Şiddet önlenebilir! Programınızın bir parçası değilse eğer!

Dr. Melike Erdem'in, Sağlık Bakanlığı'na ait ALO 184 SABİM hattına yapılan bir hasta yakını şikayeti nedeniyle savunmasını yazdıktan sonra yaşamına son vermesinin üzerinden iki yıl geçti. Türk Tabipleri Birliği, konuyla ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada, sağlık alanında yaşanan hasta yakını şiddetinin idare baskısını tamamlayan, sağlıkta dönüşümü bütünleyen bir unsur olduğunu, istenirse Sağlık Bakanlığı tarafından önlenebileceğini kaydetti. 


28.11.2014

BASIN AÇIKLAMASI

Şiddet önlenebilir! Programınızın bir parçası değilse eğer!

Bundan tam 2 yıl önce Doktor Melike Erdem “Sağlıkta Dönüşüm”den payını aldı. 30 Kasım 2012 tarihinde Sağlık Bakanlığı'na ait 'Alo 184 SABİM' hattına yapılan bir hasta yakını şikayeti nedeniyle savunmasını yazdıktan sonra yaşamına son verdi. Melike 48 saat nöbet tutmuştu. Elinde savunmasıyla çalıştığı hastanenin 6. katından kendini boşluğa bıraktı. Melike’yi sevgiyle anıyoruz.

Son yıllarda sağlık alanında yaşanan şiddet Türkiye’de hayatın bir parçası haline geldi. Bugün artık her saatte bir hekim/sağlık çalışanı sözel ya da fiziksel şiddete maruz kalıyor.

Bunun kadar acı olan; sağlık otoritesinin şiddet karşısında takındığı tavırdır. Maalesef yetkililer şiddetin farkında oldukları yönünde beyanlarda bulunmakta ama şiddetin önlenmesi için üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmemektedir.

İdare hasta yakınlarının sağlık çalışanlarına saldırısını “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nın bir enstrumanı olarak kullanmaktadır.

Aslında;

Bir hekime zorla günde 150 hasta baktırılması şiddettir!

Kamuda “performans”, özelde “ciro baskısı” şiddettir!

Asistanların 36 saat uykusuz çalıştırılması şiddettir!

Eğitici kadrolara rutin poliklinik hizmeti verdirmeye çalışmak şiddettir!

“Şu ilacı yazamazsın, bu tetkiki isteyemezsin” sınırlaması şiddettir!

Her gün değişen “Dün ASM’de, bugün acil serviste, yarın esnek mesaide, öbür gün kim bilir nerede?” uygulamaları şiddettir!

SABİM, BİMER vs. diyerek hekimlere yollanan sarı zarflar şiddettir!

Sözün özü; hasta yakını şiddeti gerçekte amir baskısını tamamlayan, sağlıkta dönüşümü bütünleyen bir unsur olarak görünmektedir.

Böyle değilse eğer;

İdare bir an önce TTB’nin hazırladığı, sağlık çalışanlarına karşı şiddetin etkin cezalandırılmasına yönelik yasa önerisini Meclis’e getirmeli,

Şiddeti teşvik eden, özendiren SABİM ve BİMER gibi uygulamalarla hekimlere sarı zarflar gönderilmesine engel olmalı,

Hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının güven içinde hizmet vermelerini sağlayacak fiziki koşulları sağlamalı,

Hekimlere bakabilecekleri sayının çok üzerinde hasta baktırmaktan vazgeçmeli,

Şiddetin en yoğun yaşandığı acil servislerin, yoğun bakım ünitelerinin planlamasını ekonomiyi değil sağlığı önceleyerek yapmalı,

Tıp fakültelerine ve eğitim hastanelerine yeterli sayıda asistan verilmesini temin etmeli,

Hekimlere her gün yeni görevler yüklemek yerine gerçekçi ve sürdürülebilir bir programı hekimlerin ve sağlık çalışanlarının örgütleriyle görüşerek hayata geçirmelidir.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