Giriş

Günümüzdeki COVID-19 pandemisi, sağlık çalışanlarının son dönemlerde karşılaştıkları en zorlu sorunlardan birini oluşturmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre COVID-19 sağlık çalışanlarının toplumsal ve ailevi ortamlarını daha önce eşi görülmemiş düzeylerde bir riskle karşı karşıya bırakmıştır. Temsili nitelik taşımasa bile dünyadaki tüm bölgelerde pek çok ülkeden gelen veriler sağlık çalışanları arasında görülen SARS CoV-2 virüs enfeksiyon vakalarının alarm verici boyutlara ulaştığını göstermektedir.

Sürekli enfeksiyon riski ve pek çok durumda yeterli maddi ve insani kaynakların olmayışı, enfeksiyonlu kişi sayısının fazlalığı, hekimler arasında görülen hastalık ve ölüm vakaları ve insan kaynakları politikalarının yokluğu, sağlık çalışanları arasında fiziksel ve duygusal tükenişe yol açmaktadır. Dahası, binlerce hekim mesleğini yaparken ve meslek etiği görevlerini yerine getirirken yaşamını yitirmektedir ve bu sayı pandemi çoğu ülkede tırmanırken daha da artmaktadır.

Bu küresel durum karşısında Dünya Tabipler Birliği (DTB), Dünya Sağlık Meslekleri İttifakı’nın sağlık çalışanlarına kişisel koruyucu donanım sağlanması için G20’nin ivedilikle harekete geçmesi çağrısında bulunan 9 Nisan 2020 tarihli açık mektubunu desteklemiş, COVID-19 mücadelesinde sağlıkçıların desteklenmesi için hükümetlere yapılan 2 Nisan 2020 tarihli acil çağrıda da mevcut durum eleştirilmiştir.

Pandeminin siyasal; ekonomik ve toplumsal alanlarda tüm ülkelerde yol açacağı sonuçlar da bu duruma eklenmelidir. Tüm bu etmenlerin insan sağlığını küresel ölçekte daha kötü bir duruma getireceği, hekimlik mesleğinin, ulusal tabip birliklerinin ve DTB'nin daha fazla çaba ve kararlılık göstermesini gerektireceği açıktır.

Öneriler

DTB aldığı Acil Durum Kararı ile hekimlik mesleğinin pandemiye karşı verdiği mücadelenin tanınmasını istemiş ve şu önerileri dile getirmiştir:

  1. Sağlık hizmetlerine süreklilik kazandırma ve olası salgınlarda elde hazır bulundurma açısından sağlık çalışanlarına yeterli malzeme ve kişisel koruyucu donanım sağlanması.
  2. Müdahalelerde, sağlık hizmetlerine, tedaviye ve bulunabilecek aşılara erişimde eşitlik sağlanması açısından hükümetlerin kriz karşısında küresel ölçekte çok taraflı ve eşgüdümlü yaklaşım benimsemeleri.
  3. Pandeminin getirdiği maliyetlerin altından kalkılabilmesi, erişilebilir ve uygun nitelikte sağlık hizmeti sunulabilmesi açısından yeterli finansman sağlanması.
  4. Ulusal tabip birliklerinin ve DTB'nin epidemiye karşı mücadelenin tüm aşamalarında planlama ve yönetim çalışmalarında yer almalarının özendirilmesi.
  5. SARS CoV-2 enfeksiyonunun mesleki bir hastalık olarak tanınması ve tıp mesleğinin “risk altındaki meslek” ilan edilmesi. Bu bağlamda, sağlık çalışanlarının tıbbi bakımına, özellikle zihinsel sağlık alanında öncelik tanınmasını talep ediyoruz.
  6. Sağlık hizmeti verilen ortamlarda şiddete sıfır tolerans ilkesini yaygınlaştırarak hekimlere yönelik şiddete ve hekimlerin damgalanmasına karşı mücadele edilmesi.
  7. Bilime bağlılığını ve hastalara yönelik özenini sürdüren hekimlik mesleğinin desteklenmesi. Günümüzde hekimlik mesleği durumları ağır, dışlanmış ve çaresiz hastalar açısından çok az sayıdaki son savunma hatlarından biri olduğundan bu kesimlerin asgari sağlığına, yaşam kalitesine ve insanlık onuruna özen gösterilmelidir.
  8. Hükümetlerin COVID-19 toparlanma planlarının bir parçası olarak sağlık sisteminin güçlendirilmesi ve direngen kılınması konusunu da gündeme almaları.

DTB kararının orijinali için tıklayın.