TTB İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kol Toplantısı kararları

426/2011
23.03.2011

TABİP ODASI BAŞKANLIĞI’NA

5 Aralık 2010 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilen TTB İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kol Toplantısı kararları ektedir.

Bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Saygılarımızla,

Prof. Dr.Feride Aksu Tanık
TTB Merkez Konseyi
Genel Sekreteri

TTB İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞYERİ HEKİMLİĞİ KOL TOPLANTISI KARARLARI

05/12/2010 tarihinde TTB İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kolu Ankara’da Merkez Konsey toplantı salonunda aşağıdaki gündem ile toplanmıştır.

Toplantı Gündemi :

1-Çalışma hayatını derinden etkileyecek olan "İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği”, “İşyeri Hekimlerinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik” ve “İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik”leri 27.11.2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Bu yönetmelikler sonrasının değerlendirilmesi, bir yol haritasının belirlenmesi.

2-Temel ve ileri eğitimler ile ilgili illerin taleplerinin belirlenmesi ve bir eğitim programı oluşturulması.

Odaların temel kurs taleplerinin son durumunu ve bu dönemde özellikle hızlandırmamız gereken ileri kursların talep durumunun belirlenmesi

3-2011 yılına ilişkin asgari ücret konusunda görüşlerin değerlendirilmesi.

Oturum başkanı olarak Adana Tabip Odası’ndan Dr. İsmail Bulca ,

Katip olarak Tekirdağ Tabip Odası’ndan Dr. Yücel Ayaz  seçildi.

Çalışma hayatını derinden sarsacak son uygulamalar ile ilgili yılbaşından sonra diğer kuruluşlarla birlikte etkin  bir mücadele yapılmasına karar verildi. Merkez konseyin bu sorunlarla yakından ilgilenmesi hepimizin mücadele azmini arttırdı.  Çalışma Bakanlığı’nın , son düzenlemelerle taşeronlaşmanın bizzat düzenleyicisi konumuna geldiği üzülerek tespit edildi. Üniversite hastanelerine bile İMF modelinin uygulandığı bir sağlık politikası ile karşı karşıyayız. Sanki bu hastaneler yabancı ülkelerin hastaneleri. Tüm hekimlerin gelecekten kaygılı olduğu bir ortama doğru gidiyoruz. Son düzenlemelerle daha önce verilmiş olan yargı kararları hiçe sayılmıştır. İşyeri hekimliği alanının tamamen piyasaya açılması için Çalışma Bakanlığı çok büyük çaba sarfetmektedir. Bu dönemde tüm işyeri hekimleri olarak birlikte hareket edilmesi gerekliliği çok açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Daha önce de çeşitli yönetmeliklerle işyeri hekimliği piyasaya açılmak istenmiş ; fakat TTB’nin ve odaların karşı girişimleriyle engellenmiştir. Bu sefer de güçlü bir karşı duruş ile yeni yönetmeliklerin , tarihin tozlu raflarına gönderilmesi gerektiğine vurgu yapılmıştır. Son düzenlemelerle eğitim hizmetleri tamamen şirketlere verilmek isteniyor. Üniversiteler bile bu eğitimi vermek için Çalışma Bakanlığı’ndan onay alma zorunluluğu ile karşı karşıya bırakılıyor. Yüksek öğretim veren üniversitelerin böyle bir uygulamaya maruz bırakılması son derece utanç vericidir. Bu hususun da yargıdan döneceği daha önceki yargı kararları ile sabittir.

Toplum Sağlığı Merkezleri de işyeri hekimliği hizmeti veren kurumlara çevrilmek isteniyor. Tabi bunun da , TSM lerin her ilçede bir tane olacak şekilde yapılandırılması ile ne kadar verimli olabileceği aşikardır , son derece hukuk dışı bir uygulama olduğu herkes tarafından dile getirilmiştir.

Mevcut işyeri hekimliği sertifikaları son yönetmelikle , Aralık 2003’ten sonra TTB tarafından verilmiş ise geçersiz sayılmakta ; fakat  Çalışma Bakanlığı tarafından verilmiş ise geçerli sayılmaktadır. Daha önce  TTB’nin başvurusu sonucu Danıştay tarafından verilen karara göre ise Çalışma Bakanlığı tarafından verilen sertifikaların geçerliliği yoktur. Burada da bakanlığın ne kadar yanlış uygulamalar peşinde olduğu görülmektedir.

En kısa zamanda yeni çıkan yönetmeliklere karşı hukuksal mücadele sürecinin de örgütsel mücadele ile birlikte başlatılmasına karar verilmiştir.

Torba yasada yer alan “işyeri hekimlerine , görevlerini yerine getirmeleri hususunda diğer kanunların kısıtlayıcı hükümleri uygulanmaz.” ifadesi , hizmet verilen işyerinde bulunan işçilerle sınırlı olmak üzere Sağlık Uygulama Tebliği gibi kısıtlayıcı düzenlemelerden ayrı tutulduğu anlamına gelmektedir.

6023 sayılı yasanın 5.  maddesi hala yürürlüktedir. Tabip odalarının onay yetkileri hala yürürlüktedir.Bu yetkinin by pass edilmesi , ortadan kaldırılması yeni düzenlemeler içerisinde yer almamaktadır. SGK’nın tabip odası onayı aramaması bu yetkinin ortadan kalktığı anlamına gelmez. Dolayısıyla tabip odalarının yetkisi bu alanda devam etmektedir. TTB ve tabip odaları olarak bize düşen görev , yetkimizi kullanarak onay almadan çalışanlar hakkında gerekli işlemlerin başlatılmasıdır.

İşyerlerine ve işyeri hekimlerine tabip odasının yetkisinin devam ettiğine dair yazı yazılmasına ve bu alandaki kafa karışıklığının giderilmesine karar verilmiştir.

 

50 işçinin altında işçi çalıştıran işyerlerinede sağlık hizmeti verilmesi gerekliliği üzerine konuşuldu ve bu konuda çalışma yapılmasına karar verildi.

 

Divan Başkanı

Dr.İsmail BULCA

 

Katip

Dr.Yücel AYAZ