Türk Tabipleri Birliği (TTB); İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu ile çok sayıda yerel yöneticinin gözaltına alınması üzerine, ülke genelinde anayasal haklarını kullanarak toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyen topluluklara yönelik kullanılan şiddet ve kimyasal içerikli gösteri kontrol ajanlarına ilişkin hazırladığı “Gösteri Kontrol Ajanlarının Sağlığa Etkileri ve Hak İhlallerine Dair Değerlendirme Raporu”nu, 21 Nisan 2025 günü çevrimiçi bir basın toplantısı ile paylaştı.
TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Alpay Azap, Merkez Konseyi üyeleri Dr. Ali Karakoç, Dr. Güzide Elitez ve Dr. Mehmet Şerif Demir’in de katıldığı basın toplantısında sunumu, raporu hazırlayan ekipte yer alan Dr. Feride Aksu Tanık yaptı.
İfade özgürlüğü ve barışçıl toplanma hakkı uluslararası hukukta ve Anayasa’da tanımlı olmasına karşın bu haklarını kullanan yaklaşık iki bin kişinin gözaltına alındığını ve 300’ün üzerinde kişinin tutuklandığını söyleyen Aksu Tanık, müdahaleler sırasında biber gazı ve plastik mermi gibi araçların kullanıldığına dikkat çekti. Gerek tanıklıklarda gerekse de medyaya yansıyan görüntülerde kimyasal ajanların göstericiler hedef alınarak ve hatta Türkiye’nin de imzacısı olduğu Kimyasal Silahlar Konvansiyonu’na göre “kimyasal silah” sınıfına girecek biçimde kullanıldığının altını çizen Aksu Tanık; TTB’nin, bu kontrol ajanlarına bağlı olarak yaşanan sağlık sorunlarını görünür kılmayı amaçladığını sözlerine ekledi.
2-10 Nisan 2025 tarihleri arasında TTB internet sitesinden yayımlanıp sosyal medya mecralarından duyurulan soru formunun 10.274 kez görüntülenmesine karşın sadece 2.165 kişi tarafından doldurulmasının bir güvenlik kaygısına işaret ettiğini belirten Aksu Tanık, öne çıkan verileri ise şöyle sıraladı:
Katılımcıların;
- %57,1’i kadınken; %56,1’i İstanbul’dan ve %32,8’i Ankara’dan oldu.
- %84,2’si birden fazla kez ve ortalama 5,5 saat süreyle, %81,3’ü beş metreden az mesafede ve %60,3’ü çok yoğun etkilendiğini belirtti.
- %78,9’u fular ve bez gibi basit maskeler, %49’u profesyonel maskeler, %31’i gözlük kullanırken; %71,2’si limon, sirke, süt, antiasit gibi sıvılardan da faydalandı.
- %60,3’ü kimyasal ajanlardan çok yoğun, %39,1’i ise biraz etkilendi.
- %86,7’si öksürük, %71,1’i boğazda yanma, %67,4’ü nefes darlığı, %60,9’u burun akıntısı, %51,7’si burunda yanma, %46,5’i hapşırık belirtilerini işaretledi.
- %10,6’sında solunum durması ve astım krizi başlaması belirtileri yaşanırken; bu iki belirtideki oran ölüm riskine yakınlığın işaretleri oldu.
- %20,3’ü öksürük, %13,5’i nefes darlığı, %9,1’i sivilce benzeri döküntü, %6,1’i diğer belirtilerin maruziyet öncesi olmadığını fakat halen devam ettiğini aktardı.
- %51,3’ü bacaklarından, %23,2’si diz ve diz altından, %22,4’ü kollarından, %19,9’u baş ve saçlı derisinden, %12,3’ü yüzünden, %7,4’ü göğsünden gaz fişeği/plastik mermi/biber gazı kapsülü ile yaralandı. Özellikle baş, yüz ve göğüs bölgelerindeki yaralanmalardaki yüksek oranın kalıcı hasarlara yol açma riskini gösterdi.
