Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ve TTB Halk Sağlığı Kolu, Türkiye’de artan plastik çöp ithalatına karşı uyarıda bulundu.

TTB Merkez Konseyi ve TTB Halk Sağlığı Kolu’nun ortak açıklamasında, Türkiye’nin İngiltere’den en çok plastik çöp ithal eden ülke olduğuna ilişkin haberlerin İngiliz basınına yansıdığına yer verilerek, 2005 yılında başlayan plastik atık ithalinin, 2015 yılında getirilen kısıtlayıcı düzenlemelere karşın azalmadığının bu haberlerle görüldüğü kaydedildi.

Uzun yıllardır Türkiye ile birlikte bu tip atıkların ithalatını yapan Çin, Malezya, Vietnam gibi ülkelerin ithalatlarına son vermesi nedeniyle, batı ülkelerinden Türkiye’ye daha çok plastik çöp gönderilmeye çalışıldığına yer verilen açıklamada, “Bu tuzaklara kesinlikle düşülmemeli ve aksine ülkemizin bu yıldan itibaren plastik çöp ithaline tamamen son vermeli ve sadece kendi plastik atığını geri dönüşüm ile değerlendirmelidir” denildi.

Açıklamada ayrıca, Türkiye’nin plastik atıkların geri dönüşümünde en başarısız ülkeler arasında gösterildiğine dikkat çekilerek, ithal edilen plastik çöplerin akıbeti konusundaki endişeler dile getirildi.

Açıklamanın tam metni aşağıdadır:

PLASTİK ÇÖP İTHALATI DERHAL DURDURULMALIDIR

Geçtiğimiz hafta içinde İngiltere’de The Guardian gazetesinde yer alan bir haber ülkemizin Polonya ve Çin, Malezya ve Vietnam gibi bazı Asya ülkelerini de geçerek 2018 yılının ilk üç ayında İngiltere’den en çok plastik çöp ithal eden ülke durumuna yükseldiğimizi açıklıyordu. Aslında insan sağlığı açısından son derece tehlikeli olan plastik atıkların ülkemize serbestçe ithal edilmesi 2005 yılına kadar dayanıyor. Bu haberden 2015 yılında bu tip atıkların ülkemize ithali için getirilen kısıtlamaların da bu çöplerin ithalatını azaltmadığı anlaşılıyor.

Dünya Plastik Sektör Raporuna göre Türkiye plastik üretiminde 8,6 milyon ton ile Dünya’da altıncı; Avrupa’da ise ikinci sırada yer almaktadır. Türkiye’nin üretimi toplam Dünya üretiminin %2,7’ne karşılık gelmektedir. Üstelik çevre ve insan sağlığı açısından tehlikeli bir sektör olan plastik sektöründe ülke gereksinimlerinin üzerinde imalat yapan ülkemiz, aynı zamanda dünya çapında önemli bir ihracatçı durumundadır. Dünyadaki plastik mamul madde toplam ihracatının %2,6’ni karşılayan ülkemiz açısından bu alandaki en tehlikeli boyut ise denetimsiz bir şekilde 2005 yılından bu yana başta Avrupa ülkeleri olmak üzere pek çok ülkeden plastik çöp ithal etmesidir. Üstelik bu atık plastiklerin tam olarak hangi işlemlerden geçirildiği; geri kazanımda kullanılıp kullanılmadığı ve kullanıldıysa nerelerde kullanıldığı belli değildir ve kamuoyundan gizlenmektedir. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'nın (OECD) rakamları 2015 yılında Türkiye'nin çöpünün sadece yüzde 1'ini geri dönüşüme yolladığını, gerisini ise katı atık sahasına gönderdiğini göstermektedir. Science Dergisinde yayımlanan başka bir araştırmaya göre ise ülkemiz plastik atıkları geri dönüştürme konusunda en başarısız ilk 20 ülke arasında bulunmaktadır ve bu tablo ithal edilen plastik çöplerin akıbeti konusundaki endişelerimizi artırmaktadır.

