GÜNLÜDÜR TBMM’de Grubu Bulunan Siyasi Parti Genel Başkanlarına ve Milletvekillerine gidecek Metin

ACELE VE GÜNLÜDÜR!

2584/2018
12.11.2018

TABİP ODASI BAŞKANLIĞI’NA

Kamuoyuna “sağlıkta şiddete karşı” olarak sunulan tasarı, sağlıkta şiddete çözüm önermediği gibi, hukuksuz bir şekilde kamudan atılan, güvenlik soruşturmalarından geçemeyen hekimlerin mesleğini yapma olanağını ortadan kaldırmaktadır. 

TBMM’de Grubu Bulunan Siyasi Parti Genel Başkanlarına ve 600 milletvekiline gönderilecek olan metnimiz ektedir. Salı günü (12.11.2018) öğleden sonra gönderilecek olan metinde Tabip Odanızın isminin yer alıp almayacağı ile bilginin en geç yarın (12.11.2018) saat:13.00’e kadar iletilmesini bekler, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Saygılarımızla,

Prof. Dr. Sinan Adıyaman
TTB Merkez Konseyi
Başkanı

TBMM’de Grubu Bulunan Siyasi Parti Genel Başkanları’na,

Aşağıda imzası bulunan TTB Merkez Konseyi ve tabip odası başkanları olarak, TBMM Genel Kurulu’na bu hafta gelmesi beklenen “Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” ile ilgili; uyarılarımızı,  kaygılarımızı, itirazlarımızı ve beklentilerimizi sizlere bir kez daha iletiyor; söz konusu teklifte hekimler ve sağlık ortamı için telafisi güç, etik dışı olmanın yanı sıra hukukla da bağdaşmayan maddelerin yer aldığını ve bu maddelerin bu haliyle yasalaşmasının tarihsel bir hata olacağını bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.

  1. Teklifin 24. maddesinde yer alan tedbirler şiddeti önlemek açısından yetersizdir ve sağlıkta yaşadığımız şiddet ikliminin farkına varılmadığının göstergesidir. Neredeyse her yıl bir hekimin ölmesine ve yüzlercesinin yaralanmasına yol açan sağlık ortamındaki şiddetin önlenmesi için yasa maddelerinin caydırıcı niteliğe sahip ceza ve uygulamaları içermesi zorunludur.
  2. Teklifin 5. maddesinde yer alan hekimlik yapılmasına dair kısıtlama ve yasaklamalar mevcut Anayasal hukukumuz, evrensel hukuk normları ve hepsinden önemlisi hekimliğin esasını oluşturan etik ve tıbbi deontolojik kurallar ile bütünüyle çelişen bir içeriktedir. Kaldı ki ülkemizde hekimliğin kimler tarafından ve nasıl uygulanabileceğine dair hukuksal düzenlenmeler açık ve yeterlidir. Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 28. maddesi (değişik: 23/1/2008-5728/25 md.); “Hekimlik mesleğinin icrası için; Türk Ceza Kanunu’nun 53. Maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle ya da devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, (…) zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından hapis cezasına mahkum olmamak gerekir” denilmektedir.

1219 sayılı Tababet ve Şuabat-ı Tarz-ı İcrasına Dair Kanunun 1. maddesi de ülkemizde hekimlik yapabilmenin ölçütlerini sarih olarak ortaya koymuştur: “Türkiye Cumhuriyeti dahilinde tababet icra ve herhangi surette olursa olsun hasta tedavi edebilmek için tıp fakültesinden diploma sahibi olunması şarttır.” Dünyanın bütün ülkelerinde hekimliğin temel kriteri budur. Bu nedenle kısmi süreli ya da sürekli olarak hekimlik yapmanın ya da hekimliğin olmazsa olmaz bir parçası olan rapor ve reçete yazmanın sınırlanmasının;  “raporları adli ve idari olarak kabul görmeyen hekim” kategorisi yaratmanın ülkemize bir yararı olmayacağı gibi, binlerce hekim ve ailesini, ayrıca bu hekimlerden yararlanacak hastaları mağdur edeceği ve hekimliğin temelini sarsacağı bilinmelidir.

  1. Tüm bu gerekçelerle TBMM’de yasa yapma gücünüzü hukuk, etik, deontoloji ve vicdandan yana kullanmanızı; yeni mağduriyetler yaratmamak için söz konusu yasa teklifini geri çekmenizi ya da uyarılarımız doğrultusunda revize etmenizi bekliyoruz.

Saygılarımızla,

TTB Merkez Konseyi Başkanı     Prof. Dr. Sinan Adıyaman

İstanbul Tabip Odası Başkanı       …….