İzmir Şehir Hastanesi'nde dün yaşanan biri silahlı tehdit olmak üzere iki şiddet olayını protesto eden hekimler/sağlık emekçileri bir günlük iş bıraktı. “Sağlıkta Şiddete Hayır”, “Sağlıkta Şiddet Sona Ersin”, “Bireysel Silahlanmaya Hayır” yazılı pankart ve dövizler taşıyan hekimler/sağlık emekçileri “Şiddet varsa hizmet yok” sloganıyla Başhekimlik önüne yürüdü. İzmir Tabi Odası’nın bileşenleri arasında yer aldığı İzmir Sağlık Platformu tarafından İzmir Şehir Hastanesi poliklinikleri önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasına Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Dr. Adalet Çıbık da katıldı.

Basın açıklamasında söz alan TTB Merkez Konseyi üyesi Çıbık, ilk olarak hekimlerin/sağlık emekçilerinin yanında olduklarını ve eylemlerini desteklerini söyledi. Çıbık, “Tabii ki güvenli çalışma ortamları ve yasa değişiklikleri olmalı; ama Türkiye’de 20 yıldır uygulanan sağlıkta dönüşüm programı; sağlığı alınır-satılır meta, hekimleri/sağlık emekçilerini ucuz iş gücü ve köle, hastaları müşteri gören anlayış; kışkırtılmış sağlık talebi, niteliksiz sağlık hizmeti ve sistemi değişmeden, mücadeleyi büyütmeden sonra korkarım ki sağlıkta şiddet artarak devam edecek” ifadelerini kullandı.

TTB’nin 23 Haziran 2022’de ateşli silahları ile girilmemesi gereken yerlere sağlık kuruluşlarının da eklenmesi ile ilgili önerisini Meclis’te grubu bulunan partilere ilettiğini hatırlatan Çıbık, 15 gün sonra ise Konya Şehir Hastanesi’nde Dr. Ekrem Kararkaya’nın ateşli silah ile hayatını kaybettiğini dile getirdi. Son olarak, Sağlık Bakanlığı’nın çağrılarını duymazdan gelerek sorumluluklarını yerine getirmediği ve sağlıkta şiddet sorunu çözebileceği halde çözmediğini söyleyen Çıbık, “Pandemide ve depremde enkaz altında kaldığı belirgin halde kalan sağlık sisteminin faturası hekimlere/sağlık emekçilerine ödetilmek isteniyor, buna izin vermeyeceğiz” dedi.

Platform adına basın açıklamasını yapan İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Süleyman Kaynak, “Bu ülkede her gün en az 80 beyaz kod verilmesi ve son 10 yılda bildirilen 110 bin sağlıkta şiddet olayı rastlantı değildir. Asla mazur görülemez, asla hiçbir bahanenin arkasına gizlenemez” ifadelerini kullandı. Görevi başında katledilen Dr. Ersin Arslan’ı anmak için 17 Nisan’da yaptıkları açıklamada Sağlık Bakanlığını şiddete karşı önlem alınması için göreve çağırdıklarını anımsatan Kaynak, “Yıllardır dillendirdiğimiz bu çağrılar yine duyulmadı. Dün bir katliamın olmaması, bütünüyle tesadüf. Ancak hekimlerin ve sağlık çalışanlarının endişeleri, kaygıları sürüyor. Ülkemizdeki her sağlık çalışanını tehdit eden sağlıkta şiddet karşısında kamu yöneticileri olaya seyirci olmaktan öteye gitmiyor. Çünkü sağlıkta şiddet, tıkanmış olan sağlık sisteminin siyasetçiler ve kamu yöneticilerinin tepkiyi kendilerinden uzak tutmak için yararlandıkları bir enstrüman” dedi.

Sağlık meslek örgütleriyle birlikte sağlık sisteminin yeniden inşası için harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan Kaynak, “Sosyal devlet ilkeleri çerçevesinde herkese eşit, ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir sağlık hizmeti sunabilecek bir sistem yeniden kurulmalıdır. Adil bir hukuk sistemi çerçevesinde sağlıkta şiddeti önleyecek yasal düzenlemeler geciktirilmeden yaşama geçirilmelidir” ifadelerini kullandı.

İzmir Sağlık Platformu, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Hekim Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası ve Genel Sağlık-İş Sendikası temsilcilerinin de söz aldığı basın açıklaması “Sağlıkta Şiddet Sona Ersin”, “Sağlıkta Şiddete Hayır” sloganlarıyla sona erdi.

Basın açıklamasının ardından TTB Merkez Konseyi üyesi Çıbık, İzmir Tabip Odası yöneticileri ve sendika temsilcileriyle birlikte hastanede görev yapan hekimleri/sağlık emekçilerini ziyaret ederek görüş alışverişinde bulundu.