Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı koordinasyonunda hazırlanan ve 06.05.2014 tarihinde Yüksek Planlama Kurulu tarafından kabul edilen Ulusal İstihdam Stratejisi (2014-2023) ve Eylem Planları (2014-2016), 30.05.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Ulusal İstihdam Stratejisi 4 temel eksen ve 7 sektöre ilişkin stratejilerin belirlenmesinden oluşmaktadır.

                Temel Eksenler;

1.       Eğitim-İstihdam ilişkisinin güçlendirilmesi,

2.       İşgücü piyasasında güvence ve esnekliğin sağlanması,

3.       Özel politika gerektiren grupların istihdamının arttırılması,

4.       İstihdam ve sosyal koruma ilişkisinin güçlendirilmesi.

Sektörler ise;

Bilişim, Finans, İnşaat, Sağlık, Tarım , Turizm, Tekstil ve Hazır Giyimdir.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve ilgili bakanlıklar tarafından sektörlere ilişkin olarak hazırlanan “mevcut durum raporunun sunumu ve değerlendirilmesi, eksenler ve sektörler kapsamında mevcut eylemlerin uygulanmasında yaşanan problemlerin tespit edilmesi ve yeni eylem örneklerinin geliştirilmesi” amacıyla 23-24 Eylül 2016 tarihinde I. Ulusal İstihdam Stratejisi Eylem Planı Çalıştayı yapıldı.

I. Çalıştay sonrası, “ortaya çıkan eylemlerin tartışılması ve değerlendirilmesi” amacıyla da 21-22 Ekim 2016 tarihinde II. Ulusal İstihdam Stratejisi Eylem Planı Çalıştayı yapıldı.

Her ne kadar “İşgücü piyasasının yapısal sorunlarını çözmek, orta ve uzun vadede büyümenin istihdama katkısını arttırmak ve işsizlik sorununa kalıcı çözümler getirmek amacıyla” hazırlandığı söylense de, Eylem Planı, “Özel istihdam büroları” kurulmasında olduğu gibi, çalışma yaşamına getireceği değişiklikler bakımından, neoliberal politikaların uygulanmasında ivme kazandıracaktır.

Sağlık alanında uygulanacak ulusal istihdam strateji ve politikalarının belirlenmesi öncelikle doğru bir şekilde “ihtiyaç analizi”ni gerektirmektedir.   

Sağlıkta Dönüşüm Programıyla Ulusal Sağlık Politikalarındaki yanlış strateji ve uygulamalar ülkemizde sağlık hizmetlerine giderek artan bir talep yaratmaktadır. Bu talep artışında, talebin dışarıdan “uyarılması”nın da payı olduğu, belki de en önemlisi sağlık hizmetlerinin bir tüketim ögesi haline getirilmesi ve kâr elde etme alanına dönüştürülmesinin de önemli bir etken olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.

Ülkemizin sağlık hizmetlerinin sürdürülebilir bir şekilde geliştirilmesi için, insan kaynaklarının doğru planlanması, sağlık personelinin yeterli ve dengeli dağılımı ve mutlaka hizmetin nitelik yönünün geliştirilmesi gereklidir. Sağlık alanındaki insan gücünün yeni atanmasında veya bölgeler arasındaki dengeli dağılımının sağlanmasında hakkaniyet, eşitlik ve adalet ilkesine mutlak biçimde uyulmalıdır.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği hizmetlerinin sunumunda özel sektörün kâr etme güdüsüyle hareket edeceği unutulmamalı, mevzuatın doğurduğu sorunlar giderilmeli, etkili bir denetim mekanizması kurularak hızla hayata geçirilmelidir.

Koruyucu sağlık hizmetlerinin her yönüyle geliştirilmesi, bu alanda bağışıklama başta olmak üzere ulusal ölçekte kendine yeterliliğin oluşabilmesi, dışa bağımlılığın sonlanması için buralarda yeni istihdam alanları düşünülmelidir.

Türk Tabipleri Birliği (TTB), bir insan hakkı olmasından hareketle; herkesin “nitelikli, erişilebilir, ücretsiz ve eşit biçimde” yararlanabildiği bir sağlık hizmeti sunumundan yanadır; bu alandaki istihdam planlamasında da bu ilkelerin gözetilmesini savunur.

Bu iki çalıştaya TTB adına Merkez Konseyi Üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp ve Hukuk Bürosundan Av. Mustafa Güler katıldılar. Çalıştaylarda, TTB’nin belirtilen ilke ve yaklaşımları paylaşılarak eylem planı önerileri arasında yer alması sağlandı. 

Bu çalıştaylarda hazırlanan eylem planlarına 02-06 Kasım 2016 tarihinde kamu kurumlarından temsilciler ve ilgili bakanların katılımıyla yapılacak nihai toplantılarda son şekli verilmesi, ardından da Ekonomi Koordinasyon Kurulu ile Yüksek Planlama Kurulu’nun onayından geçecek olan yeni Eylem Planının 2017 Ocak ayı itibariyle yürürlüğe girmesi öngörülmektedir.