Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Dişhekimleri Birliği (TDB), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş) ile Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜM-RAD-DER), sağlık çalışanlarının gelirlerinin ve özlük haklarının iyileştirilmesi amacıyla düzenlenecek yeni eylem programını 20 Ocak 2022 tarihinde bir basın toplantısı ile duyurdu.
Basın açıklamasında ilk sözü alan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Biz sağlık hizmetini birlikte üretiyoruz, bu emeği birlikte veriyoruz. O nedenle mücadeleyi de birlikte yürütüyoruz. Haklarımızı alana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğimizi duyuruyoruz” dedi. Sağlık alanının büyük bir tahribat ile karşı karşıya olduğunu, hekimlerin aldıkları ücretlerden ziyade mesleklerinin itibarsızlaştırılmasına tepki duyduğunu belirten Korur Fincancı, hekimler arasında en çok tükendiğini söyleyen grupların özel hekimler ve aile hekimleri olduğunu kaydetti. Korur Fincancı, tüm sağlık çalışanları için şiddetten arındırılmış, güvenli, güvenceli, insanca yaşayabildikleri, dayanışmanın esas alındığı bir çalışma ortamını sağlayana dek mücadeleyi sürdüreceklerini sözlerine ekledi.
Ankara Dişhekimleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dt. Serhat Özsoy, sağlık alanındaki planlama ve düzenleme süreçlerine sağlık emek-meslek örgütlerinin dahil edilmemesini eleştirdi. Özsoy, diş hekimliği fakültesi ve diş hekimi sayısı hızla artarken yeterli atama yapılmadığını, diş hekimlerinin işsizlik ve yoksulluk kıskacına sokulduğunu ifade etti.
SES Eş Genel Başkanı Hüsnü Yıldırım, sağlık emek-meslek örgütlerinin Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla yaşanan tahribata karşı yıllardır uyarılarda bulunduklarını anımsattı. Pandemide özveriyle çalışan sağlık çalışanlarının haklarını alamadığının altını çizen Yıldırım, “Eylem ve etkinliklerimiz ile iktidarın bize yönelik tutumuna karşı yaşadığımız, sağlıkta şiddetten kışkırtılmış sağlık talebine kadar tüm sorunları topluma anlatacağız” dedi.
Dev Sağlık-İş Genel Sekreteri Erdoğan Demir, örgütlü oldukları tüm işyerlerinde bir imza kampanyası başlattıklarını duyurdu. Demir, insanca yaşayacak bir ücret, haftada 40 saat çalışma, görev tanımlarında netlik, dinlenme sürelerinin düzenli kullanılması, taşerondan kadroya geçenler için zorunlu emeklilik gibi taleplerini sıraladı.
Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Laleş Tunç, asistan ve genç uzman hekimlerin sahadaki sorunları katmerli bir biçimde yaşadığını vurguladı. Hekim göçünün ilerleyen yıllarda bir hekim kuraklığına yol açabileceğine dikkat çeken Tunç, mücadeleden başka bir yol olmadığını kaydetti.
TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Kazım Doğan Eroğulları, aile hekimlerinin güvencesizleştirilmesine ve ifade özgürlüğünün gasp edilmesine yol açan ceza sözleşmesine ve infaz komisyonlarına karşı susmayacaklarını, mücadeleden vazgeçmeyeceklerini ifade etti.
TTB II. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, TTB’nin Beyaz Yürüyüş ile başlayıp Beyaz Forum’a taşınan ve son olarak 15 Aralık G(ö)REV eyleminde somutlaşan eylem sürecinin bir benzerini yeniden yürüteceklerini belirtti. Ekonomik ve özlük haklarını gaspı, şiddet, COVID-19’un meslek hastalığı sayılmaması ve Sağlık Bakanlığı’nın tüm bu taleplere duyarsız kalması gibi sorunları sıralayan Ökten, “Birlikte başlattığımız bu süreci ilmek ilmek örerek bir kazanım ile sonuçlandıracağımızı düşünüyorum” diye konuştu.
Basın toplantısı “8 Şubat’ta hep birlikte, yan yana G(ö)REV’deyiz!” denilerek sonlandırıldı.
TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut tarafından okunan basın açıklaması şöyle:
Vazgeçmiyoruz, Oyalama Değil Hakkımız Olanı İstiyoruz!
Önümüzdeki Dönem Eylem Programını Açıklıyoruz!
Sağlıkta Dönüşüm Programı ile birlikte halkın sağlık hakkı, sağlık emekçilerinin de çalışma hakları giderek geriletilmiş, sağlık alanı bile isteye çökertilmiştir. Bu adımların hiçbir aşamasında sağlık emek-meslek örgütlerinin itirazlarının dikkate alınmamasının getirdiği yıkım ayyuka çıkmışken biz sağlık emekçilerine hâlâ karar mekanizmalarında söz hakkı vermeme ısrarı ile aynı yanlışa devam edilmektedir.
Sağlık sisteminin çökertilmesi halkın nitelikli sağlık hakkına erişememesinde sorunlar yaşatmakta, sistemden doğan tüm sorumluluk sağlık emekçilerine yansıtılmakta ve karar mekanizmalarında yer almadığı sistemin olumsuzlukları ile çalışmak zorunda bırakılmaktadır. Bu olumsuzlukların başında gelen sağlıkta şiddetin yaşanmadığı tek bir gün geçmemektedir. Güvenli işyerleri ve etkili bir şiddet yasası ise henüz daha bakanlığın gündeminde dahi değildir.
