Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olarak atanan hekim Fatma Betül Sayan Kaya’nın tıp fakültesinden mezun olduktan sonra (yargıdan her seferinde durdurulan ve her seferinde başka bir isim ve aynı içerikle başımıza gelen) ‘mecburi’ hizmetini yapmadığını öğrenmiş bulunuyoruz. Sayın Sayan Kaya’yı bir önceki Sağlık Bakanı sayın Recep Akdağ’ın Türkiye’de hekim açığı olduğu söylemlerini boşa çıkarmamaya çağırıyoruz. Sayın Bakan bir an evvel zorunlu hizmet kurasında atandığı Muş Bulanık’ta görevine başlamalıdır; zira mecburi hizmetini yapmak tıp fakültesi diplomasının Türkiye’de geçerli olmasının olmazsa olmazdır..

Yine sayın Akdağ, “Biz doktorları stratejik personel kabul ediyoruz, özel sektörde çalışan eşinin yanına bundan sonra yollamayacağız. Bu doktorlar açısından belki hakikaten onları zorlayıcı karar. Beni bağışlasın doktor arkadaşlarım ama başka da bir çaremiz yok.” demiştir. Sayın Fatma Betül Sayan Kaya da sayın Akdağ’ı bağışlamalı, ikametgâhını Muş Bulanık’a alarak, eşine orada iş bulmalı, çocuklarını da orada bir okula vermelidir.  

Kendisinin bu atama sürecinde bir de güvenlik soruşturmasından geçmesi gerekmektedir. Bu soruşturma 7-8 ayı bulabilmektedir. Güvenlik soruşturması neye göre, hangi kriterlerle yapılmaktadır biz de bilmemekteyiz ancak belki bu sayede hep birlikte öğreniriz. Sayın bakan bunun hukukiliğini de sorgulamamalı, beklediği bu süre zarfında işsiz kaldığı için ya işsizlik fonuna başvurmalı ya da eşten dosttan borç alarak dişini sıkmalıdır.

Sayın Fatma Betül Sayan Kaya mecburi hizmette çok sınırlı haller dışında görevlendirme olmuyor diye düşünüyor olabilir. Resmiyette böyle olsa da görevlendirme mecburi hizmetin olmazsa olmazı haline gelmiştir dolayısıyla görevlendirme yaşamadan mecburi hizmetini bitiren şanslı azınlık olmayı beklememelidir.

Hekimliğin çalışma şartları hepimizin malumudur. Sayın bakan unutmamalıdır ki sağlık emekçilerinin neredeyse tamamı en az bir defa şiddete maruz kalmıştır. Pratisyen hekimlerde bu oran yaklaşık 2/3’tür. Sağlık Bakanlığı şiddete uğrayan hekimlere ‘neden sen’ diye sorarak sorunu çözmeye çalışmaktadır. Çözülene kadar kendinizi korumaya dikkat etmenizi tavsiye ediyoruz.

İnsanlık hali… Bir sıkıntınız olur, bakanlıkla hekimliği birlikte yürütmek zor olur… Böyle durumda aman istifa edeyim demeyin... “Devlet memurluğundan istifaya ilişkin kurallara uymaksızın görevden ayrılmak suretiyle müstafi sayılmanın yaptırımı bir yıl süreyle devlet memurluğuna alınmamak iken bu fiilin olağanüstü hal döneminde işlenmesi halinde yaptırımı, hiç bir surette devlet memurluğuna alınmamak şeklinde düzenlenmiştir.”

Son olarak TUS’a gireyim de kurtulayım diye düşünürseniz onda da TUS dershanelerine mahkûm kalma, aylarca gecenizi gündüzünüze katarak ders çalışma, sınava girdikten sonra aylarca kadroların açıklanması, sorulara itiraz olduğunda davaların sonuçlanmasının beklenmesi, kazanırsanız da yeniden bir güvenlik soruşturması geçirilmesi gibi bir çok engeli aşmanız gerekmektedir. Aştıktan sonra da angarya, 36 saat uykusuz çalışma, performans sisteminde 3 kuruş maaş, izne çıkarsam o da gider korkusu, eğitim alamama, hoca bulamama gibi daha birçok sorun sizi bekliyor. O nedenle şimdilik bunları düşünmeyin, hele şu ‘mecburi’ hizmetinizi yapın..

Son olarak hatırlatmak isteriz ki sayın bakanımız bakanlık hizmetiniz bittiğinde hekimlik yapmak isterseniz yukarıdaki şartların ‘seçilmişler’ için geçerli olup olmadığı konusunda takibimizde olacaksınız. Kolay gelsin, görevinizde başarılar. Unutmadan; Kadın Bakanlığı istiyoruz!

TTB ASİSTAN ve GENÇ UZMAN HEKİM KOLU