Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ve TTB Aile Hekimliği Kolu, Sayıştay’ın Sağlık Bakanlığı 2018 Yılı Denetim Raporu’nda aşı ile ilgili bulgularına ilişkin görüşünü açıkladı. TTB Merkez Konseyi ve TTB Aile Hekimliği Kolu tarafından yapılan açıklamada, Sağlık Bakanlığı’nın aşı gereksinimini doğru tespit edemediği, Aşı Takip Sistemi’nde (ATS) sorunlar olduğu ve ATS ile Malzeme Kaynakları Yönetim Sistemi (MKYS) verilerinin uyumsuz olduğunun görüldüğü kaydedildi. Açıklamada ayrıca, aşıların kullanım süresi içinde uygulanmasına karşın, süre kısıtı nedeniyle ATS’ye son tüketim tarihi öncesi girilemediği için “uygulanmadı” olarak görüldüğünün anlaşıldığı belirtildi.

TTB Merkez Konseyi ve TTB Aile Hekimliği Kolu’nun görüşü şöyle:
 

Sağlık Bakanlığı 2018 Yılı Sayıştay Denetim Raporu’nda Yer Alan
Bulgu 21 Hakkında Görüşler

2019 yılında T.C. Sayıştay Başkanlığı tarafından yayımlanan Sağlık Bakanlığı 2018 Yılı Sayıştay Denetim Raporu’nun Bulgu 21 başlığının incelenmesi sonucunda;

Sağlık Bakanlığı’nın elinde bulunan aşıların miktarları ve miatlarına hâkim olamadığı bu nedenle miadı dolan aşıların tespit ve takibinin yapılamadığı anlaşılmaktadır. Bu durum, stoklarda gereğinden fazla aşı bulundurulmasına, depolama maliyetlerinin artmasına ve aşıların uygulanamadan, il sağlık müdürlükleri veya sağlık tesislerinin deposunda iken, miatlarının dolmasına yol açmıştır. Aşıların tamamının yurt dışından ithal edildiği ve ülkece içinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntılar göz önünde bulundurulduğunda olayın korkunç boyutu daha iyi anlaşılmaktadır. ATS (Aşı Takip Sistemi) üzerinden yapılan incelemede 2018 yılında toplam 11.332.471 TL değerinde aşının İl Sağlık Müdürlüklerinin deposunda beklerken miatlarının dolduğu tespit edilmiştir. Yine 2018 yılında MKYS (Malzeme Kaynak Yönetim Sistemi) “kullanılmaz hale gelme” çıkış türünden çıkış yapmak suretiyle miadı dolduğu beyan edilen aşı tutarı 1.153.518 TL’dir. Aradaki fark yaklaşık 10 milyon TL (yaklaşık %1000) civarındadır ve iki sistemin (ATS-MKYS) koordinasyonunun yapılamadığını kanıtlamaktadır.

Ayrıca, PPD, BCG, OPA ve kızamık aşılarının tedarikinin çoklu ambalajlarda yapılması nedeniyle, ambalaj açıldıktan sonra kaç kişiye aşı yapıldığına bağlı olarak %90’a varan fire oranları olduğu görülmektedir. Bu durum ihtiyaç tespitinin gerçek ihtiyacın üzerinde belirlenmesine yol açmıştır. İllerin aşı talep tutanaklarının incelenmesi neticesinde, 2018 yılında özellikle KKK, PPD, Kızamık aşılarının bazı illere merkez depo tarafından ihtiyaç miktarının oldukça üzerinde gönderildiğinin tespit edildiği belirtilmektedir. İhtiyaç tespitinin ihtiyaçların üzerinde yapılması nedeniyle bazı illere taleplerinden fazla aşı gönderilmiştir ve ihtiyaç fazlası aşılar depolarda bekletilirken miatlarının dolması da kaçınılmaz bir sonuçtur.

İdare tarafından, profilaksi ve risk grubu aşılamaları için temin edilen aşılardan son kullanma tarihinin geçtiği görünen 72.000 doz aşının okul çağında olan yaklaşık 63.000 çocuğa zamanında uygulandığının ancak süre kısıtı nedeniyle ATS’ye son tüketim tarihi öncesi girilemediği için “uygulanmadı” olarak görüldüğünün anlaşıldığı ifade edilmektedir. Bu da “birinci basamakta” personel ve teknik donanım eksikliğinin açık göstergesidir. Personel yerlerinin sürekli değiştirilmesi de işlemlerin gecikmesinde temel sorunlardan birisidir.

Sayıştay tarafından hazırlanan Sağlık Bakanlığı 2018 yılı denetim raporu incelendiğinde bazı bilgi sistemlerinin aynı konuda birbirleriyle çelişen veriler ürettiği, bilgi sistemlerinin birbirini teyit etmesini sağlamaya yönelik kontrollerin geliştirilemediği görülmektedir. Milyonlarca lira verilerek satın alınan ve tüm sağlık birimlerine kurulan ATS ve MKYS gibi programlardan doğru bilgilerin alınamaması ve bu iki sistemin verilerinin eşleşmemesi verilen paraların boşa gittiğinin göstergesidir. Bütün aşıların stok miktarı ve miatları gibi konularda tek tuşla bilgi alınabilmesi mümkünken bu iki sistem arasında bile uyumsuzlukların bulunduğu Sayıştay Raporu’nda belirtilmektedir. Verilerin gerçeği yansıtmasına ilişkin önlemlerin alınmadığı, bu verilerin ihtiyaç planlaması sürecinde dikkate alınarak aşıların miadının dolmasının önlenmediği ve sağlık tesislerinin deposunda iken miadı dolan aşılar hakkında sorumluların araştırılmadığı görülmektedir.

Özet olarak; Sağlık Bakanlığı 2018 Yılı Sayıştay Denetim Raporunun da gösterdiği gibi aşılarla ilgili sorunlar tamamen sistemle ilgili problemlerden kaynaklanmaktadır. Sayıştay raporunda, Aşı Takip Sistemi (ATS) ve Malzeme Kaynak Yönetim Sistemi (MKYS) tarafından güvenli veri üretilememesi sonucunda aşı ihtiyacının sağlıklı olarak belirlenemediği, buna bağlı olarak yüksek miktarlarda aşı alımı yapıldığı, aşıların uzun süre depolarda bekletilerek miadlarının dolmasına kısa süre kala sahaya ulaştırıldığı ve miadı dolan ciddi sayılardaki aşının zayi olduğu görülmektedir.

Sağlıkta Dönüşüm Programı adı altında başlatılan uygulama çerçevesinde Sağlık Bakanlığı aşılarla ilgili süreci iyi yönetememiştir. Bu raporun işaret ettiği aksaklıkların kısa sürede düzeltilmesi aşı takiplerinin düzenli bir şekilde yapılmasını sağlayacağı ve aşıların miatlarının dolmasını önleyeceği gibi ülke ekonomisine de büyük katkılar sağlayacaktır.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi
Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu

 

Bulgu 21 başlığı altında öne çıkan konular şunlardır:

  1. Sağlık Bakanlığı aşı ihtiyacını doğru tespit edememektedir.
  1. ATS verileri güvenilir değildir ve ATS ve MKYS bilgileri uyumsuzdur. (ATS ve MKYS arasında aşı zayiinde veri uyumsuzluk farkı 10 milyon TL)
    1. Karekodsuz uygulanan aşılar (Okul aşıları, TSM aşıları?) veri takibini olanaksızlaştırıyor
  2. İhtiyaç tespitinde dikkat edilen temel unsurlara riayet edilmemiştir.
    1. İhtiyaç talepleri karşılanırken en yüksek fire oranı olan %90 (çoklu aşılarda KKK, PPD, Kızamık) oranı esas alınmakta ve bu durum ihtiyaç tespitinin gerçek ihtiyacın üzerinde belirlenmesi riskine yol açmaktadır.
  3. Güvenilir olmayan veriler nedeniyle Sağlık Bakanlığı aşı lojistiğinde sorunlar yaşamaktadır.
    1. Yetersiz sayıda aşı alınmasına bağlı aşısız dönemler yaşanmaktadır
    2. Fazla sayıda aşı alımına bağlı depolama gider artışı ve miat sorunları olmaktadır.
  4. Sağlık Bakanlığı satın aldığı aşıların uygulanmasında gerekli vatandaş duyarlılığını yaratamamaktadır.
    1. Aşı reddi konusunda gerekli yasal düzenleme yapılmamaktadır.
    2. Kampanya aşılamalarında farkındalık oluşturulamamıştır (Örn: Gebelerde grip aşısı uygulanmasında yaşanan aşı zayii )
  5. Sağlık Bakanlığı asli personeli (TSM(2018) ve İl Aşı Depo Sorumluları) tarafından veriler düzenli olarak işlenmemektedir.
     

Sayıştay raporunda değinilen sorunların önlenmesi ve yinelenmemesi için görüş ve önerilerimiz:

  1. Her şeyden önce belirtmek gerekir ki, insanları yaşatmak için ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak hiçbir hekim veya sağlık personelinin miadı geçmiş aşı veya başka herhangi bir ilacı hastalarına yapmayacağına olan inancımız sonsuzdur.
  2. Birinci basamak sağlık sisteminin dayanağı olan aile hekimlerinin aşılamadaki başarıları ve güvenilirliği ortadadır. Bu konuda emeği geçen tüm hekim ve diğer sağlık personeli arkadaşlarımızı ekip çalışması ve özveri ile elde ettikleri bu başarıdan dolayı kutluyoruz. Halkımızın aile hekimleriyle kurduğu güven esaslı ilişkisini hiçbir şeyin bozamayacağına inanıyoruz.
  3. Aşı karşıtlığı, Sağlık Bakanlığı’nın aşı lojistiğini olumsuz etkileyecek bir faktör olarak gittikçe büyüyen bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Bilgi sahibi olunmadan yapılan haksız yorumların toplumdaki aşı karşıtlığını körükleyeceği, toplumla sağlık çalışanları arasında çatışmalara neden olacağı aşikârdır. Aşı konusunda TTB tarafından hazırlanarak TBMM’ye iletilen yasal düzenlemelerin hızla çıkarılarak hayata geçirilmesi olası salgın hastalıkların önlenmesinde büyük öneme sahiptir.
  4. “Gebelere Grip Aşısı Uygulaması” örneğinde olduğu gibi kampanyaların başarıya ulaşması için Sağlık Bakanlığı sahanın asli uygulayıcıları ve onların meslek örgütlerinden görüş almalı ve birlikte çalışmalıdır.
  5. Aile hekimlerinin koruyucu hekimliğe yeterli zaman ayırabilmesi için, zaman ve motivasyon kaybına neden olan, RPT (repete: reçete tekrarı) hasta alt bezi, sonda, mama ve benzerlerinin reçete tekrarı ve tanımsız işler ( yönetmelikleri/ yönergeleri olmayan tek hekim raporu vb.) işyükü olmaktan çıkarılmalıdır. Sağlık raporları için bilimsel veriler ışığında mevzuat ve kurumlar tanımlanmalı, ileri tetkik ve değerlendirme gerektiren işler için ikinci basamakta heyetler oluşturulmalıdır.

Kaynak: Sağlık Bakanlığı 2018 Yılı Sayıştay Denetim Raporu