TTB, Avrupa Konseyi Parlamanterler Asamblesi İnsan Hakları Ödülüne Aday Gösterildi

Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi tarafından yılda bir verilen Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü’ne Türk Tabipleri Birliği’nin aday gösterildiği açıklandı.

Adaylık belgesinde TTB’nin mesleğin çıkarları adına gerçekleştirdiği çalışmaların yanı sıra halk sağlığı alanında da aktif olduğu ve  bu amaca yönelik olarak ilkesel konumlar benimsenerek halk sağlığıyla ilgili çeşitli konularda raporlar hazırladığı, bunların arasında bulaşıcı hastalıklar (örneğin H1N1 pandemisi ve verem gibi), çevre kirliliğinin halk sağlığı üzerindeki etkileri ve sağlık alanındaki reformların da yer aldığı belirtildi.

Belgede ayrıca, TTB’nin yaşam hakkı, kötü muamelenin yasaklanması ve sağlık hakkı (sağlık hizmetlerine erişim hakkıyla birlikte) dâhil olmak üzere insan haklarının savunulmasında da önemli bir rol oynadığı vurgulanırken çalışma alanlarına dair başlıklar şöyle sıralandı:

- özgürlüklerinden yoksun bırakılan kişilerin hakları; cezaevlerindeki çocuklar; özgürlüklerinden yoksun kişilerin sağlık hizmetlerine erişim hakkı, cezaevlerindeki açlık grevleri;

- şiddetin önlenmesi: kadınlara yönelik şiddet ve genel olarak şiddet;

- mülteciler ve sağlık hizmetlerine erişim;

- çocuklara yönelik şiddet: Birlik, çocuk suiistimaline ilişkin farkındalık yaratma çalışması yapan bir grubun kurucusudur. Bu grup, çocuk suiistimali olaylarını tespitte ve suiistimal kuşkusu olduğu durumlarda gerekli girişimlerde bulunmalarında doktorlara yardımcı olacak bir elkitabı hazırlamaktadır.

Türk Tabipleri Birliği’nin kurumsal olarak kamu sağlığı ve hekimlerin haklarının savunusu dışında aday gösterilme gerekçesi belgede şöyle özetleniyor:

Gezi Parkı eylemleri esnasında Türk Tabipleri Birliği, temel bir hak olan sağlık hakkı ve tıp pratiğinin temel ilkeleri konusunda ikirciksiz bir tutum alarak insan haklarının savunulmasında çok önemli bir rol oynamıştır. TTB’nin bu bağlamdaki hareketi özel olarak üç alana odaklanmıştır: Yaralanan göstericilere acil tıbbi yardım, kamuoyu duyarlılığını artırma ve göstericilerin sağlık durumuna ilişkin veri toplama.

Belgede ayrıca şu ifadeler yer aldı:

Sağlık çalışanlarının yaralı göstericilere yardım etmesini önleyen polis müdahaleleri karşısında – ki bu müdahaleler göstericileri tedavi eden hastane acil servis çalışanlarına gaz sıkılmasına kadar varmıştır- TTB üyesi yüzlerce gönüllü doktor yaralılara yardım için sokaklara çıkmış; böylece yalnızca mesleklerinin gereğini yapan doktorlar dâhil herkese ayrım gözetmeden saldıran polisin varlığına rağmen yaşam kurtarmıştır.

Ayrıca TTB, yaralıların durumu ve sağlıkçıların karşılaştıkları güçlüklere ilişkin çok sayıda açıklamasıyla, yaralılara gerekli yardımın yapılabilmesi için sağlıkçılara yönelik şiddet ve saldırganlığa son verilmesi yolunda yetkililere yaptığı sürekli çağrılarla Türkiye’de ve uluslararası kamuoyunda geniş çapta bir duyarlılık oluşmasını sağlamıştır.

TTB, olaylar sırasında başvurulan şiddet ve bunun sonuçlarına ilişkin veri (ölü sayısı, yaralı sayısı vb.) toplayarak da değerli bir iş yapmıştır. Bu çalışma, göstericilerin haklarına yönelik ihlallerin günışığına çıkarılmasına yardımcı olmuştur. TTB tarafından hazırlanan bir rapor da biber gazı kullanımının insan ve halk sağlığı üzerindeki etkileriyle ilgilidir.

Şiddet içermeyen bu etkinlikleri nedeniyle TTB üyeleri hakkında yasal işlemlere başvurulmuştur. Yakınlarda çıkartılan bir yasayla doktorlara “yetkisiz” acil hizmet verme yasağı getirilmekte, buna aykırı davrananlar için hapis ve para cezası öngörülmektedir. Anayasa Mahkemesi halen bu yasanın anayasaya uygun olup olmadığını değerlendirmektedir.

Türk Tabipleri birliğinin, kanaatimize göre, insan hakları savunusu alanındaki istisnai çalışmalarına kanıt olan bu gerçekler ışığında ve Komitemizin değerlendirme kapsamında yer alan sağlık hakkının önemini göz önünde bulundurarak TTB’yi VáclavHavel İnsan Hakları Ödülü’ne aday kuruluş olarak gösteriyoruz”

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin ödülüne TTB’nin aday gösterilmesinde tüm bu süreçlerde ayrımsız mesleğinin gereğini yerine getiren meslektaşlarımız ve sağlık çalışanlarının emekleri etkili olmuştur.

Uluslararası saygın bir ödüle aday gösterilen, mesleğimizin doğasına içkin hekim ve TTB faaliyetlerinin diğer yandan Türkiye’de yargılanması ve cezalandırılmaya çalışılması çok çarpıcıdır. Özellikle İstanbul’da Dolmabahçe Bezm-i Alem Camisi’nde yaralı yurttaşlara yardım eden iki meslektaşımızın 7 Mayıs’ta yargılanacak olmaları, Ankara ve Hatay Tabip Odaları yönetim ve onur kurullarının görevden alınma talepleriyle yargılanmaları Türkiye’de demokrasi ve insan haklarına, hekimlik mesleğinin gereği olan faaliyetlere yaklaşımın acı görüntüleri olarak karşımızda durmaktadır. Baskılara rağmen Türkiye’de hekimlerin ve sağlık çalışanlarının onurlu duruşu tüm Dünya’nın takdirini toplamış, bu anlamda ülkemizin saygınlığını yükseltmiştir.

Türk Tabipleri Birliği
Merkez Konseyi