TTB Merkez Konseyi, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü Dolayısıyla yazılı basın açıklaması yaptı. Göçmenlerin çoğunun kötü barınma şartlarında ve en temel insan haklarından mahrum hayatlar sürmeye mahkum edildiklerine dikkat çekilen açıklamada, göçmen kamplarından basına sızan cinsel istismar, şiddet ve bazı bulaşıcı hastalıkların yüksek düzeylere ulaşması gibi sorunların ciddi derecede kaygı verdiği belirtildi. 

Açıklamada, başta İçişleri Bakanlığı, Göç İdaresi ve Sağlık Bakanlığı olmak üzere, tüm yetkililer mültecilerin acil ihtiyaçlarının karşılanması ve/veya düzeltilmesi için göreve çağrıldı.

20.06.2016

Bugün 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü

Bugün 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) 20 Haziran’ı 2001 yılında “Dünya Mülteciler Günü” ilan etmesinin üzerinden tam 15 yıl geçti. Geçtiğimiz 15 yıl içinde yüzbinlerce insanı göçe zorlayan, yerinden eden, yaşamını alt üst eden nice katliamlar, kıyımlar yaşandı. Bugün dünyadaki toplam göçmen ve sığınmacı sayısı dünya tarihindeki en yüksek sayıya ulaşmış durumda; yalnızca Suriye’de en az 4.5 milyon kişi dış göçe zorlanırken, en az 8 milyon Suriyeli iç göçe zorlandı.

UNHCR’nin verilerine göre Türkiye, özellikle Suriye’den en çok göç alan ülke konumunda; Türkiye’de yaklaşık 3 milyon Suriyeli göçmen olduğu biliniyor. Göçmenlerin çoğu kötü barınma şartlarında ve en temel insan haklarından mahrum hayatlar sürmeye mahkum edilirken, kamplardan basına sızan cinsel istismar, şiddet, bazı bulaşıcı hastalıkların yüksek düzeylere ulaşması gibi sorunlar ciddi derecede kaygı veriyor. Bunun yanında, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile görüşmelerinde göçmenleri insani yardım bağlamından uzakta bir siyasi koz halinde değerlendirmesi de ayrıca endişe yaratıyor.

Başta İçişleri Bakanlığı, Göç İdaresi ve Sağlık Bakanlığı olmak üzere, tüm yetkilileri Dünya Mülteciler Günü’nde aşağıda sıraladığımız acil ihtiyaçların karşılanması ve/veya düzeltilmesi için göreve davet ederiz;

·         Tüm sığınmacılara hangi ülkeden olduklarına bakılmaksızın “mülteci statüsü” sağlanmalıdır.

·         Tüm sığınmacıların barınma koşulları düzeltilmeli, ayrım yapmaksızın tümüne insancıl barınma koşulları sağlanmalıdır.

·         Türkiye kıyılarından insanlık dışı koşullarda deniz yolculuğuna çıkarılan ve binlercesinin yaşamına mal olan denizler aşırı göç simsarlığının önüne geçilmesi için acil ve etkin önlemler alınmalıdır.

·         Sığınmacıların eğitim ve sağlık hakkına erişimlerinin önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.

·         AFAD Kamplarında basına yansıyan cinsel şiddet ve istismar vakaları ciddiyetle soruşturulmalı, sorumlular cezalandırılmalı, yeni vakaların oluşmaması için gereken tüm önlemler alınmalıdır.

·         Sağlık hizmetlerinin tüm basamaklarında yeterli sayıda tercüman görevlendirilmesi sağlanmalı, tercümanların sağlık alanında eğitilmesine ayrıca öncelik verilmelidir.

·         Özellikle göçmen kadınların evli olup olmamasına bakılmaksızın aile planlaması uygulamalarına ücretsiz erişiminin sağlanması acil ihtiyaçtır; bu bağlamda, istenmeyen gebeliklerin sonlandırılması önündeki tüm engeller de kaldırılmalıdır.

·         Göçmenlerin çocuk yaşta evlendirilmelerinin engellenmesi için ciddi ve etkin politikalar üretilmelidir.

·         Merdiven altında sağlık hizmeti verildiği bilinen tüm adresler Sağlık Bakanlığının ilgili mercilerince denetlenmeli, insan sağlığı ile oynayan tüm simsarlar cezalandırılmalıdır.

Tüm bunların ötesinde, başta Suriye’de olmak üzere ülkemizdeki ve bölgemizdeki tüm çatışmaların sonlandırılması için yaşama hakkını önceleyen politika ve tutumların acil ihtiyacı söz konusudur. Biliyoruz ki, gerçekçi bir barış ortamı yaratılmadıkça göç sorunu için yapılacak her şey iyileşme sağlamayan geçici bir tedaviden öteye geçemeyecektir. Bir kez daha acil barış ihtiyacını vurgularken, ülkemizde ve dünyadaki tüm göçmenler için daha yaşanılır bir dünya diler; göç yollarında hayatını kaybeden binlerce insanın anısı önünde saygıyla eğiliriz.

Türk Tabipleri Birliği
Merkez Konseyi