Şehir Hastanesi Yönetmeliği: Çok bilinmeyenli denklem

9 Mart 2013 tarihinde yürürlüğe giren 6428 sayılı Yasanın uygulama yönetmeliği 9 Mayıs 2014 günlü Resmi Gazetede yayımlandı.

Aradan geçen zamanda Yasada değişiklik yapılarak Sağlık Bakanına bitmiş ihalelerde tek imza ile bedel değişikliği yapma yetkisi getirildi. Yönetmeliğin Geçici 1. Maddesinin 2. Fıkrasına göre sözleşmesi imzalanmış ihalelerde bile şirketlerin 3 ay içinde başvurması halinde “kira bedelleri” Bakan onayı ile değiştirilebilecek.

Yönetmelik hükümlerinde çerçevesi çizilmeden belirsiz bırakılan, uzun vadede büyük sorunlar ve karmaşa yaratacağı öngörülen hususlar özetle şöyle:

-“İleri teknoloji ya da yüksek mali kaynak gerektiren bazı hizmetlerin gördürülmesi” ibaresi, tıbbın geldiği aşama dikkate alındığında tüm tıbbi hizmetlerin satın alınmasının önünü açacaktır.

-“İlgili taşra biriminin en üst yöneticisine” harcama yetkilisi sıfatı verilmesi, kamu hastane birlikleri genel sekreterlerine “bina yenileme” karşılığında görüntüleme, laboratuar ya da cerrahi hizmetleri satın alma yetkisini de verecektir.

-Yönetmeliğe göre ihaleye katılamayacak kişiler ihaleyi yapan idarenin (merkezdeki birim ya da taşra teşkilatındaki sağlık kurum ve kuruluşunun) ihale yetkilileri ile ihale işlemlerini hazırlamak, yürütmek, sonuçlandırmak ve denetlemekle görevli personel ile bu kişilerin eşleri ve üçüncü dereceye kadar kan ve ikinci dereceye kadar kayın hısımları ile evlatlıkları ile evlat edinenleridir.

Ancak buna bir istisna getirilmiş, “Yukarıda belirtilen şahısların, sermayesinin yüzde 10’undan fazlasına sahip olmadıkları veya yönetim kurullarında görevli bulunmadıkları anonim ortaklıklar hariç ortakları ile şirketleri” denilerek ihalelerin kime yasaklı olduğu belirsizleşmiştir.

-Kamu özel ortaklığı adı altında yapılan işlerle ilgili olarak, araştırma-geliştirme, proje yapımı ve uygulama, işletme, hukuk, teknoloji ve benzeri konularda alınacak değerlendirme ve müşavirlik hizmetlerinin de satın alınması sağlanarak bitmez bir ihale sarmalı yaratılmaktadır.

-Kamu özel ortaklığı yöntemiyle yapılabilecek tesisler “… Bakanlığın ve bağlı kuruluşlarının kanunla tanımlanan görev ve yetkileri ile ilgili iş ve işlemlerini yerine getirmek için kullanacağı her türlü bina ve yapılar” olarak sayılmaktadır. Böylelikle kamu özel ortaklığı marifetiyle ASM ve TSM’lerden Sağlık Bakanının makam odasına kadar her türlü tesis bu yöntemle yapılabilecektir.  

-Sağlık hizmetlerinin sürdürülemez hale gelmesine örnek olarak “temizlik hizmetinin aksaması nedeniyle hastane enfeksiyonu oluşması, hasta asansörünün çalışmaması, hasta ve çalışan güvenliğinin tehlikeye düşmesi, görüntüleme, laboratuar, ameliyat hizmetlerinin verilememesi” de gösterilmesi yönetimi, personel yapısı karmaşık bir hastaneye dair TTB’nin ısrarla dile getirdiği kaygıları doğrulamaktadır.

-Verilen hizmetin denetiminin bile ihale edilmesi kabul edilmekte hatta ihale alan şirketlere kredi veren finans kuruluşlarına da “performans denetimi” yetkisi tanınmaktadır.

Kamu özel ortaklığının, kamuya, kamu hizmetine, kamu çalışanlarına ve hizmeti alacak kişilere bir yarar sağlamak için uygulanmadığı Yönetmelik hükümleriyle açıkça bir kere daha ortaya çıkmıştır.