Suruç Devlet Hastanesi’nde tedavi altındaki yaralıların saldırıya uğramasının hemen ardından, İzmir ve Samsun’da sağlık kuruluşlarında sağlık çalışanları ve hastaların güvenliğinin yeterince sağlanamadığını ortaya koyan olaylar yaşandı.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, konuyla ilgili bir açıklama yaparak, hükümete ve hastane yöneticilerine sağlık kuruluşlarında hekimleri ve diğer sağlık çalışanlarını sözel ve fiziksel saldırılardan koruma görevlerini bir kez daha hatırlattı ve hastanelerin güvenlik sorununun çözülmesini istedi.

Açıklamanın tam metni aşağıdadır:

 

ŞİMDİ DE İZMİR VE SAMSUN:

SAĞLIK KURULUŞLARINDA SAĞLIKÇILAR ŞİDDETTEN KORUNAMIYOR!

Suruç Devlet Hastanesi’nde tedavi altındaki yaralıların saldırıya uğramasının hemen ardından İzmir ve Samsun’da sağlık kuruluşlarının sağlık çalışanları ve hastalar açısından ne kadar güvensiz yerler olduğunu gösteren iki olay daha yaşandı.

15 Haziran Cuma günü İzmir’de Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servisi’nde bir intörn arkadaşımız sözlü saldırıya maruz kaldı. 

Aynı gün akşam saatlerinde Samsun’da 8 kişilik bir grup önce Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde, daha sonra da sabaha karşı 03.00’te Atakum İlçesi’ndeki bir özel hastanede sağlık çalışanlarına saldırdılar. Özel hastanedeki saldırıda acil servis çalışanı hekim arkadaşımız tekmelendi, bir güvenlik görevlisinin burnu kırıldı. Aynı saldırganlar daha sonra İlkadım İlçesi’ndeki başka bir özel hastanede olay çıkarmaya devam ettiler.

Hekim arkadaşımızın şikâyeti üzerine önce gözaltına alınan saldırganların, ifade  vermelerinin ardından serbest bırakıldığını öğrendik. 

Kuşkusuz sağlıkta şiddet çok-etkenli bir sorundur ve Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın kışkırttığı yapay yüksek hizmet talebi, sağlık hizmetlerinde gelinen nokta konusunda yönetenlerin topluma verdiği mesajlar ile hastaların karşılaştığı gerçeklik arasındaki çelişki, hekimlerin “bunlar iğne yapmayı bile bilmez”, “doktor efendi, sen önce çek elini hastanın cebinden” tarzından söylemlerle aşağılanması ve toplumun gözünde hedef haline getirilmesi gibi pek çok nedeni vardır. Ancak birkaç gün içerisinde art arda yaşanan bu olaylar, sorunun bir başka yüzünü, halka olumsuzlukların kaynağı olarak sağlıkçıları gösteren yöneticilerin, onları korumada ne denli etkisiz olduklarını açığa çıkarmaktadır. Somut olarak, özel hastanelerde daha fazla olmak üzere hastanelerde güvenliği sağlamakla görevli kadroların  olayları önle(ye)medikleri aşikârdır,  acil servisler başta olmak üzere sağlık kuruluşlarındaki şiddeti önlemede şimdiye dek kamu idaresinin aldığını ifade ettiği önlemler son derece yetersizdir TTB sağlıkta şiddetin nedenlerine ve çözüm yollarına ilişkin saptama ve önerilerini kamuoyu ve yetkililer ile defalarca paylaşmıştır. 

Hükümete ve hastane yöneticilerine sağlık kuruluşlarında hekimleri ve diğer sağlık çalışanlarını sözel ve fiziksel saldırılardan koruma görevlerini bir kez daha hatırlatıyor ve bu bağlamda güvenlik kadrolarının yetersizlik sorununu ivedilikle çözmelerini talep ediyoruz. Samsun’da yaşananların gösterdiği üzere, güvenlik sorununun özel hastanelerde de en az kamu hastaneleri kadar yakıcı hale geldiğinin altını çiziyoruz. 

TTB’nin, Türk Ceza Kanunu’na ek bir madde konularak sağlıkta şiddete 2 ila 4 yıl hapis cezası verilmesi, şiddet hizmeti engellemişse cezanın yüzde 50 oranında artırılması önerilerini içeren “Sağlıkta Şiddet Yasa Tasarısı”nın bir an önce yasalaşmasını bekliyoruz.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYİ