Sağlık Bakanı, son altı yıldır eğitim hastanelerindeki boş eğitici kadrolarını ilan etmedi. Eğitici sınavı yapmadı. Diğer profesör ve doçent unvanı olan hekimlerin başvurmasına olanak tanımadı, bilimsel bir seçme yöntemini kullanmadı. Kimin klinik şefi ve şef yardımcısı olacağını kendisi belirledi. Görevlendirmede bilimsel özelliklerin yerini büyük ölçüde kişisel ilişkiler, siyasi yakınlıklar aldı.
Oysa Sağlık Bakanlığı'ndan beklenen yıllardır sürdürülen hukuk mücadelesi sonucu Anayasa Mahkemesi, Danıştay, İdare Mahkemeleri tarafından açıkca hukuka aykırılıkları ispatlanan bu tip atamalardan vazgeçmesidir. ÖSYM tarafından yapılacak yabancı dil yeterlilik sınavı ve merkezi bilgi sınavını geçen, kura ile seçilmiş jürilerce yapılacak, yapılandırılmış sözlü sınavlar sonucunda kazanan adayların, eğitici olarak atamasını yaparak nitelikli bir uzmanlık eğitiminin yolunu açmasıdır.
Bunun yerine, atama yapılacak kadroya göre siyasi irade tarafından belirlenmiş jüriler ile hekimler nesnel olarak değerlendirilemez. Üstelik ortada iyi bir eğiticide bulunması gereken bütün özelliklere göre belirlenmiş değerlendirme yöntemi olmadan, bütün adaylara ilişkin jüri raporları açıklanmadan, yapılacak şef şef yardımcısı atamaları liyakatin değil, siyasetin etkisinde kalacaktır.
Uzmanlık eğitiminin taraflarından birisi olarak Sağlık Bakanlığı'ndan beklentilerimiz şunlardır:
1. Sağlık Bakanlığı 10 yıldır sürdürülen bu haksız atamalara son vererek 10 Haziran 2008 tarihli bazı seçilmiş profesör ve doçentlere adil olmayan, hakkaniyete uymayan, eşit yarışma şartlarının sağlanmadığı bir ortamda şef ve şef yardımcılığının yolunu açacak olan ilanını geri çekmelidir.
2. Sağlık Bakanlığı hiç zaman kaybetmeden ilgili taraflar olan YÖK ve TTB'nin de görüşlerini alarak, yasal olarak zorunlu olmasına karşın 6 yıldır yayımlamadığı Tıpta Uzmanlık Yönetmeliği'ni çıkartmalıdır.
3. Tüm eğitim kurumlarındaki şef ve şef yardımcılığı kadroları boş olanları da dahil olmak üzere ilan edilmelidir.
4. Tıpta Uzmanlık Tüzüğü'nün 2002 yılındaki ilk halinde öngörülen Eğitim Kurumlarını Değerlendirme Komisyonu benzeri yapıların onayını almayan hiçbir hastaneye eğitim verme yetkisi verilmemelidir.
5. Geçmiş deneyimlerden süzülerek gelen ve 1997 yılında, YÖK, Sağlık Bakanlığı ve TTB uzlaşısı doğrultusunda çıkarılan sınav yönetmeliği dikkate alınarak sınav tarihleri, başvuru koşulları, değerlendirme ölçütleri, kadro ilanları ve jüri seçimi bilimsel, nesnel, adil ve şeffaf şartlar gözetilerek açıklanmalıdır.
6. Sağlık Bakanlığı, tıpta uzmanlık eğitiminin tarafları olan YÖK ve TTB yöneticileri ile ivedilikle bir araya gelerek kalıcı bir çözüm için ilk adımı atmalıdır.
Yukarıda maddeler halinde sıraladığımız beklentilerin karşılanması için her türlü işbirliğine açık olduğumuzu ve bu beklentilerin karşılanması için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.
Türk Tabipleri Birliği Uzmanlık Eğitimi Eşgüdüm Kurulu
İstanbul Tabip Odası