Can güvenliğinin olmadığı bir ortamda seçimin ve sandığın güvenliği olmaz

Bu yıl yedincisi düzenlenen Mezopotamya Tıp Kongresi Van-Hakkari Tabip Odası ev sahipliğinde Van’da yoğun ve coşkulu bir katılımla başladı. Kongrede saglık alanında değişik disiplinlerden pek cok konu ele alınıyor.

Kongrenin ikinci gunünde dün Erzurum'da secim mitingi nedeniyle yaşanan şiddet olayları uzerine bir basın açıklamasi yapıldı.

Düzenlenen Kongreye katılan sağlıkçılardan hükümete Seçim Güvenliğine dair çağrı yapıldı. Seçim çalışmalarının şiddet ortamında sürmesini, Ağrı, Samsun, Bursa, Erzurum ve birçok ilde HDP binaları ve mitinglerine yapılan ırkçı saldırılara ve hükümetin buna zemin sunduğu şiddet dilinin terk edilmesi talep edildi.

Açıklamaya TTB  Merkez Konseyi Başkanı Dr. Bayazıt İlhan, TTB İkinci Başkanı Dr. Raşit Tükel, TTB Genel Sekreteri Dr. Özden Şener, TTB Merkez Konseyi (MK) üyeleri Dr. Hüseyin Demirdizen, Dr. Nilay Etiler, Dr. Deniz Dülgeroğlu, Dr. Filiz Ünal İncekara, Dr. İsmail Bulca, Dr. Şeyhmus Gökalp, Kongre Genel Sekreteri ve Van-Hakkari Tabip Odası Başkanı Dr. Ahmet Koç ve Bölge Tabip Odaları Sekreteryası Dr. Kenan Şeker, Dr. Özgür Şeşeoğulları, Dr. Süleyman Koyunsever, Dr. Ulaş Yılmaz, TTB Aile Hekimleri Kolu Yürütmesi Üyeleri, bölge tabip odaları başkan ve yönetcileri ile tabip odaları aktivistleri katıldı. 

Bölge Tabip Odaları Sekretaryası ve TTB Merkez Konseyi adına yapılan açıklamada ilk sözü alan TTB MK Üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp, şöyle konuştu:

“Kongremizi yurtiçi ve yurtdışından hekimlerin, eczacıların ve diş hekimlerinin yoğun katılımıyla bu yıl Van’da gerçekleştiriyoruz. Büyük bir coşku ve yoğun bir katılımın olduğu kongremizde özellikle olağan dışı durumlarda saglık hizmetlerine dair konuları tartışıyoruz.

Ağrı’da başlayan, Adana, Bingöl, Samsun, Bursa ve bir çok ilimizde gerçekleştirilen ve en son da Erzurum Tekman’da HDP Bürolarına, seçim arabalarına ve mitinglerine gerçekleşen antidemokratik-ırkçı saldırılara ilişkin kaygılarımızı belirtmek istiyoruz. Yine son dönemde bölge illerinde bazı karanlık güçlerin tekrardan piyasaya çıktığını kaygıyla izliyoruz.

Biz sağlıkçılar yaşamı kutsayan ve bu uğurda çalışmalar yapan bir mesleğin erbaplarıyız.

Biz kongreye katılan bütün sağlıkçılar seçimin güvenlikli bir ortamda yapılmasını ve şiddet dilinin terk edilmesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz. Sivas’ta Madımak otelinde diri diri insanların yakan anlayışın dün Erzurum’da HDP partililerine karşı devrede olduğunu tekrar gördük. Biz bu anlayışı tanıyoruz ve halen hafızalarımızda izleri duruyor. Bu ırkçı saldırıları kınıyoruz. Ve bir an evvel hükümetin tüm ülke sathında güvenlikli bir seçim ortamını yaratmasını,güvenlik içinde bir seçim ortamında ülkeyi seçimlere götürmesini ve sonrasında da sandıktaki iradeye saygılı olmasını talep ediyoruz.”

Sonrasında söz alan TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Bayazıt İlhan da konuşmasında şunlara yer verdi:

“Ülkemiz için son derece kritik bir secime gidilirken secim çalısmalarının terörize edilmesinden kaygı duyuyoruz. Ülkemizde antidemokratik bir uygulama olan %10 seçim barajı ile şiddetin bu kadar yoğun yaşandığı bir ortamda yapılacak olan seçimin ne kadar demokratik olarak sonuçlanacağını takdir edersiniz.

Tamamen demokratik bir insan hakkı olan örgütlenme ve düşüncelerini ifade etmeye çalışan insanlara Erzurum’da Tekman’da saldırılar yapılmıştır. 11'i polis olmak üzere 38 yurttaşımız yaralanmıştır. Medyaya yansıyan görüntülerden ne kadar ayıplı olduğunu görüyoruz. Yurttaşların can ve mal güvenliğini tesis etmesi gereken güvenlik görevlilerinin saldırıları engellemeyi bırakınız kolaylaştırdığını görmek bir utanç resmidir.

Ülkede topyekun bir şiddet ortamı yaşandığını görüyoruz. Daha birkaç gün evvel hekimlere yönelik şiddeti protesto eden etkinlikler yaptık. Ama bugün görüyoruz ki Ülkemizde kadınlar, çocuklar, siyasetçiler şiddet altında yaşamaktadırlar. Yani herkesin şiddetten nasibini aldığı bir ortamda yaşamaktayız.

Ülkemiz önemli bir gündem olan 7 Haziran’daki Genel Seçim atmosferine son 2 güne girmiş bulunmaktadır. Bu kadar önemli bir süreçte, antidemokratik olan bu uygulamalar devam ettiği müddetçe kaybeden bir bütün olarak ulkemiz olacaktır.

Buradan hükümete ve ülkeyi yönetenlere çağrıda bulunuyoruz. Ülkeyi bu şiddet ortamından uzaklaştıracak bir dil kullanılmasını ve seçimin güvenlikli bir ortamda yapılmasını tesis etmelerini talep ediyoruz.”