Aciller içinden çıkılmaz hal aldı

Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde araştırma görevlilerinden sonra, şimdi de öğretim üyeleri acil nöbeti tutmaya zorlanıyor. 

Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı’nda yeterli sayıda acil tıp öğretim üyesi ve acil tıp uzmanının bulunmaması nedeniyle ortaya çıkan sorunlar, önce diğer branşlardan araştırma görevlilerinin Acil Servis'te 1 aylık görevlendirmelerle çalıştırılması yoluyla  çözülmek istenmiştir. Ancak, beklenebileceği gibi, uzmanlık eğitimini aksatan aylık görevlendirmelere devam edilirse araştırma görevlilerinin ortalama 4 yıllık eğitimi süresinin yaklaşık 6 ayını Acil Servis rotasyonununda geçirecekleri gerçeği ile yüz yüze gelinmiştir. Ardından fakülte yönetimi tarafından araştırma görevlilerinden kendi servislerinde tuttukları nöbetlerin bir kısmını Acil Servis'te tutmaları istenmiştir. Bu aşamada, Türk Tabipleri Birliği’nin Tıp Fakültesi Dekanlığı'na, araştırma görevlilerinin uzmanlık eğitimi aldıkları branş dışında Acil Servis nöbeti tutmaları konusunda gönderdiği itiraz dilekçesi sonrası, Dekanlık araştırma görevlisi doktorlardan bir ay nöbet tutmalarını istemiş ve gelecek ay kalıcı başka bir çözüm bulacaklarını belirtmiştir. 28 Nisan 2015 tarihli Üniversite Senatosunda çıkartılan bir kararla, Mayıs ayı başından itibaren öğretim üyelerinin Acil Servis havuz nöbetinde dahili ve cerrahi branşlardan her gece 2 kişi olacak şekilde görevlendirilmelerine karar verilmiştir. Bu karar, öğretim üyelerinin çıkartılan bir Senato kararlarıyla kendi bölümleri dışında acil nöbeti tutmaya zorlanmaları anlamına gelmektedir. Öğretim üyeleri, Rektör yardımcıları ve Tıp Fakültesi Dekanı ile yaptıkları görüşmelerin sonuç vermememesi üzerine, söz konusu uygulamanın hukuka uygun olmadığından hareketle idari mahkemeye dava açmaya başlamışlardır.

Üniversite yetkililerini bu hukusuz uygulamadan derhal vazgeçmeye, hekimlerimizi, öğretim üyelerimizi daha fazla mağdur etmemeye çağırıyoruz.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi

 

Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyeleri tarafından yapılan konuyla ilgili değerlendirme aşağıdadır:

BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİNDE ARAŞTIRMA GÖREVLİLERİNDEN SONRA, ŞİMDİ DE ÖĞRETİM ÜYELERİ ACİL NÖBETİ TUTMAYA ZORLANIYOR!

“Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörlüğü kanunları ve yönetmelikleri ayrıca da tıp etiği kurallarını hiçe sayarak Türkiye’de üniversite hastanelerinde bir ilke imza attı. 2014 yılının ikinci yarısından itibaren Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalında yaşanan istifalar sonrası acil servis hizmetlerinde aksama olmaya başladı. Mart ayında Tıp Fakültesi  Dekanlığı ana bilim dalı başkanları ile bir toplantı düzenledi. Yönetim araştırma görevlilerinin uzmanlık eğitimi aldıkları bölümlerde tuttukları nöbetlerin bir kısmını acilde tutmalarını veya öğretim üyelerinin nöbet tutmaları gerektiğini ileri sürdü. Yasal süreçler ve mevcut bulunan durum dâhilinde bu iki çözüm yolunun da gerçek anlamda çözüm olamayacağı ve gerçekleştirilemeyeceği birçok öğretim üyesi tarafından dile getirildi. İtirazlar sonuç vermedi. Yönetim Nisan ayında birçok bölümden araştırma görevlisi doktora servislerinde nöbetçi oldukları tarihler dahilinde acil serviste nöbet yazdı. Ancak bu sefer tepki fazlaydı. TTB ve Zonguldak Tabip Odası ile iletişime geçildi. TTB’nin tıp fakültesi dekanlığına gönderdiği duruma itiraz dilekçesi sonrası Dekanlık araştırma görevlisi doktorlarla toplantı yaparak sadece bir ay nöbet tutmalarını gelecek ay için kalıcı başka çözüm bulacaklarını belirtti.

Nisan ayı sonunda Tıp Fakültesi Dekanı anabilim dalı başkanlarını toplantıya çağırarak, yardımcı doçentleri acil nöbetçisi olarak görevlendirmelerini, profesörlere nöbet yazmayacaklarını bildirdi. Anabilim dalı başkanlarının çoğu tıbben ve hukuken uygun olmayan bu isteği yerine getirmedi ve yardımcı doçentlere her türlü desteği vereceklerini ifade ettiler.

