oldukları açıktır. Son dönemde yüz bini aşan günlük vaka sayılarının ve iki yüzü geçen ölüm sayılarının Sağlık Bakanı’nın “grip”le benzeştirilerek açıklaması bilimsel değildir. Pandemi en yakıcı haliyle devam etmektedir. Yoğun bakım yatışları artmakta, enfekte sağlık çalışanları nedeniyle klinikler kapanmakta, sağlık emekçileri tükenmekte, her gün yüzlerce insanımız ölmektedir. Açıkça sağlık ve yaşam hakkı ihlal edilmektedir. Bu politikaları yürüten ve her gün binlerce yeni hasta ve yüzlerce ölüme alışmamızı bekleyen Sağlık Bakanı’nın mesleki değerleri unuttuğu aşikârdır. Ancak biz, bu mesleği seçen hekimlerin meslek örgütü olarak yaşatmak için gerçeği söylemeye devam edeceğiz.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi