Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, yatağa bağımlı olması sebebiyle oy kullanma yerine gidemeyecek durumda olan seçmenlerin seçme haklarını kullanabilmeleri için ibraz etmeleri gereken tıbbi raporlar ve konuya ilişkin hukuki ayrıntılar hakkında bir bilgi notu yayımladı.
Bilgi notunun tam metni aşağıdadır:
Yatağa Bağlı Seçmenlere Tıbbi Rapor Verilmesi Hakkında Bilgilendirme
Yüksek Seçim Kurulunun 26.4.2018 tarihinde kabul edilerek yayınlanan 104/1 sayılı Genelgesine göre, yatağa bağımlı olması sebebiyle oy kullanma yerine gidemeyecek durumda olanların seçme haklarının kullanılabilmesi için seyyar sandık hizmetinden yararlanabileceklerin tespitinde “engeli nedeniyle yatağa bağımlı olduğu” veya “hastalığı sebebiyle yatağa bağımlı olduğu” ibaresinin yer aldığı sağlık raporunun ibrazı gereklidir.” [1]
Söz konusu sağlık raporunun verilmesinde ortaya çıkan farklı uygulamalar üzerine Yüksek Seçim Kurulu 6.5.2018 tarihinde yeni bir karar alarak uygulamanın standardının belirlenmesi bakımından bir takım ölçütleri ortaya koymuştur. Buna göre,
“1- Aile Hekimlerince verilen raporlarda;
a) Yatağa bağımlılığın tıbbi sebebinin,
b) Yatağa bağımlılığın kalıcı olup olmadığının,
c) Yatağa bağımlılığın süresinin, belirtilmesi gerektiğine,
d) Aile Hekimlerince düzenlenecek raporların ıslak imzalı veya elektronik imzalı ve barkodlu şekilde düzenlenmesi ve barkod kontrolünün ilçe seçim kurulu başkanlığınca yapılması gerektiğine,”
“3- Görme ve işitme engellilerin bu kapsamın dışında olduğuna,” karar verilmiştir.[2]
Sağlık Bakanlığı da yayımladığı genelgelerle uygulamaya yön vermeye çalışmış, önce 30.4.2018 tarihli bir genelge yayımlayarak söz konusu raporların aile hekimleri tarafından düzenleneceği, aile hekimlerine bu durumda olan hastaların listesinin ulaştırılacağı ve kendilerini de saptadığı kişilere bu raporların verilebileceği ve oluşturulan listelerin en geç 4.5.2018 tarihinde kesinleştirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bakanlık, 7.5.2018 tarihinde yeni bir Genelge daha yayımlayarak YSK’nın bu konudaki 6.5.2018 tarihli kararına atıf yaparak söz konusu Kararda belirtilen hususları tekrar ettikten sonra 2.5.2018 tarihinden itibaren e-rapor sisteminde bu konuda düzenlenen raporların yeniden düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bu çerçevede aşağıdaki hususların meslektaşlarımız ve ilgililerle paylaşılmasında yarar görülmüştür:
1-Seyyar sandıkta oy kullanılabilmesi için seçmenin yatağa bağımlı olduğunun tıbbi rapor ile belgelendirilmesi gereklidir.
2-Tıbbi rapor düzenlemeye yetkili bütün sağlık kuruluşları durum bildiren bu sağlık raporlarını düzenlemeye yetkilidir. Ancak Sağlık Bakanlığı bu konuda aile hekimlerini görevli saymıştır.
3-Bu raporlar kişilerin rapor tarihindeki durumlarını belirteceğinden hasta/ilgili görülmeden söz konusu raporların düzenlenmemesi gereklidir. Kişinin yatağa bağımlılığının sebebi, bağımlılığın süresi, geçici veya kalıcı olduğunun raporda açıkça belirtilmesi gereklidir.
4-Bu raporun düzenlenebileceği kişiler hastalığı veya engeli sebebiyle yatağa bağımlı olan kişilerdir. Bu kişiler haricinde kalan ancak çeşitli engelleri veya hastalıkları sebebiyle işitme, konuşma, görme veya hareket zorlukları olanlara bahsi geçen raporun düzenlenmemesi gereklidir.
5-Raporların ıslak imzalı veya elektronik imzalı olarak düzenlenmesi mümkündür. Ancak her koşulda ıslak imzalı bir nüshanın hastaya/ilgiliye verilmesi gereklidir.
6-Rapor düzenlenmesinde azami titizlik gösterilmeli, oy verme işleminin belirlenen sandık bölgesindeki sabit sandıkta kullanılmasının ana kural olduğu, ancak bu sandık yerine gitmesi imkansız olan kişilerin seçme hakkını kullanabilmesi için istisnai bir uygulama yapıldığı, dolayısıyla bu istisnai durumun sadece mevzuatta belirtilen sınırlı kişiler için geçerli olduğu akılda tutulmalıdır.
Mevzuatta belirlenen kapsama uygun olmayan, hastalığı veya engeli sebebiyle seçimin yapılacağı 24 Haziran 2018 tarihini de kapsayan bir dönemde yatağa bağımlı olacağı öngörülen kişilerden başkası için rapor talep edilmemesini, meslektaşlarımızın da aksi yöndeki taleplerin karşılanmasının gerçeğe uygun olmayan belge düzenlenmesi suçunu oluşturarak hekimin mesleğinden olmasına sebep olabileceğini de belirterek kesin bir biçimde reddetmeleri gerektiğini önemle hatırlatırız.