TİMUS FRAGMANLARI TOPLANMASI

 
      Özellikle organ aktarımları erken ve geç dönemlerinde oluşacak rejeksiyonların önlenmesinde ve aralarında şiddetli aplastik anemi, steroide dirençli çeşitli hematolojik rahatsızlıklarda kullanılan yukarıda adı geçen ilaçların üretiminin hedeflendiği belirtilmektedir. İthal edilen ve bu nedenle pahalı olan ilaçların daha ucuza maledilmesi önemli bir amaç olarak kabul edilebilir, ancak yukarıda kısaca özetlenen işlemin ülkemizde gerçekleşebilmesi için etik açıdan üzerinde durulması gereken kimi noktalar bulunmaktadır.

      Başvuruda dile getirilen konular arasında böyle bir işlem için hasta seçim ölçütlerinin neler olacağına ilişkin açıklama yoktur. Örneğin çocuk hastalarda alınacak fragmanların miktarının en fazla ne kadar olacağı, seçim için hangi yaş sınırlarının saptanacağı ... gibi durumlar belirsizlik içindedir. Bu nedenle Kalp ve Damar Cerrahisi alanlarının her birinin hastaları da, timus fragmanlarının alınması için söz konusu edilebileceklerdir. Kuşkusuz kendi bedenlerine yönelik ve ameliyat oldukları hastalığın tedavisi için herhangi bir yararı ya da etkisi olamayacak böyle bir işlem için onamlarının (rızalarının) alınması  zorunludur. Bu onamın (rızanın) tam ve hasta tarafından kesin anlaşılırlığa dayalı bir aydınlatma sonrası verilmiş olması etik açıdan beklenmektedir. Ancak sözü edilen işlemin organ ve doku aktarımlarından oldukça farklı bir doğası olduğu da dikkat çekicidir. Çünkü burada hastanın vermeye razı olduğu doku tümüyle bir ticaret öğesi durumuna gelmektedir. Benzer bir durumun insan organizmasındaki başka herhangi bir doku ya da organ içinde gerçekleşmesi durumu ise günümüzde suç kabul edilerek hem ulusal, hem de uluslar arası düzeyde hukuki anlamda kovuşturulmayı gerektirmektedir. Örneğin Avrupa Konseyi'nce 1996 Kasım'ında kabul edilmiş olan Biyoetik Sözleşmesi'nde 7. Bölüm başlı başına bu konuya ayrılmıştır. Buna göre; insan bedenine ve onun parçalarına ticari kazanç öğesi olarak bakılamayacağı vurgulanmaktadır. Bu çelişkinin aydınlığa kavuşturulması amacıyla, eğer varsa farklılıkların tanımlanarak belirginleştirilmesi gerekir.

      Tıp etiğinin ve hatta onu aşkın bir biçimde biyoetiğin evrensel ilkelerinden zarar vermeme ilkesi uyarınca yukarıda sözü edilen işlemin hastayı karşı karşıya bırakacağı riskler açısından titizlikle incelenmesi zorunludur. Sadece timus fragmalarının alınmasının tek başına ameliyat endikasyonu olamayacağını vurgulayarak, bir başka gerekçeyle ameliyata alınmış ve anestezi altındaki hastanın timus fragmanlarının alınması nedeniyle fazladan daha ne kadar süre ameliyathanede ve anestezi etkisinde tutulmasının gerekeceği ve bu durumun hastada yaratacağı risk ayrıntılarıyla değerlendirilmelidir. Bilindiği gibi ülkemizde Göğüs Cerrahisi ve Kalp Damar Cerrahisi ayrı uzmanlık alanları biçiminde eğitim ve hizmet vermektedir. Bu iki farklı alanın kendi konuları gereği timus üzerindeki deneyimleri, her iki alanın rutin operasyon kesilerinin yerleri ve uzunlukları gibi teknik ayrıntılar ile bunların sözü edilen işlemin başarıyla gerçekleştirilmesindeki rolleri gibi özelliklerin, her iki alanın eğitimini de veren öğretim üyelerince kapsamlı bir biçimde ele alınmasının ve tartışılarak bir sonuca ulaştırılmasının yararlı olacağı açıktır.

      Bu nedenlerle, yukarıdaki noktalar ve belirtilen sorunlar gözönüne alındığında, şu an için sözü edilen işleme izin verilmesinin etik açıdan uygun olmadığı kanısındayız.