Çeşitli inşaat malzemeleri, ev eşyaları, ambalaj malzemeleri, oyuncaklar ve kırtasiye malzemeleri gibi pek çok ürünün üretiminde kullanılan plastiklerin içine, çeşitli amaçlarla fitalatlar ve bisfenoller gibi toksik maddeler de katılmaktadır. Fitalatlar plastik malzemelerin sertliğini azaltmak, esnekliklerini artırmak ya da şeffaflaştırmak için üretim esnasında plastiklere eklenmekte; bisfenol bileşikleri ise şeffaf ve sert yapılı plastik malzemelerin üretiminde kullanılmaktadır. Bir bisfenol bileşiği olan bisfenol A (BPA) insanlarda; özellikle de bebek ve çocuklarda hormonal sistem bozukluklarına yol açtığı; obesite, dikkat dağınıklığı, otizm başta olmak üzere özellikle çocuklarda sağlık sorunlarına yol açtığı bilimsel olarak gösterilmiştir. Bu nedenle başta ABD, Kanada, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri olmak üzere birçok ülkede BPA kullanımı yasaklanmıştır. Ülkemizde de 2011 tarihinden itibaren BPA’nın biberonlar, meme pompaları, oyuncaklar polikarbonat ürünler, ile gıda ile temas eden her türlü üründe kullanımı yasaklanmıştı. Diğer yandan yapıları birbirinden farklı 25 çeşit fitalat bileşiği daha bulunmakta ve bu bileşiklerden bazılarının kullanımı yine yukarıda sayılan ülkeler başta olmak üzere birçok ülkede insan sağlığı üzerinde bisfenol bileşiklerine benzer etkileri nedeni ile yasaklanmıştır. Ancak bu yasaklamaların sorunu çözmediğini; aksine denetimsiz olarak geri dönüşüme gönderilen plastik atıkların içinde bulunan bisfenol ve fitalatın içinde bu kimyasallar bulunmaması gereken plastik ürünlere bu kimyasal maddeleri taşıdığı tespit edilmiştir.  Örnek verilmesi gerekirse içinde fitalat ve bisfenol bileşikleri olan plastik atıkların geri dönüştürülmesi ile üretilen plastik gıda ambalajları insan sağlığı açısından tehlikeli olan bu kimyasalların gıda maddelerine geçmesine neden olabilmektedir. Ayrıca gazetedeki haberde ülkemize İngiltere’den gönderilen plastik çöplerin geri dönüşüme tabii tutulup tutulmadığının da bilinmediği yazılmıştır.

Uzun yıllardır ülkemiz ile birlikte bu tip atıkların ithalatını yapan Çin, Malezya, Vietnam gibi ülkelerin ithalatlarına son vermesi nedeni ile gelişmiş batı ülkelerinden ülkemize daha çok plastik çöp gönderilmeye çalışılmaktadır. Bu tuzaklara kesinlikle düşülmemeli ve aksine ülkemizin bu yıldan itibaren plastik çöp ithaline tamamen son vermeli ve sadece kendi plastik atığını geri dönüşüm ile değerlendirmelidir.

Yukarıda açıklanan noktalar göz önünde bulundurulduğunda başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere yetkililere aşağıdaki soruları sormak istiyoruz;

  1. Ülkemizin yıllık plastik çöp ithalatı ne kadardır? İngiltere dışında başka ülkelerden de plastik çöp alınmakta mıdır? 2005 yılından bu yana plastik çöp ithalatı miktarı toplamda ne kadarı bulmuştur?
  2. 2005-2018 yılları arasında ithal edilen plastik çöpü tehlikeli ya da toksik atık olup olmadığı açısından gümrüklerde herhangi bir kontrol ve denetime tabi tutulmuş mudur? Fitalat, bisfenol ya da benzeri toksik bileşikleri içeren plastik çöpler bu süreçte ülkemize girmiş midir? Eğer öyle ise ne miktarda girmiştir?
  3.  2005-2018 yılları arasında hiçbir kontrol ve denetime tabi tutulmadan, sadece ithalatçı firmanın beyanına dayalı olarak ülkemize ne miktarda plastik çöpü girmiştir ve ithal edilen plastik çöpünün ne kadarı geri dönüşüme tabi tutulmuştur?
  4. Geri dönüşüme girmeyen plastik çöpü nasıl değerlendirilmektedir?
  5. Gıda ambalajlarında, gıdalarda ve sularda, bebek ve çocuk ürünleri ile oyuncaklarda fitalat ve bisfenol A ile bisfenol S bileşiklerinin kalıntı analizleri yapılmakta mıdır? Eğer yapıldıysa ne gibi sonuçlar elde edilmiştir?

İngiliz basınında çıkan haberlerden sonra, akla gelen bu soruların yanıtlarını en kısa zamanda öğrenmek kamuoyunun hakkıdır. Hekimler olarak, halkın sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı olduğunu, toplumun sağlığını bozma tehlikesi taşıyan bu durumun kısa zamanda açıklığa kavuşturulmasını istiyoruz.

Kamuoyuna saygılarımızla,

TTB Merkez Konseyi

TTB Halk Sağlığı Kolu