13.07.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “Uluslararası Sağlık Turizmi ve Turistin Sağlığı Hakkında Yönetmelik”, sağlık amacıyla yurtdışından ülkemize geçici bir süreliğine gelen yabancılar ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmakla birlikte yurtdışında ikamet eden gerçek kişilere her türlü sağlık hizmeti sunabilmek için Sağlık Bakanlığından Sağlık Turizmi Yetki Belgesi alınmış olmasını zorunlu tutmaktadır.

Sağlık Turizmi Yetki Belgesi alabilmek için, Yönetmelikte belirtilen bir takım belgeleri tamamlamanın yanı sıra, yabancı dil bilen bir hekim ve bir personelin istihdam edildiği sağlık turizmi biriminin de kurulması gereklidir.

Ayrıca, yurtdışından hasta temin etmek isteyen aracı kuruluşların faaliyetleri de Sağlık Bakanlığından bu hususta yetki belgesi alma şartına bağlanmıştır.

Mesleğini uygulama hak ve yetkisine sahip olan hekimler, ülkemizdeki herkese sağlık hizmeti sunabilir. Hizmet sunarken hekimi sınırlayan şey, hastanın uyruğu veya ikametgahı değil mesleki yetki alanıdır. Hastasına hizmet sunmadan önce onun sağlık hizmeti almak amacıyla gelip gelmediğini, yurtdışında yerleşik olup olmadığını araştırmak hekimin yükümlülüğü değildir. Yurtdışından sağlık hizmeti almak için gelen yabancıya veya yurtdışında yerleşik vatandaşlarımıza sağlık hizmeti sunabilmek için diploma veya uzmanlık belgesinden başka bir belgeye daha sahip olmalarını zorunlu tutan bir yasal kural bulunmamaktadır.

Kaldı ki, Sağlık Turizmi Yetki Belgesi alınması için aranan şartlar neredeyse yabancı dil bilen personel istihdamı ile sınırlıdır ve bu niteliğiyle hasta ile iletişim kurulabilmesinden başka bir nitelik aranmadığı anlaşılmaktadır. Hekimin hasta ile sağlıklı bir iletişim kurabilmesi, hastanın dilinin konuşulabilmesi iyi hekimlik için gereklidir. Ancak, bu Yönetmelikteki şartlar iyi hekimliğin sağlanmasını değil yurtdışından hasta getirilmesi ve bunların belli merkezlere yönlendirilmesini sağlamaya yöneliktir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına hizmet verilmesi için dahi yabancı dil bilen personelin bulunduğu bir birimin aranmasındaki anlamsızlık, esasen böyle birimlerin oluşturulabileceği büyük merkezlerin kollanması gayretinin açık ifadesidir.

Diğer yandan, ülkemizde sağlık hizmetlerinde yasak olan ve hapis cezası öngörülen suç olarak tanımlanan hasta simsarlığının yönetmelikle meşrulaştırılması, yasayla yasaklanmış olan reklamın yurtdışına yönelik yapılması halinde esnetilebilmesi, hasta verilerinin ölçüsüz ve sınırsız olarak Bakanlığa gönderilmesinin istenmesi de kabul edilemez.

Yurtdışından gelen hastaların ancak hastane tipi sağlık kuruluşlarından hizmet almasını sağlamayı amaçlayan bu düzenleme, sağlık turizmi bağlamında sunulacak sağlık hizmetlerini geliştiren bir niteliğe sahip olmadığı gibi diploma ile verilen yasal yetkinin yönetmelikle kısıtlanmasına da yol açtığından Yönetmeliğin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Türk Tabipleri Birliği tarafından Danıştay’da dava açılmıştır.