Sağlık Bakanlığı tarafından kamu hastanelerine gönderilen talimatla ek randevu uygulaması başlatıldı. Buna göre yaklaşık on dakikada bir verilen MHRS (Merkezi Hekim Randevu Sistemi) randevularının yanı sıra ek randevu, hekimin mevcut çalışma planında oluşan randevu slotlarına ek olarak belli hesaplamalar sonucunda oluşturulacağı bildirilmiştir.

Uzun süredir Sağlık Bakanlığı’ndan sağlık müdürlüklerine ve oradan tüm sağlık birimlerine gönderilen yazılarla ve idarecilerin sözel ifadeleriyle gelen hastaların geri çevrilmemesi yönünde baskı oluşturulmuştu. Bu nedenle meslektaşlarımız bir poliklinikte, günde 80-100 veya daha fazla hasta bakmaktaydı. Bu şekilde muayene süreleri 5 dakikanın da altına düşmüştü. Bu baskı, teşvik ek ödeme sisteminin getirilmesiyle daha da artırılmaya çalışılmaktadır. Şimdi ise her saat için verilen ek randevular ile muayene süreleri neredeyse 2-3 dakikaya inecektir.

Ek randevular kamuoyuna sunulurken, randevular hekimlerin tercihi ile oluşturulacaktır denilse de pratikte gördüğümüz öyle değildir. Randevu alan veya almadan gelen hastalara ek olarak verilen randevular poliklinik önlerinde hasta-hasta, hasta-hekim arasında kaos yaratacak, kavga ve şiddete neden olarak sağlık hizmetlerinin daha da aksamasına neden olabilecektir. Bu kadar kısa sürede hastaların ancak yüzüne bakılabilecektir, dolayısıyla sağlık hizmeti verebilmek dahi mümkün olmayacaktır.

Hekim ve sağlık çalışanları olarak çalışma koşullarımızın iyileştirilmesi, şiddetin önlenmesi, yeni ve etkili bir şiddet yasasının çıkarılması, ekonomik ve özlük haklarımızın iyileştirilmesi nöbet sorunlarımızın düzeltilmesi, COVID-19’un meslek hastalığı sayılması, nitelikli eğitim ve iyi bir sağlık hizmeti için; geçen sene bugün, 11 Ekim 2021’de “Emek Bizim Söz Bizim” eylem sürecini başlatmıştık. Eylem sürecimiz boyunca birçok yüksek katılımlı eylem, g(ö)rev, iş bırakma yaptık. İktidar ve Sağlık Bakanlığı tüm bu sorunlarımızı, taleplerimizi ve eylemlerimizi başlangıçta görmezden, duymazdan geldi. Ancak ısrarlı eylemlerimiz sonucu geri adım atmak zorunda kaldılar. Bu attıkları adımı da fırsata çevirmeye çalışarak; bizim yaptığımız BEYAZ YÜRÜYÜŞ, BEYAZ FORUM, BEYAZ G(ö)REV, BEYAZ MİTİNG, BEYAZ NÖBET’lerdeki “BEYAZ”ımızı alarak adına “BEYAZ REFORM” dediler.

Çok övündükleri Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin kötü bir sistem olduğunu ve artık değişmesi gerektiğini açıkladılar. “Performans sisteminin fişini çektik” dediler; ancak yerine neredeyse aynı sistem olan teşvik sistemini getirdiler. Emekliliğe yansıyacak, insanca ve hekimce yaşayacak tek ücret yerine, ne kadar çok çalışırsanız o kadar çok kazanırsınız diyen güvencesiz bir sistemi getirdiler. Söz verdikleri etkin ve etkili sağlıkta şiddet yasasını çıkarmadılar. Çıkarılan malpraktis yasası bizlerin mağduriyetini ve beklentilerini karşılamaktan çok uzaktı. Sağlıklı ve güvenli koşullarda çalışmak ve yaşamak için yurtdışına giderek çözüm arayan hekimlerin sorununa sadece para olarak bakarak, “Giderlerse gitsinler” dediler. İktidarların görevinin tüm vatandaşlarına siyasal, ekonomik, sosyal açıdan iyi koşullar sağlamak; güvenli ve sağlıklı çalışma ortamları oluşturmak olduğunu unutarak,  meslektaşlarımıza hakaret ettiler.

Çöken sağlık sisteminin yerine; tüm bu sistemi değiştirerek, koruyucu sağlığı ön plana çıkaran basamaklı bir sistem getirilmediği sürece bu sistemdeki kaos ve çöküş artarak devam edecektir. Aylar sonraya sıra bulunabilen randevu sistemi, ek randevular ile her 2-3 dakikada bir hasta bakmaya zorlanarak çözülemeyecektir. Bu, özellikle ikinci ve üçüncü basamak hastanelere yığılmaları artırmaktan başka bir işe yaramayacak, niteliksiz sağlık hizmetlerine neden olarak toplumun sağlığını daha da olumsuz etkileyecektir. Biz hekimlere ise daha fazla şiddet, daha fazla malpraktis,  daha fazla yıpranma, daha niteliksiz sağlık hizmeti sunma olarak geri dönecektir. Biz bu sistemi zaten yıllardır yaşıyoruz. Bu sistemin tamamını ortadan kaldırmak yerine, sistemden vazgeçilmeyerek hekimler daha fazla baskı altına alınmakta, “Daha hızlı ve daha fazla hasta bakın, daha çok kazanın” denilmektedir. Bazı idareciler tarafından hekimlere gönderilen yazılar ve sözlü ifadelerde; “Bakanlık iyileştirmeler yaptı, siz de daha fazla çalışarak hizmet edin” denildiği; MHRS dışında hasta bakmayanlara soruşturma açılacağı; ceza verilerek taban ek ödemeden mahrum edilecekleri tarafımıza bildirilmiştir. Sağlıkta hız ve çok hasta bakmak, sonucu telafi edilmeyecek sonuçlara neden olabilecektir. Bu durumlarda yaşanacak her türlü adli, tıbbi, idari sonuçların sorumlusu idarecilerin olacaktır.

Sağlık Bakanlığı’nın “Beyaz Reform”unun karası erken ortaya çıkmıştır. Mesleğimizin ve önlüğümüzün beyazına bizler sahip çıkıyoruz. Bilimsellikten uzak, sadece ticarethane için  “müşteri memnuniyeti” zihniyeti ile davranan, nitelikli bir sağlık hizmeti sunmayan, dinlenme hakkımıza saldıran, mesleki etik ve hekimlik onuru ile bağdaşmayan bu duruma itiraz ediyoruz. Dinlenme hakkımızı gasp eden ek randevu sistemine, mesai içinde ve dışında kısa aralıklarla muayene ve tıbbi işlem dayatmasına son verilmesini istiyoruz.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi