TTB Merkez Konseyi YÖK ile Görüştü

YÖKTTB Merkez Konseyi YÖK Başkanı sayın Erdoğan Teziç ile 26 temmuz çarşamba günü görüştü. Görüşmede TTB Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi 2006 Raporu sunuldu. Yeni tıp fakülteleri açılması, öğrenci sayıları, öğretim üye ve yardımcılarının özlük hakları, tam zamanlı çalışmanın özendirilmesi konuları değerlendirildi.

Mecburi Hizmet Yasası ve hekimlerin diplomalarına el konulması üzerinde duruldu. Hekim diplomalarının geçerli olması için Sağlık Bakanlığı’nın onayının gerekliliğinin diğer meslek gruplarında örneğinin olmaması ve üniversitelerin verdiği yeterliliğin değerini incitici yanı vurgulandı.

Hekim gereksinimi olduğu üzerinden yabancı uyruklu hekimlerin Türkiye’de hekimlik yapması ve denklik konuları, Kıbrıs’ta açılması düşünülen tıp fakültesi, Tıpta Uzmanlık Tüzüğü süreci, Yan Dal Uzmanlığı Yönetmeliği ve üniversitelerde verilen yan dal uzmanlığında son durum, mesleki sorumluluk sigortası ve üniversitelerin ekonomik olanakları ve özerkliği başlıklarında görüş alış verişinde bulunuldu. Hazırlanan dosya sayın Teziç’e iletildi.

İşçi sağlığı işyeri hekimliği temel eğitim kurslarının TTB ve Üniversiteler arasında işbirliği ile düzenlenmesi ayrı bir gündem maddesi olarak ayrıntısı ile değerlendirildi. Yüksek Öğrenim Kurulu ile çalışmaların yaygınlaştırılması için önümüzdeki günlerde değerlendirme toplantılarının yapılması eğilimi belirginleşti.


 

TC. YÜKSEK ÖĞRETİM KURULU
BAŞKANLIĞI
Bilkent/ANKARA

26 Temmuz 2006

 

                T.C.YÜKSEK ÖĞRETİM KURULU BAŞKANLIĞI’NA
                                                                                             
ANKARA

İlgi: İşyeri hekimliği Sertifika Programı hakkındaki 05.05.2006 gün ve 009636 sayılı yazınız.

İlgi yazınızda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 07.04.2006 tarihli yazılı başvurusu nedeniyle, işyeri hekimliği sertifika programları hakkında bilgi istenilmiştir.  Bu alana ilişkin yürütülen çalışmalar, sorunlar ve hukuksal süreçler aşağıda kısaca aktarılacaktır.

Çalışanların sağlıklarının korunması amacıyla, işyerlerinde hekim bulundurma zorunluluğu, 1930 yılında Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ile düzenlenmiştir. Daha sonra iş mevzuatında da bu zorunluluğa yer verilmiştir. Bu kapsamda; 4.7.1980 tarih ve 17037 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulmuş olan İşyeri Hekimlerinin Çalışma Şartları ile Görev ve Yetkileri Hakkında Yönetmeliğin 6/c maddesi ile işyeri hekimliği yapabilmek için “yetkili bir makam tarafından verilmiş iş hekimliği sertifikasına sahip olmak”  koşulu getirilmiştir.

Türk Tabipleri Birliği, anılan yönetmelikte belirtilen işyeri hekimliği sertifika eğitimlerine, üniversitelerin ilgili öğretim üyelerinin de katılımları ile birlikte 1987 yılında başlamıştır. 2003 yılı sonuna kadar kesintisiz bu eğitimleri sürdürmüş,  28.509 hekim işyeri hekimliği sertifikası almıştır. Aldıkları sertifikalarla bu gün ülkemizde binlerce hekim işyeri hekimliği yapmaktadır. Bu hekimler, Türk Tabipleri Birliği tarafından düzenlenen ve gün geçtikçe sayıları artan işçi sağlığının korunup geliştirilmesi ile ilgili çok sayıda sürekli eğitim programına katılmaktadırlar.

4857 Sayılı İş Kanunun 81. maddesinde İşyeri Hekimlerine ilişkin bir yönetmelik çıkarılması ve bu yönetmeliğe ilişkin Türk Tabipleri Birliği’nin görüşlerinin alınması şart koşulmuştur. Çalışma Bakanlığı tarafından Türk Tabipleri Birliği’nin görüşleri istenilmekle birlikte, alınan görüşlere aykırı birçok hükmü olan “İşyeri Sağlık Birimleri ve İşyeri Hekimlerinin Görevleri İle Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” 16 Aralık 2003 tarih ve 25318 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulmuştur. Bu Yönetmelikte İşyeri hekimliği eğitimlerinin ve sertifikasının Çalışma Bakanlığı tarafından verileceğine ilişkin düzenleme yapılmıştır. Yönetmeliğin eğitime ilişkin hükümlerinin yanı sıra diğer bazı hukuka aykırı hükümlerinin de iptali ve yürütmesinin durdurulması için Danıştay’da dava açılmıştır.

Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından,  Çalışma Bakanlığının bu alanda örgütsel ve bilimsel bir donanımı olmadığı ve ilgili mevzuat uyarınca bu eğitimi vermeye yetkisi olmadığı gerekçesi ile yönetmelik hükümlerinin yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.

Türk Tabipleri Birliği, bu alanda on beş yılı aşan birikimi, işyeri hekimliğinin sadece eğitiminde değil,  görevin gereği gibi yerine getirilmesinde de denetim ve çalışma onayı ile yetkili kılınmış olması nedeniyle, 6023 sayılı Yasa ile kendisine verilen hekimlerin mesleki gelişimlerini sağlama yükümlülüğü çerçevesinde eğitim programlarının, bilimsel ve hukuksal gerekliliklere uygun olarak sürdürülmesini önemsemektedir.

