Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu (TTB AHEK) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın (SES) öncülük ettiği, illerde sağlık emek-meslek örgütlerinin de katıldığı çarşamba eylemleri, 47. haftasında devam etti.

“Vergide adalet” ve “Eziyet Yönetmeliği’nin iptali” talepleriyle süren, 14 Mart Tıp Haftası’na giden süreçte ise her hafta farklı bir konuyu gündeme alan eylemlerin bu haftaki konusu performansa dayalı çalışma idi. Aile sağlığı merkezleri (ASM) ve vergi daireleri önlerinde yapılan basın açıklamalarında “Vergide Adalet İstiyoruz”, “Eziyet Yönetmeliği’ne Hayır”, “Paralı ASM'ler İstemiyoruz” ve “Performans Sistemi İstemiyoruz” yazılı pankartlar ve dövizler taşındı.

Basın açıklamasında performans sistemi nedeniyle sağlık çalışanlarının iş güvencesinden yoksun bırakıldığı, parçalı ücrete, ücret kesintilerine ve ek kayıplara mahkum edildiği; ayrıca koruyucu sağlık hizmetlerinin geri plana atılmasına sebep olduğu, hem sağlık çalışanları arasındaki hem de sağlık çalışanları ile hastalar arasındaki gerilimi tırmandırarak şiddet olgusunu beslediği belirtildi. Açıklamada birinci basamak sağlık hizmetlerinde çalışanlar arası dayanışmayı kıran, çalışma barışını ortadan kaldıran, rekabeti dayatan performans uygulamalarının tamamen kaldırılması; ASM çalışanlarına kamu görevlisi statüsünde, toplusözleşme ve grev hakkı içeren, güvenli/güvenceli çalışma ortamı sağlanması talepleri dile getirildi.

Çarşamba eylemleri, sağlık çalışanları için vergide adalet sağlanana, vergi kesintileri yıl içinde sabit kalana ve kesinti oranı üst sınırı %15 olana, “Eziyet Yönetmeliği” iptal edilip talepler karşılanana dek her çarşamba sürecek.

47. hafta için hazırlanan basın açıklaması şöyle:

Performansa Dayalı Olmayan, Güvenceli İş, Tek Ücret İstiyoruz!
Eziyet Yönetmeliği Değil, Vergide Adalet İstiyoruz!

Aile sağlığı merkezi (ASM) çalışanları, iş güvencesinden yoksun, çekirdek ödemesi düşük, birçok performans kaleminden oluşan parçalı ücrete mahkum edilmektedir. Buna karşın her ay %35’leri geçen yüksek vergi kesintileri ise sürmektedir.

Aşılama ve izlem çalışmaları; nüfus, yaş aralığı, muayene edilen hasta sayısı takipleri; ağrı kesici, mide koruyucu, antibiyotik gibi ilaçların yazım sayıları; kayıtlı nüfusun yılda iki kez muayenesi gibi birçok hizmet performansa göre ücretlendirilmektedir. Sağlık çalışanlarının zorunlu ve yıllık izin hallerinde ücretleri kesilmekte, emekliliklerinde performansa dayalı hizmetlerin karşılığı yok sayılmakta, böylece ek kayıplar yaşanmaktadır. Ücret kesintileri ve iş sözleşme fesihleri ise ASM çalışanlarının çektiği eziyetlerin başında gelmektedir.

Öte yandan performansa dayalı çalışma; tedavi edici hizmetlerin öne çıkarılıp koruyucu sağlık hizmetlerinin geri plana atılması, performansa dahil edilmeyen aile planlaması gibi hizmetlerin önemsizleşmesi, sağlık çalışanları arasında çatışmalar ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet gibi sorunlara da sebep olmaktadır.

Sağlık Bakanlığı’nın dayattığı Hastalık Yönetimi Platformu gibi uygulamalar sayısal veri elde etmeye odaklanmış olup, toplum sağlığını koruma ve izleme işlevinden yoksundur.

Sağlık çalışanlarının, adaletsiz ve işlevsiz düzenlemeleri içinde barındıran “Eziyet Yönetmeliği”ne karşı haklı mücadelesi de bakanlığın baskısına maruz kalmaktadır. Açılan soruşturmalar, sınıf düşürme ve ücret kesme uygulamaları, tehditler sürmektedir.

Performansa dayalı çalışmanın toplum sağlığına da sağlık çalışanlarına da faydası olmadığı, asıl amacın sağlık hizmetlerinden kâr elde etme olduğu açıktır.

Performansa dayalı, parçalı ücretli, esnek, güvencesiz, sözleşmeli çalışma uygulamalarının emek rejiminin asli koşulu haline getirildiğini de; çalışma hakkı için örgütlenen, ses çıkaran, iş bırakan emekçilerin nasıl bastırılmak istendiğini de görüyoruz.

Ne istiyoruz?

  • Birinci basamak sağlık hizmetlerinde çalışanlar arası dayanışmayı kıran, çalışma barışını ortadan kaldıran, rekabeti dayatan performans uygulamaları tamamen kaldırılmalıdır.
  • ASM çalışanlarına kamu görevlisi statüsünde, toplusözleşme ve grev hakkı içeren, güvenli/güvenceli çalışma ortamı sağlanmalıdır.
     

47 haftadır vergide adalet istiyoruz!

Ocak ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre enflasyonun %42,12 olduğu açıklansa da; yaşandığı iddia edilen bu düşüşün halk tarafından hiç hissedilmediğini, aksine ücret artışlarının komik düzeylerde tutulmasıyla halkın daha da yoksullaştığını görüyoruz.

Enflasyon tahminlerini sürekli değiştiren, inandırıcılığını yitirmiş hükümetin tercihinin sermayeden yana olduğu açıktır. Merkez Bankası, yılın henüz ilk ayında yıl sonu enflasyon hedefini %21’den %24’e çıkarmıştır. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise %30 seviyelerini işaret etmiştir.

“Hedefimiz vergide adalet ve etkinliği sağlamaktır. Kayıtdışılık en büyük adaletsizliktir” diyen Mehmet Şimşek; varlık vergilerinden vazgeçerek, dolaylı vergileri %70’lere çıkararak, ücretlilerden ve emeklilerden yüksek vergi kesintileri yaparak, emekçilerin sırtından Hazine’ye gelir sağlayarak ve o geliri faiz, teşvik, bağış gibi yollarla sermayeye aktararak mı adalet sağlayacaktır?

Ne istiyoruz?

  • Vergi kesintilerinin yıl içinde sabit kalmasını ve kesinti oranının en fazla %15 ile sınırlanmasını istiyoruz.
  • Eziyet Yönetmeliği’nin iptal edilmesini ve ilan ettiğimiz taleplerin karşılanmasını istiyoruz.
     

Her çarşamba taleplerimiz için ses çıkarmaya, mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz.

Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası