SABİM ihbar hattına gelen bir şikâyet üzerine uğradığı baskı ve soruşturmalar sonrasında 30 Kasım 2012 günü çalıştığı hastanede hayatına son vererek aramızdan ayrılan Dr. Melike Erdem meslektaşları tarafından anıldı.

30 Kasım 2016, Çarşamba günü 12.30’da İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi (EAH) Acil Servisi önünde toplanan hekimler ve sağlık çalışanları, buradan Dr. Erdem’in yaşamının sonlandığı bina önüne yürüdüler.

Yürüyüşün ardından İstanbul Tabip Odası, SES Aksaray Şubesi ve İstanbul EAH Çalışanları imzasıyla bir basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasına TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel ile İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. İncilay Erdoğan da katıldılar. 

Prof. Dr. Raşit Tükel burada yaptığı konuşmada, “Bugün Melike Erdem’i kaybedişimizin 4. yıldönümü. Bugünü hatırlıyorum, burada toplanışımızı, yaşadığımız büyük acıyı… Bu acıdan, üzüntüden bir şey eksilmedi, çünkü arkasından Kamil Furtun’u, Aynur Dağdemir’i kaybettik” dedi.

Sağlıkta şiddetin boyutunun da, vaka sayısının da giderek arttığını, ölümler yaşandığını belirten Tükel, 2015 yılına ait bir araştırmaya göre, 13 bin sağlık çalışanının % 45’inin 1 yıl içinde şiddete uğradığını bildirdi.

Tükel, Beyaz Kod verilerine göre günde 30 sağlık çalışanının şiddet şikâyetiyle başvuruda bulunduğunu, 1990’lardan 2000’lerin ortalarına kadar böylesi vahim bir tablo görülmediğini vurguladı.

Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın dayattığı performans sisteminin sağlığa erişimi artırırken, niteliğini düşürdüğünü belirten Tükel, “Niteliğin düşmesi sonucu vatandaşlar sağlık kurumlarına büyük beklentilerle gelip sağlıklı, nitelikli bir hizmet alamadan ayrılmak zorunda kaldılar. Ayrıca katkı-katılım payları, ilaç katkıları vb. gibi birçok ödeme yapmak zorunda bırakılan hastalar sistemin dışında kaldılar ve bu da acil servislere başvuru sayısını büyük ölçüde artırdı” diye konuştu.

Dr. Melike Erdem’in bir acil tıp asistanıyken yaşamını yitirdiğine işaret eden Tükel, yılda 100 binden fazla acil servis başvurusu olduğunu, bunun aynı zamanda niteliğin düşmesi anlamına geldiğini kaydetti.

Sistemin hastaları “müşteri” olarak gördüğünü ve “müşteri memnuniyeti”nin esas alındığını belirten Tükel, “İstedikleri her şey karşılanacak duygusuyla geliyorlar; tıbbi gereklilik var mı yok mu diye bakılmıyor. Ama karşılaştıkları tablo beklentilerinin çok altında kalıyor ve sağlık sistemini sorgulamak yerine doğrudan sağlık çalışanlarına yönelen bir şiddete başvuruyorlar. Bu şiddet bazen doğrudan fiziksel şiddet olarak yaşanıyor, bazen şikayetlerle, SABİM’le, bazen soruşturmalarla ortaya çıkıyor” diye konuştu.

Raşit Tükel, ülkedeki şiddet ortamının, sarmalının en yukarıdan başlayarak bütün toplumsal ortama nüfuz ettiğine de dikkat çekerken, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu şiddetin sona ermesi, yeni Melike Erdem’ler, Kamil Furtun’ların, Aynur Dağdemir’lerin hayatını kaybetmemesi için ilk yapılması gereken Sağlıkta Dönüşüm Programı’ndan vazgeçilmesi, sağlıkta şiddeti ve toplumsal şiddeti ortadan kaldıracak adımların atılmasıdır. Bu adımlar atılmadığı sürece korkarız ki yeni şiddet olayları ve kayıplarla karşılaşacağız. Buradan bir kez daha Dr. Melike Erdem’in anması vesilesiyle yetkililere sesleniyoruz; şiddet ortamını sonlandıracak adımlar acilen atılmalıdır.”

Dr. Tükel’in konuşması ardından Dr. İncilay Erdoğan ortak açıklamayı okudu.

Açıklamada; “Sağlık çalışanları olarak bazen 36 saati bulan nöbetler tutuyoruz, bazen sorumluluğumuz olmayan işleri yapmamız bekleniyor. Mobbinge ve baskılara maruz bırakılıyoruz, ticarileştirilen, niteliği boşaltılan bir sağlık sisteminin sonuçlarından sorumlu tutuluyor, hedef tahtası haline getiriliyoruz. Sorunlarımız var, ama çözülmüyor! Bakmamız gereken hasta sayısı dünya ortalamasının neredeyse 8 katı. İşimizin ağırlığı ve sağlık üretirken fiziki ve sağlıksız koşullar sağlığımızı da bozuyor. Tehlikeli ve ölümcül birçok hastalığa maruz kalıyoruz. İş güvencesiz, sözleşmeli, taşeron, esnek ve kuralsız bir çalışma hayatına mahkum edilmek isteniyoruz. Bizler; hastanelerde, tıp merkezlerinde, polikliniklerde, aile sağlığı merkezlerinde, toplum sağlığı merkezlerinde, muayenehanelerde, eczanelerde mesleğimizi layıkınca yapmaya çalışıyor, emeğimizle, alınterimizle çalışıyoruz. Herkes için eşit, parasız, ulaşılabilir bir sağlık sistemini savunuyoruz. Meslek ilkelerimizin gözetilmesini, meslek onurumuzun korunmasını istiyoruz. İnsanca çalışma koşullarında, emeğimizin karşılığını alarak çalışabilmek istiyoruz” denildi.

Basın açıklamasının ardından Dr. Melike Erdem anısına kırmızı karanfiller bırakıldı.

Basın metni için tıklayınız.