Mesleki Geleceğimiz ve Halkın Sağlık Hakkı Tehlikede!

.Başta 1219 sayılı kanun olmak üzere sağlıklailgili yasaların çoğunda değişiklik yaparak hekimlerin ve sağlık çalışanlarınınözlük-ekonomik haklarını geriye götüren ve halkın sağlık hakkına darbe indiren"torba yasa" kabul edildi.

"TorbaYasa" TBMM'de kabul edildi

Mesleki Geleceğimiz Ve Halkın Sağlık HakkıTehlikede!

Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına DairKanun'un değerlendirilmesi

Başta 1219 sayılı kanun olmak üzere sağlıklailgili yasaların çoğunda değişiklik yaparak hekimlerin ve sağlık çalışanlarınınözlük-ekonomik haklarını geriye götüren ve halkın sağlık hakkına darbe indiren"torba yasa" kabul edildi.

15.2.2007 tarihinde 5581 noile kabul edilen bu yasa ile tüm hekimlere zorunlu mali sorumluluk sigortasıgetirilmekte, yabancı hekim çalıştırmanın yasal altyapısı hazırlanmaktadır. Eğitimhastanelerinde şef ve şef yardımcılarının Sağlık Bakanı tarafından atanmasına,Tıpta Uzmanlık Kurulu'nu danışma organı olarak Sağlık Bakanlığının güdümündesürekli kurul olmasına, tıpta uzmanlık eğitiminin tüzükle değil yönetmelikledüzenlenmesine olanak sağlanmaktadır. Mecburi hizmet yapan hekimler istekleridışında aile hekimliği yapmaya zorlanmakta, radyasyonla çalışan sağlıkçılarınhakları kısıtlanmakta ve anestezi teknisyenlerine anestezi uzmanıolmaksızın hasta uyutma yetkisi verilmektedir.

Hekimler ve diğer sağlık çalışanlarıSağlıkta Dönüşüm Programı'nın bir parçası olan bu yasanın getirdiklerini deşifreederek halkla paylaşacaktır. Cumhurbaşkanı tarafından geri gönderileceğineinandığımız bu yasanın yeniden yasalaşmasını engellemek için AKP iktidarınıMart ayı içindeki bir dizi eylem ve etkinlerimiz ile uyaracağız.

5581 sayılı kanunun getirdiğideğişikliklerin bazıları şunlardır:

Zorunlu mali sorumluluk sigortası:

Tüm hekimlere tıbbi uygulamalarındakihatalarından kaynaklanan her türlü tazminat talebinin karşılanması için zorunlusigorta getirilmiştir.

Kamuda çalışan hekimlerinprimleri döner sermayeden bu hekimlere ödenecek gelirden karşılanacaktır.Sağlık Bakanlığı kamuda çalışan hekimleri sigortalayacak sigorta şirketiniihale ile belirleyecektir.

Prim ödenmemesi durumundabeş katı para cezası söz konusudur. Kasko sigortada olduğu gibi yapılanhatadan kaynaklı olarak artan prim miktarı hekimin döner sermaye gelirindenkarşılanacaktır.

Hekimlere çalışmakoşullarının elverişsizliği ve Sosyal Güvenlik Kurumlarının kısıtlamalarınedeniyle tıbbi hata yapma olasılığının yüksekliği ileri sürülerek zorlasigorta yaptırılamaz, gelirinin bir kısmına zorla el konulamaz.

Hükümet sağlık ortamındakiyetersizlikleri gidermek yerine bu yetersizlikler üzerinden sigortakuruluşlarının fonlarına katkı sağlayamaz.

Kamuda ve özel sağlıkalanında sağlığı piyasalaştırmanın bedeli hekime ödettirilemez.

Artık Türkiye'de hekimlikyapmak daha da zorlaşacaktır. Tazminat davalarının baskısı ve giderekyükselecek primler nedeniyle hekimler riskli hastalara gerekli tıbbigirişimlerde bulunmaktan kaçınacaklardır. Çekinik tıp öne çıkacak, sağlıkhizmetinin maliyeti artacaktır. Bu nedenle artacak olan dışa bağımlı teknolojive ilaç kullanımı ülkenin kaynaklarını heba olmasına yol açacaktır.

Sağlık Bakanının onayından geçmeden şef ve şef yardımcısı olmak artık hayal!

Bu yasa ile artık eğitim hastanelerindeeğiticilerin tamamı Sağlık Bakanı ve bürokratlarınca belirlenecektir.

Şef ve şef yardımcılığı atamasındayarışmalı sınav ortadan kalkmıştır. Tüm uzmanlar yılda bir kez açılacak şef/şefyardımcılığı "başarı belgesi edinme" sınavına katılacaklar.

Bakanlığın ilan ettiği boşkadrolara başvuran profesör, doçent ve başarı belgesi olan tüm uzmanlarbakanlığın belirlediği jürinin mütalaası alındıktan sonra bakan vebürokratlarının yapacağı değerlendirme ile atanacaklardır.

Açılması planlanan 25 eğitimhastanesine 1500'e yakın şef ve şef yardımcısı atanması söz konusudur. Bakan,bu yasa ile "çıtası düşük" sözlü sınavı geçmiş aralarında yandaşlarının daolduğu çok sayıda uzman ( merkezi bilgi sınavı yok, jüriyi bakanlık belirliyor)ile Doğu ve G.Doğu'daki Tıp Fakültelerinin boşalması pahasına profesör vedoçenti bu kadrolara atayabilecektir.

Cumhuriyet tarihinin enbüyük kadrolaşma girişimi ile karşı karşıyayız.

Uzmanlık eğitimi içinyeterli koşulları taşımayan eğitim hastaneleri ve liyakate değil sadakate göreatanmış eğiticiler ile nasıl uzman yetiştirileceğini kestirmek zordeğildir.

Sayıları artmış,niteliği düşük uzmanların sağlık ortamına vereceği tahribat büyük olacaktır. Busürecin etkileri uzun sürede ve derinden hissedilecektir.

Tıpta UzmanlıkKurulu Sağlık Bakanının kontrolünde!

Sağlık Bakanlığınabağlı sürekli bir kurul olarak yasalaşmıştır. Bu kurul Tıpta uzmanlık alanındatarafların (YÖK, SB, TTB) eşit biçimde katılımı ile oluşturulmamıştır. SağlıkBakanlığının salt çoğunluğu mevcuttur. Ancak bakanlığın çağrısı iletoplanabilmektedir.

Karar değildanışma organı niteliğindedir. Örneğin uzmanlık eğitimi ile ilgili en temel ikialanda belirleyici değildir:

1. Yenieğitim hastaneleri ve klinikler açılması

2.Eğiticilerin belirlenmesi

Uzmanlıksınav jürilerini tespit etme görevi verilen bu kurulun eğiticilerin sınavjürilerini belirlemede rolü yoktur.

Tıpta Uzmanlık Kurulunungörevlerinden biriside yabancı uzman hekimlerin uzmanlık denklikdeğerlendirmesini yapacak eğitim hastanesi ve tıp fakültesini belirlemektir.Sağlık Bakanlığından gelen üyelerin çoğunluğu oluşturduğu bu kurulun hükümetinpolitikası doğrultusunda tutum geliştireceğini tahmin etmek güç olmasagerektir.

Kurulunçalışma usul ve esasları yönetmelikle düzenlenmektedir. Artık tıpta uzmanlıkalanı Danıştay denetiminden geçmesi gereken tüzükle değil kolaycadeğiştirilebilecek yönetmeliklerle düzenlenecektir.

Yabancıhekim çalıştırma ucuz işgücü ve yedek işsiz hekim ordusu demektir.

1219sayılı yasanın 1.Maddesindeki değişiklik ile Türkiye'deki herhangi bir tıp fakültesindenmezun yabancı uyruklu hekim Türkiye'de çalışabilecektir. 4.maddedekideğişiklikle de dünyanın herhangi bir tıp fakültesinden mezun hekim, meslekibilgi ve Türkçe dil sınavına tabi tutulmadan sadece mezun olduğu fakültenindenklik belgesini sunarak hekimlik yapabilecektir.

Buyasal düzenlemeyle uluslararası deneyim ve bilgiden faydalanma amacıgüdülmemektedir. Eğitim ve çalışma olanakları bizden daha kötü olan çevreülkelerden gelecek ve düşük ücretle çalışmaya razı hekimlerin istihdamıhedeflenmektedir.

Buşekilde hükümet sağlıkta dönüşüm programı'nın gereği olarak sağlık piyasasınaucuz işgücü oluşturmak, yedek işsiz hekim ordusu yaratmak istemektedir. NitekimBaşbakanın " 100-150 dolara çalışacak yabancı hekimler var" sözü bu niyetiaçıkça ortaya koymaktadır.

