2011 yılında Hopa'da derelerine sahip çıkarken polis şiddeti nedeniyle yaşamını yitiren Metin Lokumcu ve 2017 yılında Antalya’da bir taşocağının neden olduğu orman katliamını önlemeye çalışırken öldürülen Büyüknohutçu çiftinden sonra, yine Hopa’da 3 Eylül 2024 tarihinde doğasını ve yaşamı savunan Reşit Kibar adlı yurttaşımız gözünü hırs bürümüş sermaye temsilcilerinin tetikçileri tarafından öldürüldü.

Temel insan haklarından birisi olan çevre hakkı anayasamızda şu şekilde tanımlanmıştır: “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.”

Doğayı paraya dönüştürülecek bir meta olarak gören çıkar çevreleri ve onlarla sıkı işbirliği içindeki siyasi iktidarlar, sermayeye karşı doğayı ve yaşamı savunanların mücadelesini kendilerine engel olarak görmektedir. Bu nedenle yıllardır ekoloji mücadelesi veren kişi ve örgütler hedef haline getirilmekte, şiddete uğramakta ve öldürülmekteler.

Yaşamak yaşatmak isteyen, yaşam ve sağlık hakkı için mücadele eden bizler; Artvin Cankurtaran'da “orman parkı projesi”ne karşı anayasal hakkını kullanan yurttaşlara yapılan bu saldırıyı kınıyoruz. Şiddetten arındırılmış demokratik bir ülke ve sağlıklı bir toplum için dün olduğu gibi bugün de mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi; ülkemizin dört bir yanında çevre hakkını savunanlara yönelik saldırılara direnen, Akbelen’den Cudi’ye, İliç’ten Cankurtaran’a kadar ekolojik yıkım ve doğa katliamına yol açan uygulamalara karşı yaşam alanlarını, doğasını ve ormanlarını savunan mücadelelerle dayanışma içinde olacağımızı kamuoyuna duyururuz.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi