Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi'nde 24 Temmuz Salı gecesi hayatını kaybeden bir hastanın yakınları iki hekimi darp etti. Hayatını kaybeden hastanın yakınlarına bilgi vermek amacıyla giden iki kalp damar cerrahisi asistanı şiddete uğradı.

6-7 kişilik bir grubun saldırısına uğrayan hekimlerden biri hafif şekilde yaralanırken, diğer asistanın burnu kırıldı. Hasta yakınları, güvenlik tarafından olay yerinden güçlükle uzaklaştırıldı. Edinilen bilgiye göre yasal bir düzenleme mevcut olduğu halde saldıran kişilerin götürüldükleri karakoldan salıverildikleri iddia edildi.

Olayın ardından, Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi'nin önünde başlatılan 'Sağlıkta şiddete hayır' eylemine hastanenin kendi çalışanları haricinde çevredeki hastanelerden de sağlık emekçileri katıldı. Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu adına da Genel Sekreter Dr. Mine Önal eyleme destek verdi.

Hastane bahçesinde yapılan basın açıklamasında şiddete uğrayan hekimin arkadaşı Dr. Mehmet Alagöz ilk olarak söz alarak olay gecesini anlattı. Dr. Alagöz, hastaneye gelemeyecek durumda olan arkadaşının evde istirahat ettiğini belirterek “Ne mutlu bize ki şu an onun cenazesinde değiliz, buradayız ve ne yazık ki mutluyuz!” dedi. Darp edilen arkadaşlarını bir süre ameliyathanede saklamak zorunda kaldıklarını ifade eden Dr. Alagöz “Güvenlik 6-7 kişinin önüne set kurarak içeri girmelerini engelledi. Eğer içeri girselerdi ve bir de silahlı olsalardı büyük bir olay yaşanabilirdi” diye konuştu. Bu olayın ülkede yaşanan ne ilk ne de son sağlıkta şiddet vakası olmadığını belirten Dr. Alagöz yetkililere seslenerek “Bir an önce önlem alın. Hekimler defalarca darp edildi ya da öldürüldü. Halen anlamlı bir adım atılmış değil. Hep beraber bunun için bir adım atılmasını istiyoruz” dedi.

Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Mine Önal da sözlerine geçmiş olsun dileklerini ileterek başladı. Çok daha ciddi bir darp olayı olmadığı için mutlu olarak geldiğini ama çok da üzgün olduğunu belirtti. Bakanlığın Beyaz Kod verilerine göre her yıl 30 binin üzerinde sağlık çalışanının darp edildiğini, sözel ya da fiziksel şiddete uğradığını ifade eden Dr. Mine Önal “Yıllardır tabip odaları olarak sağlıkta şiddete dikkat çekmeye çalışıyoruz. Dr. Ersin Arslan’ın ölümünden sonra Bakanlık da bu durumu görmezden gelemez hale geldi ve Beyaz Kodu uygulamaya soktu. Ancak Dr. Ersin Arslan’dan önce de Dr. Ali Menekşe, Dr. Göksel Kalaycı hasta yakınlarının şiddeti sonucu hayatlarını kaybetmişlerdi” dedi.

Dr. Ersin Arslan’dan sonra da bu şiddetin durmadığına dikkat çeken Dr. Mine Önal “Çünkü sağlıkta dönüşüm programı kendi içerisinde sağlık çalışanlarına şiddeti üreten bir program. Bu programla birlikte sağlık çalışanları şiddetle tanıştı” diye konuştu.

Taleplerinin şiddetle mücadele olduğunu belirten Dr. Önal “Biliyoruz ki sadece emniyet güçleriyle bu şiddetin engellenmesi mümkün değil. Şiddetin engellenmesi için sistemin değiştirilmesi gerekiyor” sözlerini kaydetti.

Sağlık kurumlarında görev yapan sağlıkçıların çok ağır iş yükleri altında çalıştıklarını söyleyen Dr. Mine Önal “Hekimin emeğini değersizleştiren söylemler nedeniyle sağlık çalışanlarıyla hasta ve hasta yakınları yüz yüze kalıyorlar. Sağlıkta dönüşüm programı sağlıkta şiddetin ana nedenidir. Her zaman olduğu gibi yineleyerek bir arkadaşımızın daha canı yanmadan ya da öldürülmeden sağlıkta şiddetin sona erdirilmesini yetkililerden istiyoruz ve onları göreve davet ediyoruz” sözlerini kaydetti.

Ankara Tabip Odası Hukuk Bürosu’ndan Av. Ender Büyükçulha da hastaneye gelerek darp edilen hekimlerin arkadaşlarıyla görüştü ve her türlü hukuki desteğin kendilerine Ankara Tabip Odası tarafından sunulacağını belirtti.