Danıştay tarafından, Çalışma Bakanlığı’nın işyeri hekimlerine eğitim vermesinin hukuka aykırı olduğu konusunda verilen yürütmeyi durdurma kararı üzerine, 6023 Sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasası’nın 4. ve 28. maddelerinde yer alan hekimlerin mesleki gelişimlerini sağlamak için kamu kurumları ile işbirliği yapma yetki ve görevi ışığında, ülkemizdeki bütün Üniversite Rektörlerine işyeri hekimliği eğitimi ile ilgili bir yazı yazmıştır. Anılan yazımızda çalışanların sağlığının korunup geliştirilebilmesi için işyeri hekimlerine yönelik yürütülen eğitim programlarının yaygınlaştırılıp geliştirilmesi amacıyla imzalanacak bir protokol kapsamında bu alanda birlikte çalışılmasını önermiştir.

Üniversiteler tarafından da 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanun’unda yer alan; “Yörelerindeki tarım ve sanayinin gelişmesine ve ihtiyaçlarına uygun meslek elemanlarının yetişmesine ve bilgilerinin gelişmesine katkıda bulunmak, sanayi, tarım ve sağlık hizmetleri ile diğer hizmetlerde modernleşmeyi, üretimde artışı sağlayacak çalışma ve programlar yapmak, uygulamak ve yapılanlara katılmak, bununla ilgili kurumlarla işbirliği yapmak ve çevre sorunlarına çözüm getirici önerilerde bulunmak,” vb. görevleri kapsamında işbirliğine olumlu yanıt verilmiştir.

Bu alanda 12 adet üniversitemizle iş birliği protokolü imzalanmış, ortaklaşa belirlenen programa uygun olarak düzenlenen eğitimler sonucunda sertifikalar verilmektedir. Nitekim imzalanan bu protokol ve sonucunda düzenlenen eğitim ve verilen sertifikalara ilişkin belgeler, iptal davasının görülmekte olduğu Danıştay 10. Dairesinin E.2004/1253 sayılı dosyasının 28. Şubat 2006 günü yapılan duruşmasında heyet üyelerinin bilgisine sunulmuştur. Bu duruşmada da Çalışma Bakanlığı temsilcileri tarafından, Üniversiteler ve Türk Tabipleri Birliği tarafından bu eğitimlerin verilemeyeceği, işyeri hekimlerine ilişkin eğitim ve sertifika verme yetkisinin Çalışma Bakanlığı’na ait olduğu ileri sürülmüştür. Ancak Danıştay 10. Dairesi tarafından Çalışma Bakanlığı’nın bu görüşlerine itibar edilmemiş, aynı gün verilen ve 2006/1658 karar sayılı iptal kararı ile Çalışma Bakanlığı’nın bu alanda yetkili olmadığı, örgütsel ve bilimsel donanımının bulunmadığı saptanmıştır.

Aynı şekilde işçi sağlığı ve güvenliği ile görevli teknik elamanların eğitimlerinde, iş sağlığı hemşirelerinin eğitimlerinde de Çalışma Bakanlığı’nın yetkili olmadığı, aksi yöndeki yönetmelik hükümlerinin hukuka aykırı olduğu Danıştay tarafından verilen kararlar ile hüküm altına alınmıştır. 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın, Üniversitelerin bu alanda Anayasa ile kendilerine verilmiş eğitim görevleri çerçevesinde, yine Anayasa uyarınca kurulmuş, üyelerinin mesleki gelişimlerini sağlamak amacıyla her türlü kurum ve kuruluşla işbirliği yapmak ödevi Yasasında bulunan Türk Tabipleri Birliği’nin, bütün ülkeye yayılan eğitim faaliyetlerini desteklemesi gerekirken, toplum yararına ve hukuka uygun olan bu faaliyetlerin sona erdirilmesi için Kurulunuza başvuruda bulunması anlaşılır bir tutum değildir.  

Türk Tabipleri Birliği işçi sağlığı ve güvenliği alanındaki temel ve ileri eğitim çalışmalarını, her türlü işbirliğine açık, alanın tüm birikiminin olanaklarını kullanıp geliştirerek yerine getirme sorumluluğunun bilincindedir. Üniversitelerle yürütülen çalışmalar özellikle mezuniyet öncesi tıp eğitimi programına işçi sağlığı kavramının daha zengin girmesine olanak sağlamıştır (Çekirdek Eğitim Programı). Düzenlenen kurslarda öğretim üyelerinden bilgi, beceri, tutum katkısı alınması yanı sıra ilgili uzmanlık alanlarında mezuniyet sonrası eğitim alan araştırma görevlilerinin eğitim almalarının olanakları yaratılmaktadır.   

Alanın gerçek sorunlarının saptanmasında, olası hastalıklarının öngörülüp engellenmesinde, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının bildiriminde akademik birikimin alanla buluşması ortak projelerin yaşama geçirilmesi son derece önemlidir. Sürecin eğitim yanı sıra alana müdahale anlamı taşıması, işçi sağlığı alanının bir toplum sağlığı yaklaşımı gerektirmesi, alanda biriken sorunların ivedi çözüm gerektirmesi bu alanda Türk Tabipleri Birliği’nin çabalarını değerli kılmaktadır.

Bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dileriz. 

            Saygılarımızla,
            Prof. Dr. Gençay Gürsoy
            TTB Merkez Konseyi
            Başkanı