- %82’si hiçbir sağlık yardımı almazken, %12’si ise gönüllülerden yardım aldığını ifade etti.
Raporda da yer verilen tanıklıkların şiddet ortamını, barışçıl protestolara düşmanca yaklaşımı, işkence ve kötü muameleyi, bedenin yaşamsal bölgelerinin kasten hedef alındığını ve gösteri kontrol ajanlarının zarar verme kastıyla kullanıldığını işaret ettiğini söyleyen Aksu Tanık; kimyasal ajanların yarattığı sağlık sorunları ile şiddetin yarattığı psikolojik sorunlara özel olarak dikkat çekti. Gözaltı muayenelerinin emniyet birimlerinde yapılmasının hem insan hakları hem de hekimlik meslek etik kuralları bağlamında asla kabul edilemeyeceğini de dile getiren Aksu Tanık, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Göz yaşartıcı gazlar ve benzeri kimyasal ajanlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında insan hakları ihlali ve işkence yasağı ile karşılanmaktadır. Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi de bu tür ajanları potansiyel olarak zararlı maddeler arasında sınıflandırmaktadır. TTB’nin önerisiyle Dünya Tabipleri Birliği de devletleri bu ajanları uygulamaktan sakınmaya çağırmaktadır. Dolayısıyla yurttaşlarımıza şiddet uygulayan, yaralama ve öldürme kastıyla müdahale eden, ihmali bulunan tüm güvenlik görevlileri yargılanmalı; bu ajanların da kullanımı mutlaka yasaklanmalıdır.”
Sunumun ardından kısa sözler alındı.
TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Alpay Azap; raporda açık uçlu sorulara verilen yanıtlardan sadece kimyasal ajanlara değil, işkence ve kötü muameleye maruz kalanlarda da sağlık sorunlarının yaşandığına dikkat çekti. Azap, bu süreçte anayasal haklarını kullanmalarına karşın halen tutuklu olanlar ve Esila Ayık başta olmak üzere sağlık sorunları olan mahpuslar için derhal tahliye çağrısı yaptı.
TTB İnsan Hakları Kolu Yürütme Kurulu üyesi Dr. Ulaş Yılmaz; rapor her ne kadar Mart 2025 itibariyle başlayan protestolara yönelik hazırlansa da, Hakkari ve Van gibi seçme-seçilme hakkının gasp edildiği diğer illerdeki benzer protestolarda da işkence ve kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddialarını hatırlattı. Raporda sağlık kurumlarına başvurma oranının çok düşük olmasına özel olarak dikkat çeken Yılmaz, “Bunun bir sebebi, sağlık sorunlarının tespitine ilişkin ilk sürecin genel olarak eksik bırakılması; diğer bir sebebi ise, insanların çeşitli sebeplere bağlı olarak yaşadıkları güvensizlik nedeniyle adli raporlamaya katılmak istememesi. Fakat biz yine de sağlık kurumlarına başvurmaları ve bu sağlık hakkı ihlalini kayıt altına aldırmaları çağrısı yapıyoruz” dedi.
TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Ali Karakoç; Türkiye’nin de tarafı olduğu Kimyasal Silahlar Konvansiyonu’na göre, sözü edilen kimyasal ajanların yakın mesafeden, kapalı alanlarda ve yoğun olarak kullanımının “kimyasal silah” sınıfına girdiğini hatırlattı. Saraçhane protestolarında tutuklananların da aralarında olduğu ve sayısı 600’ü aşan hasta mahpuslar sorununa vurgu yapan Karakoç, son olarak TTB’nin kimyasal ajan kullanan ve hekimleri usulsüz gözaltı muayenelerine zorlayan idari personel hakkında suç duyurusunda bulunduğu bilgisini paylaştı.
“Gösteri Kontrol Ajanlarının Sağlığa Etkileri ve Hak İhlalleri: Mart 2025 Dönemine İlişkin Bir Değerlendirme” başlıklı raporun tamamı için tıklayın.