Üniversite Senato Kurulunda 27.04.2015 tarih, 2015/10-6 sayılı kararı ile “Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Acil Servis Yönergesi” başlığı altında öğretim üyelerinin acil branş nöbeti tutmasını uygun hale getiren ve oy çokluğu ile kabul edilen bir yönerge çıkarıldı. Dekanlık bu karara dayanarak “Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Acil Servisi biriminde ilgili branş acil havuz nöbetçisi olarak göreviniz bulunmaktadır. Bilgilerinizi ve nöbet değişikliği olması durumunda Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürlüğü'ne ve Anabilim Dalı Başkanlığı'na bilgi verilmesi hususunda gereğini rica ederim.” cümleleriyle biten bir görevlendirme yazısını tüm klinik bölümlere gönderdi. Bu yazıda acil servis görevlendirmesinden anabilim dalı başkanlıkları da sorumlu tutulmuştu. Bu yazıya pek çok bölüm ve öğretim üyesi dekanlığa itiraz dilekçesi vererek karşı çıktı.

1 Mayıs’tan itibaren öğretim üyeleri acil servis havuz nöbetinde dahili ve cerrahi branşlar olarak her gece 2 kişi olmak üzere görevlendirildi. 1 Mayıs 2015 öncesi hızla çıkarılan bu senato kararı öğretim üyelerine mail yoluyla iletildi. Senato kararı dikkatle incelendiğinde üniversiteleri ilgilendiren bir yönetmelik ve Sağlık Bakanlığını ilgilendiren bir yönetmelikten alıntılar yapılarak hukuka uygun olmayan bir biçimde senato kararının oluşturulduğu anlaşıldı. Üniversitenin açıklamasında “yapılan düzenleme ile söz konusu havuz nöbetinde görev alacak öğretim üyelerimizin acil servise başvuran hastaların ilk muayene ve müdahalelerinde, temel tetkik ve tedavilerinde ve konsültasyonların takibinde pratisyen hekim yetkisi ile sınırlı olarak hizmete katkı sağlamaları planlanmıştır” şeklinde hekimlik uygulamaları açısından uygun olmayan ifadeler bulunmaktaydı. Öğretim üyelerine gönderilen görevlendirmelerin dışında anabilim dalı başkanlarına da öğretim üyelerinin nöbete gelmediği durumlarda diğer bir öğretim üyesini görevlendirmesi gerekliliği ile ilgili yazılar gönderildi. Bazı anabilim dalları akademik kurul kararları çıkartarak görevi olmayan bu uygulamayı da reddetti.  

Bu görevlendirmenin hukuksuz ve etik kurallarına aykırı bir görevlendirme olması beraberinde kötü uygulamaları getirdi. Bazı nedenlerle baskı ve tehdit altında kalan bazı bölümlerde yardımcı doçent ve araştırma görevlileri bu nöbetleri tutmak zorunda kaldı. Nöbetleri tutmak istemediğini açıkça ifade eden ancak kadro veya sözleşme yenilenmesi gibi beklentileri olan kişiler korkularını ifade ederek kendilerini bu hukuka uygun olmayan görevi yapmak zorunda hissettiler.

Üniversitedeki akademisyen doktorlar tuttukları icap nöbetleri için devlet hastanesindeki meslektaşları gibi nöbet parası alabilmek için dilekçe yazmışlardı. Yazdıkları dilekçeye yönetim tarafından “öğretim üyesinin nöbet görevi ve tanımı olmadığı için para ödenmesi söz konusu değildir” benzeri bir cevap verilmişti. Senato kararı ile dayatılan nöbetlerde para ödemesi yapılamadığı için nöbet ertesi izin hakkı verilir şeklinde durum kurtarılmaya çalışılmış. Yazılan nöbet sonrası öğretim üyesinin asıl işi olan, girmesinin zorunlu olduğu dersler için nasıl bir yol izleneceğini kimse bilmiyor.

Tüm bu sorunları iletişim kurarak çözmek isteyen 80 kadar  öğretim üyesi dava açmadan önce üniversite rektörü ile konuşmak için rektörlük binasına gitti. Rektör programının uygun olmaması nedeniyle öğretim üyeleriyle görüşemedi. Rektör yardımcıları ve Tıp Fakültesi dekanı ile görüşme yapıldı. Süreç, nöbet yazılan öğretim üyeleri ile yazılmayan öğretim üyelerinin kendi gerekçeleri ile idari mahkemeye dava açmaları ile devam ediyor.”