İthal hekimin bir diğer amacı ise uluslararası sağlık tekellerinin Türkiyepazarına girmelerini kolaylaştırmaktır. Dubai şeyhi El Maktum'a verilen sözdeolduğu gibi bu tekeller Türkiye'de yatırım yapmak için yabancı hekim çalıştırmahakkının verilmesi şartını ileri sürmüşlerdir.

Amaç Avrupa Birliğine girişte iş gücünün serbest dolaşımını sağlamak değildir.Bu olasılık zaten 15 yıl sonrasına ötelenmiştir. Ayrıca şu anda AB ülkelerikendi aralarında bile ülkelerinde hekimlik yapabilmek için koşullar ilerisürmektedirler.

Hekim açığını kapamakta geçerli bir gerekçe değildir. Çünkü açık olduğu ilerisürülen bölgelerde bu hekimler çalıştırılamayacaklardır. 657 sayılı kamupersoneli yasası gereği sadece özel'de çalışabilecek bu hekimlerin kısa vadedeözel sektördeki "artan hekim maliyetlerinin" düşürmek amacı ile tehdit aracıolarak kullanılmaları söz konusudur.

Türkiye'de şu anda sağlıktaki temel sorun hekim açığı değil, sağlığınpiyasalaşması sonucu kamu sağlık kurumlarına ve dolayısıyla da az gelişmişbölgelere yatırım yapılmamasıdır. Dengeli hekim dağılımı için öncelikle bubölgelerde sağlık altyapısını geliştirmek, sağlık hizmetlerini kamu eliylesunmak ve burada çalışacak personele iş ve ücret güvencesi sağlamakgerekmektedir.

Mecburi hizmet yapanhekimlere ayrıca aile hekimliği de mecburi !

Bu yasa ile mecburi hizmet yapan tüm hekimler kendi rızaları dışında ailehekimliği için görevlendirlendirilebilecektir.

Aile hekimliği modeli birinci basamağın özelleştirilmesidir. Hekimler ve diğerçalışanlar her türlü iş güvencesinden yoksundurlar. Pilot bölgelerde hekimlerbu pozisyonları tercih etmemekte, sürekli baskıya maruz kalmaktadırlar.

Zatenzorunlu hizmet ile zorla görevlendirilmiş olan hekimlere ayrıca kabuletmedikleri bir pozisyonda zorla çalıştırma dayatılmaktadır.

Radyasyonamaruz kalan sağlık çalışanlarına verilen haklar geri alınıyor!

İyonlaştırıcıradyasyonla çalışan tüm personelin hakları geri alınıyor. Yasa bu personelinSağlık Bakanlığınca belirlenecek radyasyon dozu limitleri içindeçalıştırılacaklarını öngörüyor.

İşletmeleştirilmiş kamu kurumlarında daha çok işlem yapmak için zorlananpersonelin yasa ile verilmiş haklarının bu ortamda ne hale geleceğini tahminetmek zor olmasa gerektir.

Çalışmaortamlarının fiziki koşulları düzeltilmeden, radyoloji cihazlarının kontrolleriyeterli olarak yapılmadan, çalışanları düzenli sağlık kontrollerinden geçmelerisağlanmadan sadece işletmenin ihtiyaçlarına göre çalışma sürelerinin uzatılmasıyeni hak kayıpları anlamına gelecektir.

Anestezi teknisyenleri hasta uyutabilecek !

Anesteziteknisyenleri anestezi uzmanlarının gözetimi olmaksızın iş ve işlem yapmalarıön görülmektedir. Anestezi biliminin gelmiş olduğu düzey göz önündebulundurulduğunda teknisyenlere bu sorumluluk verilmesi bir dizi soruna yolaçacaktır.

 

 

SAĞLIK HAKKI, ÖZLÜK HAKKIMIZ,

İŞ GÜVENCEMİZ, MESLEKİ ONURUMUZ İÇİN

BEYAZ EYLEMLER

 

Beyaz Çağrı: 1 Mart 2007

Beyaz Referandum: 5-9 Mart 2007

Beyaz Miting : 11 Mart 2007

Beyaz GöREV: 14 Mart 2007

Dr. Füsun Sayek 2. Eğitim HastaneleriKurultayı: 23-24 Mart 2007