Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın sağlık durumlarına ilişkin açıklama yaptı.

Ankara Tabip Odası’nda 8 Haziran Perşembe günü düzenlenen açıklamaya ATO Başkanı Dr. Vedat Bulut, Genel Sekreter Dr. Mine Önal, Yönetim Kurulu üyeleri Dr. Onur Naci Karahancı, Dr. Benan Koyuncu ve ATO İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Dr. Aysel Ülker ve üye Dr. Can Pençe katıldı.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın işlerine geri dönme talepleriyle başlattıkları açlık grevi son 17 günü Sincan Cezaevi’nde olmak üzere 92. güne girdi.

Açıklamayı yapan Dr. Vedat Bulut eğitimcilerin sağlık durumlarının gözaltına alındıkları güne kadar Ankara Tabip Odası tarafından takip edildiğini belirterek “Ancak iki haftayı aşkın süredir Odamızca muayeneleri yapılamadığı için kötüye giden sağlık durumları hakkında bilgi alınamamaktadır. Gülmen ve Özakça’nın sağlık kontrollerini yapmak üzere odamız tarafından Adalet Bakanlığı’na yapılan başvuru reddedilmiş bulunmaktadır” dedi.

Açlık grevlerinde tıbbi araştırmalar sonucunda 90 gün sonra ortaya çıkabilecek genel durum hakkında bilgi veren Dr. Vedat Bulut şu sözleri kaydetti; ”Şiddetli karın ağrısı, yüksek riskli ve ilerleyici kilo kaybı, kas doku yıkımı, böbrek fonksiyonlarında belirgin bozulma ve buna bağlı kan elektrolit değerlerinde dengesizlik, kan elektrolit değerlerindeki bozulmaya bağlı kas kontrolünün ortadan kalkması, kalp ritminde düzensizlik, kalp kası yıkımı, kas ve kemik ağrıları, vücut ısı kontrolünün bozulmasına bağlı hipotermi, kan hücre sayısında belirgin düşme, bağışıklık sisteminde ciddi zayıflama ve ölümcül enfeksiyonlara karşı düşkün hale gelme, çoklu organ yetmezliği gibi durumların ortaya çıkabileceğini ve geri dönüşümü mümkün olmayan sekellerin gelişebileceğini ortaya koymaktadır”

Açlık grevcileri Gülmen ve Özakça’nın sağlık açısından en çok ilgiye, biyo-psiko-sosyal desteğe ve hassas bakıma ihtiyaçları olduğuna dikkat çeken Dr. Vedat Bulut “Bu aşamada cezaevi koşullarında bulundurulmaları, açlığa ek olarak tutuklu olmanın fiziksel ve psikolojik stresini yaşamaya mahkum edilmeleri tıbbi açıdan kabul edilemez bir durumdur. Diğer yandan Gülmen ve Özakça’nın sağlık durumlarında her an çok dramatik bir değişiklikle tedavisi imkansız sekel veya ölüm meydana gelmesi riski olduğu gün gibi ortadadır” diye konuştu.

Çok daha basit sağlık sorunları ile insanların tahliye olduğunu belirten Dr. Vedat Bulut  “Bizim hekim duyarlılığı ile yaptığımız önerileri ve uyarılarımızı dinlemeyenler; açlık grevcilerinin de en doğal hakkı olan “bireyin kendi doktorunu seçmesi” talebini reddedenler; ciddi sağlık risklerine ilişkin sorumluluğu üstlenecek midir?” dedi.

Dr. Aysel Ülker de açlık grevlerinde 90 gün sonrası ne ifade ediyor sorusunu “ Konuyla ilgili 69 kişiyi kapsayan bir tez çalışması bulunmaktadır. Bu çalışmada, açlık grevinin 40. Gününde dört kişinin komaya girdiği, 60. günde üç kişinin hayatını kaybettiği yer almaktadır. Genel olarak ölümlerin 100. günde meydana geldiği belirlenmiştir. Biz de hızla 100. güne yaklaşıyoruz” şeklinde yanıtladı.

Dr. Onur Naci Karahancı da “Gülmen ve Özakça’nın muayenelerini yapmadığımız için ne aşamada olduklarını bilemiyoruz. Düzenli muayenelerini yapan heyetin sürece dahil edilmesi orada iyi niyetle çırpınan cezaevi sağlık ekibinin de yüklerini azaltacak ve onlara da destek verecektir” diye konuştu.

Basın açıklamasının tam metni için tıklayınız.