İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu üyelerine yönelik gerçekleşen hukuksuz saldırıları kınıyoruz.

Barolar, Anayasa'nın 135. maddesinde güvence altına alınan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır ve hukukun üstünlüğünün, yargı bağımsızlığının en temel unsurlarıdır.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürütmekte olduğu soruşturma kapsamında, İstanbul Barosu Başkan ve yöneticilerinin görevlerinin sona erdirilmesi talebi, Anayasa’nın 2. maddesinde düzenlenen Cumhuriyetin demokratik bir hukuk devleti olması niteliklerine açıkça aykırıdır.

Bu tür antidemokratik girişimler yalnızca İstanbul Barosu’nu hedef almakla sınırlı kalmamakta, aynı zamanda toplumun demokrasiye ve adalete olan inancını da zayıflatmaktadır.

Çoklu baro yasasıyla bölünmeye çalışılan baroların bu kez de yargı sopasıyla susturulmaya çalışması iktidarın tüm demokratik kesimlere yönelik baskısının bir yansımasıdır. Siyasal iktidarın içerisine düştüğü her krizde toplumsal muhalefete gösterdiği bu saldırılar kabul edilemez.

Bu hukuksuzluktan derhal vazgeçilmeli, demokratik seçimlerle ele geçiremedikleri İstanbul Barosu yönetimini bu ve benzeri tepeden inme operasyonlarla etkisiz kılma ve itibarsızlaştırma girişimlerine son verilmelidir.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK)

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK)

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)

Türk Tabipleri Birliği (TTB)