Avrupa Parlamentosu, Türkiye’deki yetkililere, BM Yüksek Komiserliği’nin çağrısına uygun hareket ederek, yalnızca eleştirel ya da muhalif siyasal görüş dile getirmeleri nedeniyle özgürlüklerinden yoksun bırakılan herkesi serbest bırakma çağrısında bulundu.  

Avrupa Parlementosu'nun 30 Mart 2020 tarihli, "Türkiye: COVID-19 mücadelesinde hapistekilerin ayrım gözetmeksizin tahliyesi" başlıklı basın açıklaması şöyle:


Türkiye: COVID-19 Mücadelesinde Hapistekilerin Ayrım Gözetmeksizin Tahliyesi  

  • Türkiye’de hapisteki insan sayısını azaltmaya yönelik çalışmalar memnuniyet vericidir 
  • Af, ayrım gözetmeksizin ve objektif biçimde uygulanmalıdır 
  • AB pandemiye karşı mücadelesinde Türkiye’yi desteklemelidir 

MEP (Avrupa Parlamentosu Üyeleri) Türkiye’de pandemiye karşı mücadelede artan çabalara yönelik dayanışma duygularını ve desteğini ifade eder.

Avrupa Parlamentosu Türkiye daimi Raportörü  Nacho Sánchez Amor (S&D, ES) ve Avrupa Parlamentosu AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Delegasyonu Başkanı Sergey Lagodinsky (Greens/EFA, DE) şu görüşleri dile getirmiştir:

“Bu zorlu günlerde Türk halkı ile dayanışmamızı ifade etmek isteriz.

Aramızdaki siyasal ilişkilerin bugünkü durumu ne olursa olsun bu konuda hepimiz aynı taraftayız ve pandemiye karşı hep birlikte mücadele etmemiz gerekiyor. Avrupa Komisyonuna ve üye devletlere, AB’nin bu mücadelede sergilediği çabalara Türkiye’yi de dâhil etmesi ve ayrıca Ankara’nın böyle bir talepte bulunması halinde Türkiye’ye yardım için AB Dayanışma Fonunun ve diğer araçların harekete geçirilmesi çağrısında bulunuyoruz.

Olağanüstü dönemler olağanüstü çabaları gerektirir. Türkiye hükümetinin, halen hapiste olan 100 bin kişiyi kapsayabilecek, erken tahliye ya da ev hapsi gibi alternatifler geliştirmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Bu yönelim aynı zamanda BM İnsan Hakları Komiserliği tarafından yakınlarda tüm hükümetlere yapılan çağrıyla da uyum taşımaktadır.

Ne var ki, bu adımın, sağlık kriterleri ve tahliye olan mahkûmların toplum açısından oluşturabilecekleri riskler dikkate alınarak ayrım gözetmeyen ve objektif biçimde atılması büyük önem taşımaktadır.

Bugün Türkiye’de tutuklu olarak yargı önüne çıkarılmayı bekleyen ya da herhangi bir şiddet eylemine veya suç oluşturan bir fiile katıldıklarına ilişkin kanıt olmadan hapis yatan yüzlerce gazeteci, avukat, yargıç, savcı, siyasetçi, akademisyen, insan hakları savunucusu, sanatçı ve başkaları vardır. Bu kişiler kamu güvenliği açısından herhangi bir tehdit oluşturmadıklarından kendilerini erken tahliye işlemlerinin dışında bırakmak daha da ağırlaştırılmış bir ceza, gerekçesi olmayan haksız bir tutum anlamına gelecektir. Türkiye’deki yetkililere, BM Yüksek Komiserliğinin çağrısına uygun hareket ederek, yalnızca eleştirel ya da muhalif siyasal görüş dile getirmeleri nedeniyle özgürlüklerinden yoksun bırakılan herkesi serbest bırakma çağrısında bulunuyoruz.”

Açıklamanın orijinali için tıklayınız.