TTB: İnsan yaşamı siyasi pazarlık aracı olamaz

Kobane’de yaşanan insanlık dramı sürerken, süreci başından bu yana bölge tabip odaları ve gönüllü hekimler aracılığıyla yakından izlemekte olan TTB Merkez Konseyi, bölgedeki son durum ve sağlık hizmetlerinin işleyişiyle ilgili olarak basın toplantısı düzenledi. TTB ve SES gönüllüsü Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Avrupa Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Cem Terzi ve çatışmalar başladığından bu yana bölgede bulunan TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp’ın katılımıyla düzenlenen basın toplantısında insan yaşamının siyasi pazarlık, sağlık hizmetlerinin baskı aracı olamayacağı vurgulandı.

TTB Merkez Konseyi binasında bugün (10 Ekim 2014) düzenlenen basın toplantısına, Terzi ve Gökalp’in yanı sıra TTB İkinci Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Özden Şener, TTB Merkez Konseyi üyeleri Dr. Hüseyin Demirdizen, Dr. Fatih Sürenkök ve Dr. İsmail Bulca katıldılar.

Toplantının açılışını yapan TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Özden Şener, TTB’nin süreci başından bu yana yakından takip ettiğini, sağlık hizmetlerinin işleyişine ilişkin değerlendirmelerini kamuoyu ve Sağlık Bakanlığı ile paylaştığını söyledi. Raporun Sağlık Bakanlığı’na iletilmesinden bu yana da bölgede önemli gelişmeler yaşandığını belirten Şener, bu süre içinde 35 kişinin yaşamını yitirdiğini anımsattı. Şener, bölgenin içinde bulunduğu durumun bütün Türkiye’yi tehdit edebileceği uyarısında bulundu.

Güvenlikçi tedbirler insanları mağdur ediyor

Basın açıklamasını okuyan TTB İkinci Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, Kobane’de çatışmalardan kaçarak Türkiye’ye sığınmaya çalışan çoluk çocuk binlerce insanın, kabul edilişleri sırasındaki insani olmayan güvenlikçi tedbirler nedeniyle mağdur olduklarını söyledi. Yaralıların günlük politik gelişmelere göre sınırda bekletilebildiğini, gösterilerin sonlandırılması için yaralıların pazarlık konusu yapılabildiğini belirten Tükel, bu nedenle zamanında müdahale edilemediği için yaşamını kaybeden ya da gecikmeye bağlı sorun yaşayanlar olduğunun altını çizdi. Tükel, “Sınırda güvenlik gerekçesiyle bekletilenlerin durumu acilen düzeltilmeli, gecikmeye bağlı ölüm ve sakatlanmaların önüne geçilmelidir” diye konuştu. Tükel, Hükümet’i ve Sağlık Bakanlığı’nı sağlık hizmetine ulaşmanın önündeki her türlü engelin kaldırılması ve hekimlerin işlerini tam bir mesleki özerklik ve yansızlık içinde sürdürmeleri için gerekenleri yapmaya çağırdı. Sürecin son derece dinamik olduğuna da dikkat çeken Tükel, şu anki tablonun iki gün sonra ne olacağının belirsiz olduğuna işaret ederek, bu anlamda Sağlık Bakanlığı ile yapılacak işbirliğinin sürekli olması gerektiğinin de altını çizdi. Tükel, hekimler olarak her durumda insan yaşamını ve onurunu sunmaya devam edeceklerini belirtirken, insan yaşamının siyasi pazarlık konusu edilemeyeceğinin altını çizdi.

Basın açıklaması için…

Kobane’de insanlık dramı

Bölgedeki gözlem ve deneyimlerini raporlaştırarak kamuoyu ve Sağlık Bakanlığı ile paylaşan Prof. Dr. Cem Terzi de, bölgede yaşananın bilinen savaşlara benzemediğini belirtirken, bir “barbarlar istilasına”, insanların yaşamlarını sürdürmek için büyük mücadeleler verdiklerine tanıklık ettiklerini anlattı. Terzi, “Eğer uluslararası güç acilen bir şey yapmazsa Kobane’de tarihe büyük bir travma olarak geçecek çok büyük bir kıyım, katliam yaşanabilir” uyarısında bulundu.

Son üç günde yaşananların, binbir zahmetle oluşmuş olan barış ortamını tehdit edebileceğini ortaya koyduğunu belirten Terzi, bir barış dilinin yeniden kurulması gerektiğini ve bunun en kolay kurulabileceği alanın sağlık olduğunu vurguladı. Terzi, Kobane’de yaralananlara Türkiye’nin sunduğu sağlık hizmetinin büyük bir mesaj olacağını belirtirken, “Hem savaşın sonlandırılması hem de etkin bir sağlık hizmeti sunulması için Türkiye’ye tarihi bir rol düşüyor” diye konuştu. Terzi, hekimler olarak bu savaşı durdurmaya ve sağlık hizmeti sunmaya hazır olduklarını kaydetti.

Bölgede çok büyük sağlık sorunların yaşandığını kaydeden Terzi, bu sorunun Sağlık Bakanlığı’nın olanakları olmaksızın çözülmesinin mümkün olmadığını söyledi. Terzi, bugüne kadar verilen sağlık hizmetlerinin de yine Sağlık Bakanlığı’nın olanaklarıyla gerçekleştirildiğini belirtirken, “Eğer bunlar için Sağlık Bakanlığı’na teşekkür etmek gerekiyorsa teşekkür ederim. Devamı için ricacı olmak gerekiyorsa bir hekim olarak bin defa ricacı oluyorum” diye konuştu.

Dört acil talep

Bütün çabalara ve iyi niyete karşın sağlık hizmetlerinin işleyişinde ciddi bir koordinasyon eksikliği olduğunu belirten Terzi, acil talepleri şöyle sıraladı:

1-      Acilen kriz masası kurulmalı

2-      Kriz masasına TTB ve SES de katılmalı

3-      Çalışmalar basına ve kamuoyuna açık olmalı

4-      Sahra hastanesi kurulmalı

Talep ve öneriler için...

Barış talep ediyoruz

Hekimlerin yaşamı savunmaktan başka çaresi olmayan insanlar olduklarını belirten Prof. Dr. Cem Terzi, "İnsanlar ölürken hiçbir siyasi analizin anlalmı yok. Barış talep ediyoruz. Dün de böyle söyledik, bugün de böyle söylüyoruz, yarın da böyle söyleyeceğiz. Katliamların durdurulmasını ve yaralılara sağlık hizmeti sunulmasını talep ediyoruz ve bunu yapmak için gönüllüyüz" sözleriyle konuşmasını tamamladı. 

Kobane'de uygarlığımız kopuyor

TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp de, bölgede olağan durumlara göre sağlık hizmeti sunmanın olanaksız olduğunu, koşulların olağandışı durumlara göre de düzenlenmediğini söyledi. Sahra hastanesini bu yüzden önemsediklerini belirten Gökalp, "Kobane'de uygarlığımız kopuyor. İnsanlık onuruna yakışan bir durum için Kobane'deki tavır bir turnusol kağıdı olacaktır" diye konuştu. Gökalp, Mürşitpınar Sınır Kapısı'nın da "insani yardım koridoru" olarak mutlaka açık tutulması gerektiğinin altını çizdi.

TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Hüseyin Demirdizen de, aşırı güvenlikçi ve ötekileştirici dilin terkedilmesi gerektiğini belirtirken, bu güvensizliğin ortadan kaldırılabilmesi için sağlık hizmetlerinin önemli rol oynadığını kaydetti.