Bir diğer olumsuzluk ise sağlıkta talebin her geçen gün kışkırtılması ile artan iş yüküdür. Sağlık emekçileri yetersiz istihdamın ve kışkırtılmış sağlık talebinin karşısında tükenmekte, angarya ile çalışmaya zorlanmaktadır. Bu yoğun emeğin karşılığında ise insanca yaşanabilecek temel ücrete erişmek yerine oyalama tasarılar, ek ödeme yalanları ile geçiştirilmektedirler. Performans ile sağlık çalışanları birbirine düşman edilmekte, nicelik niteliğe yeğlenmektedir.
Yoğun emek gerektiren bu çalışma düzeni ve ekonomik sorunların yanı sıra liyakatsiz atamalar, yönetici mobbingleri, KHK’ler ve soruşturmalar gibi antidemokratik uygulamalar ile sağlık hizmeti vermeye çalışan sağlık emekçilerinin sosyal ve siyasal sağlık hakkı ihlal edilmektedir.
Bizler artık sağlık veremez hale getirilen çalışma yaşamının sürdürülemez olduğunu bir kere daha ifade ediyoruz. Sorunlarımızın sağlık sisteminden kaynaklı olduğu aşikârdır. Koruyucu sağlık hizmetini, halkın sağlık hakkını öncelemeyen bir anlayışın sağlık veremeyeceğini biliyoruz. Sağlığa, emeğe ayrılmayan bütçe sağlıksızlığın en büyük kaynağıdır. Sağlık çalışanlarının talepleri ile halkın sağlık hakkı talebi birbirinden ayrı düşünülemez. Bizler, emeği üretenler yeni bir sağlık sistemi mümkün diyoruz. Genel sağlık hizmetlerinde, katkı-katılım payları, ilave ücretler ile halkın cebinden parasının çıkmadığı, ilaç krizinin yaşanmadığı, halkı özel sektöre yönlendirmeyen, İnsanların yaşam alanlarına yakın hastanelerin kapatılmadığı aksine şehir hastaneleri aracılığı ile sermayeye değil halkın hastanelerine bütçe ayıran, koruyucu sağlığın öncelendiği bir sistemi özneleri ile kurmak mümkün. Bu nedenle birlikte dönüştürme gücü olan biz sağlık emek meslek örgütleri bir mücadele programı başlatıyoruz. Bu programda nasıl bir sağlık sistemi istediğimizi tüm özneleri ile tartışacak, emeğimiz üzerinde sözümüzü kuracağız.
İlk olarak hekimlerin ve diş hekimlerin gelirlerinde düzenleme içeren ama onlar arasında dahi eşitsizlik yaratan ve tüm sağlık çalışanlarını kapsamayan tasarının geri çekilmesine, ocak ayında görüşüleceği söylenmesine rağmen hâlâ görüşülmemesine itiraz ediyoruz. Tasarı kapsayıcılığı arttırılarak derhal Meclis’e getirilmelidir. Meclis’e gelene kadar genel merkezlerimizde, sağlık kurumlarında NÖBETTE olacağız. Tasarının Meclis’e getirilmemesi halinde 8 Şubat günü uyarı G(Ö)REV’inde olacağımızı ve gerekirse süresiz olarak G(Ö)REV’e hazır bulunduğumuzu buradan kamuoyuna bildirmek istiyoruz.
Pandemi dönemi bizlere sağlık sistemini halkın sağlık hakkını, sağlık çalışanlarının sağlığını daha güçlü tartışmamız gerektiğini gösterdi. Bu nedenle 14 Mart Tıp Bayramı’na doğru adımlar atacağız.
24 Ocak’tan itibaren işyerlerimizde ortak bildirilerimizi dağıtacak, eylem sürecimizi sağlık emekçileri ile paylaşacağız.
26 Ocak-4 Şubat tarihleri arasında Meclis’in açık olduğu günler NÖBETTE olacağız.
8 Şubat günü G(ö)REV başında olacağız.
Şubat ayı ikinci haftası itibariyle Sağlık Meclisleri’ni kuracak, işyerlerimizde bir araya geleceğiz.
14 Mart’a giderken Ankara, İstanbul, İzmir ve Diyarbakır’da Büyük Sağlık Buluşmaları gerçekleştireceğiz.
Tüm bu süreçte taleplerimiz açık:
- Ek göstergelerin 3600’den 7200’e kadar kademeli olarak yükseltilmesi,
- Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği birinci basamak sağlık hizmetlerinin oluşturulması, ceza yönetmeliğinin iptal edilmesi,
- Sağlıktaki personel sayısının kadrolu güvenceli istihdam ile OECD ortalamasına çıkarılması,
- Asistan hekimler başta olmak üzere uzun süreli ve angarya çalışmanın kaldırılması,
- Emekliliğe yansıyan yoksulluk sınırı üzerinde temel ücretin tüm sağlık emekçilerine uygulanması; üstüne eğitim durumu, hizmet yılı, mesleki risk gibi faktörler ile ücret skalasının belirlenmesi,
- Sağlık hizmetlerinde katkı katılım payı, reçete ücreti vb adlarla alınan ücretlerin iptal edilmesi,
- COVID-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılması,
- Etkin sağlıkta şiddet yasası çıkarılması, güvenli işyerleri planlanması,
- Liyakatsiz atamalar, soruşturmalar, mobbing, güvenlik soruşturmaları, KHK’ler ile dayatılan antidemokratik uygulamaların derhal bitirilmesi,
- Özel sağlık kuruluşlarında ciro baskısına, taşeronlaştırmaya, güvencesiz çalışmaya son verilmesi,
- Sağlık hizmetlerinin planlanmasından sunulmasına kadar sağlık emekçilerinin örgütleri aracılığıyla karar alma mekanizmalarında yer alması.
Türk Tabipleri Birliği
Türk Dişhekimleri Birliği
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası
Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği